25–26 Nisan 2019 tarihlerinde İzmir’de Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü ev sahipliğinde düzenlenen 2. Ulusal Sütçülük Kongresinde sektör ve bilim dünyası buluştu.
25-26 Nisan tarihlerinde İzmir’de bu yıl ikincisi düzenlenen 2. Ulusal Sütçülük Kongresi özel sektörden ve bilim insanlarından yoğun ilgi gördü. Ege Üniversitesi Süt Teknolojisi Bölümü tarafından Ziraat Fakültesi Prof. Dr. Feyzi Önder Konferans Salonunda düzenlenen kongreye üniversitelerden ve özel sektörden yoğun katılım oldu.
5’i çağrılı 47 sözlü ve 82 poster bildirinin sunulduğu kongreye başta İzmir olmak üzere Balıkesir, Bursa ve Manisa’dan 158 öğrenci de dinleyici olarak katıldı. Diğer yandan 82 poster arasından jüri tarafından 3 sunum başarı ödülüne layık görüldü.
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Başkanı Vekili Prof. Dr Harun Raşit Uysal’ın Düzenleme Kurulu Başkanlığını yaptığı kongrede Uluslararası Sütçülük Federasyonu Genel Sekreteri Caroline Emond da bir sunum yaptı.
Kongrenin ardından Düzenleme Kurulu adına Doç. Dr. Cem Karagözlü 7 maddelik bir sonuç bildirgesi kaleme aldı. Bildirge özetle şöyle:
- İnsan hayatında son derece stratejik öneme sahip bir gıda olan süt ve süt ürünleri sağımdan sofraya sürdürülebilir ve güvenilir olmalı, çevreyi koruyacak şekilde üretilmelidir. Sektör doğal kaynakların kirlenmesini engelleyecek şekilde kendini geliştirmeli, geleneksel süt ürünleri üretimi ile genetik materyallerin gelecek nesillere ulaştırılmasında önemli bir rol oynamalıdır. Tarladan sofraya tüm aşamalarda süt ve ürünlerinin güvencesinin sağlanması, halkın ucuz ve sağlıklı ürünlere adaletli bir şekilde ulaşması sağlanmalıdır.
- Sektörde oluşan yeni sorunları sürekli irdeleyen ve gelişen dinamik bir yapının sağlanması ve tüketicinin gıda ile ilgili doğru bilgilere ulaşmasının ve böylece gereği gibi beslenmesinin sağlanması önemlidir. 21. yüzyılda gelişen teknolojiyle birlikte sanayide “inovasyon”un önemi gittikçe artmaktadır. Süt sanayinde teknolojiden inovasyona giden yol haritasında stratejik planlamanın ne kadar önemli olduğu unutulmamalıdır. Sektör endüstri 4.0 üzerine hazırlıklarını yapmalıdır.
- Sağlıklı yaşam için güvenilir süt ve ürünlerine ulaşmak önemlidir. Hassas gruplar yani hastalar, yaşlılar ve bebekler başta olmak üzere tüm bireyler tarafından tüketilen süt ve ürünlerinin güvenilir olması, süt bilimi ve teknolojisindeki bilimsel çalışmalar ve onun uygulayıcıları olan gıda profesyonellerinin varlığı ile mümkündür.
- Değişen dünyada değişen tüketici ihtiyaçlarına cevap verebilmek üzere süt ürün çeşitlenmesi/yeni ürünlerin oluşturulması için de süt işletmeleri ve süt konusunda uzmanlaşmış meslek grupları vazgeçilmezdir. Dünyada ve ülkemizde süt bilimi ve teknolojisinde bilim ışığında bilgi ve donanımını hizmete dönüştüren meslek mensupları olmazsa güvenilir gıdaya ulaşmak tesadüflere kalacak, dengeli ve yeterli beslenme için gerekli ürünlerin birçoğuna ulaşmak hayal olacaktır.
- Süt ve süt ürünleri konusunda bilgi kirliliği can yakan boyutlara ulaşmıştır. Bu konu ile mücadele etmek, mesleki ve etik sorumluluk taşıyan herkesin görevidir. Bir bilim adamının etik olarak sorumluluğu; bir bilgiyi/durumu topluma aktarmadan önce, konuyu kendi süzgecinde, bilimsel veriler eşliğinde değerlendirmek ve irdelemektir. Medyada yer alan bazı kişiler, tüketilen süt ve süt ürünleri üretim metotları ve üretiminde görev alan gıda profesyonellerini hedef almakta, dünyada benzeri olmayan bir şekilde ülkemizde üretilen süt mamüllerinin üretimiyle ilgili gerçekliği ispatlanmamış negatif veya şifahi özelliklerini vurgulayan sözde pozitif bilgilerle toplumun kafasını karıştırmaktadır. Ne yazık ki, medya aracılığı ile toplumda kafa karışıklığı yaratan bu kişilerin önde gelenleri belli alanlarda lisans ve lisansüstü eğitim almış kişilerdir. Kamu otoritesi başta olmak üzere tüm taraflar; toplumun süt ve süt üretimi ile ilgili gerçek bilgiye zamanında sürekli ulaşımı için çalışmalı, tüketicilerin güvenilir bilgiye ulaşması güvence altına alınmalıdır. Tüketicilerin “konusunun uzmanı olmayan kişi”lerin beyanlarına maruz kalmalarının yarattığı olumsuz etkileri giderecek çalışmalar yapılmalı, bilime olan inançla, uzmanlık alanında olmayan konularda konuşarak kamuoyunu yanıltan bu kişiler hakkında alınacak hukuki önlemler gözden geçirilmeli ve gerekli işlemler yapılmalıdır.
- Gelişen teknolojilerle dünya üzerindeki yeni gıdaların çeşitleri ve özellikleri kadar gıda hilelerinin boyutları ve çeşitleri artmakta/değişmektedir. Bu gelişmeler, bir şekilde taklit ve tağşişte yeni metotların oluşmasına da yol açabilmektedir. Haksız kazanç elde etmek üzere işbaşında olan, ancak aynı zamanda tüketici sağlığını önemli derecede riske atan ve gıda dolandırıcılığı diye de tanımlanabilecek, gıdada taklit ve tağşiş yapanlarla da etkin mücadele sağlanmalı, gıdalar ve gıda bileşenleriyle ilgili dolandırıcılık aktivitelerinin önlenmesi için veritabanını izleme ve hileye ilişkin yeni bir durumun tespitini sağlayacak bildirim sistemleri oluşturulmalıdır. Bu alandaki riskleri izlemek ve kontrol altına almak açısından, gıda denetimlerinin etkinliğinin sağlanması ve sonuçların şeffaf, doğru algılanacak ve izlenebilir biçimde paylaşılması önemli bir araçtır. Bu amacın önünde var olan yapısal sorunlar aşılmalıdır.
- Kamuda ve özel sektörde istihdam politikaları, süt ve ürünleri üretim sürecinde ihtiyaç duyulan tüm profesyonelleri hakkaniyetle kapsayacak şekilde planlanmalı, süt ve ürünleri profesyonellerinin asıl meslek alanlarında çalışmasını sağlayacak politikaların uygulanması ile bu alanda yapılmakta olan haksızlıklar giderilmelidir.