İlkokuldayken sınıflarımızın duvarında mevsimler ilkbahar-yaz-son bahar kış olarak gösteriliyordu. Bahar denince benim aklıma hep ilkbahar gelir sonbaharı düşünmem.
Mart, Nisan ve Mayıs aylarında doğa canlanır. Soğuk ve uzun kış gecelerinin ve kısa gündüzlerin yerini güneşli zaman zamanda yağmurlu ve gittikçe uzayan gündüz ve gittikçe kısalan geceler yer alır.
Baharda doğa uyanır, ağaçlar meyve vermek için çiçek açarlar. Koyunlar kuzular, keçiler oğlaklanır, inekler buzağılanır, mandalar camızlanır.
Yavrusu olan her dişi canlı yavrusunu beslenmek için süt salgılar. Küçükbaş ve büyükbaş hayvanlarımızda hem yavrulama nedeniyle hem de çayır ve meralarda otlama nedeniyle süt verimi artar, hatta ikiye katlanır.
Süt artışı olduğunda her bahar aynı senaryo devreye girer, süt fiyatları düşme yönünde ilerler ya da artan maliyetlere rağmen yerinde sayar.
Mandıralarımız mevsim (sezon) peyniri dediğimiz klasik peynirlerin yapımına, inek sütüne koyun ve keçi sütü katarak bahar aylarında başlarlar.
Her yıl koyun ve keçi sütü fiyatları bahar aylarının başlangıcında belirlenir. Eğer sürü sahibi süt parasını önceden alacaksa farklı, sezon sonunda alacaksa farklı bir fiyat belirlenir. İki fiyat arasında %10-15 fark olmaktadır.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız bu sene manda, koyun ve keçi sütün de verilecek olan pirim desteğini kilogram başına 20 kuruş olarak belirledi. İnek sütü için prim desteği miktarı daha sonra belirlenecek. İnek sütü destek primi sektör temsilcilerinin baskıları doğrultusunda yıl içinde Bakanlıkça belirleniyor. Bu prim miktarının zamanında, yılın başında belirlenmemesi üretim ve gelir planlamasında belirsizliğe neden olmaktadır.
Belirlenmiş olan pirimin keyfi olarak bakanlık tarafından daha düşük olarak da ödendiği geçmiş yıllarda yaşamış olduğumuz bir vakıadır.
Prim desteği üreticilerimizi örgütlü olmaya zorladığı gibi, işletme kaydı olmayan üretim tesislerinin de hammadde temininde zorlu çekmeleri nedeniyle kayıtlı olmaya teşvik etmektedir. Benim burada dikkatinizi çekeceğim husus; prim oranı değil hangi süte pirim ödeneceğidir. Halen ticari olarak satışa sunulan çiğ sütlerimizin en fazla yüzde 30’u Çiğ Süt ve Isıl İşlem Görmüş Sütler Tebliğine uygun olarak üretiliyor.
Eğer yürürlükteki tebliği ve tebliğleri uygulayamıyorsak yasal otoritenin zafiyeti ortaya çıkmaktadır.
Perakende soğuk çiğ süt satışı
Ülkemizde çiğ süt satışı perakende olarak serbest mi? Ben bu sorunun cevabını bilmiyorum. Bilen varsa lütfen e mail adresime bildirsin. Eğer serbest ise hangi yasal mevzuat uygulanmaktadır. Eğer serbest değil ise başta İstanbul olmak üzere bazı illerimiz nasıl onay belgeleri vermekte ve izin verilmiş olan işletme ve ürünler hangi yasal kriterlere göre denetlenmektedir?
Bütün bunları bana acaba bahar yellerimi yazdırıyor. Yoksa bunlar bahar yelleri gibi gelip geçici konular mıdır her sene her sene aynı işlerle uğraşıyoruz. Dönüp dönüp aynı noktaya geliyoruz.
Lütfen ama lütfen sütümüz ak kalsın. Süte emeği geçen, sütten gelir elde eden herkes sütün ak kalması için çalışsın.