Hayvancılıkta neyi doğru yapamıyoruz?

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Türkiye’nin 11,5 milyon sığır varlığı bulunduğunu, bunun yüzde 30’nun kasaplık olduğunu, koyun varlığının da 30 milyon civarında bulunduğunu, bunun da yaklaşık yarısının kasaplık olduğunu açıkladı. Bakan Eker, son zamanlarda katıldığı tüm toplantılarda, Türkiye’nin ihtiyacından fazla hayvan sayısına sahip olduğunu dile getiriyor.

enel Müdürü Bekir Ulubaş ise, Trakya’da kurbanlık açığı oluşmaması için yaklaşık16 bin büyükbaş kurbanlık ithal edeceklerini açıkladı. Bakan Eker, 13 vilayetteki karkas etin ortalama kilogram fiyatının 15,42 lira olduğunu dile getirirken, kurbanlık koyun etinin kilosunun 50 lira’ya yaklaştığı haberleri gazetelerde boy gösteriyor. Hayvan varlığımız ihtiyacımızdan fazlaysa, Et ve Balık Kurumu neden kurbanlık hayvan ithal ediyor?

Süt Dünyası Dergisi olarak hükümetin bu konuda çaba sarf ettiğini ve samimi olduğunu düşünüyoruz. Hükümet, 2 yılda faizsiz kredi uygulamasıyla 6 milyar lirayı hayvancılığa aktardı. 100 bine yakın vatandaş, faizsiz hayvancılık kredilerinden yararlandı. Bu yatırımlarla 50 başın üzerindeki çiftlik sayısı 20 bini geçti.

Bu kadar kaynak aktarılmasına rağmen neden hala ithalat yapılıyor? Bu durumu ancak Nasrettin Hoca’nın şu meşhur fıkrası açıklayabilir:

“Hoca bir gün evinin bahçesinde telaşla bir şey arıyor. Bu durumu gören komşusu Hocaya ne aradığını sorunca Hoca, “Yüzüğümü kaybettim, onu arıyorum” der. Komşusu Hocaya yüzüğünü nerede kaybettiğini sorunca Hoca, “Kömürlükte kaybettim” der. Bunun üzerine komşusu, “Madem yüzüğünü kömürlükte kaybettin, neden bahçede arıyorsun” deyince Hoca, “Orası karanlık onun için bahçede arıyorum” der.”

Süt Dünyası olarak hükümete, sektör mensuplarına, ilgili tüm kurum ve kişilere sesleniyoruz. Ülke hayvancılığının bir türlü krizden çıkamamasının gerçek nedenleri üzerinde duralım. Nasrettin Hoca gibi kömürlükte kaybettiğimiz yüzüğü bahçede arama kolaylığına kaçmayalım.

Bu sayımızdaki dosya konularımızda bu duruma ışık tutmaya çalıştık. Öncelikle yem bitkileri üretimini ve yem hammaddelerini ithalatla değil, ülkemizde üreterek hayvancılığın temel girdilerini kendimiz üreterek karşılamamız gerekiyor. Kapak dosyamızla bu konuya dikkat çekmek istedik.

Hayvansal ürün üretimiyle ilgili istatistikler bir yıl aradan sonra yayınlandı. Geçen yıl aynı dönemde, 2009 rakamlarının yayınlanması gerekiyordu. Ancak süt, et ve canlı hayvan üretim rakamları pek iç açıcı olmadığından, TÜİK geçen yıl 2009 rakamlarını yayınlamamıştı. Rakamlarla ve gerçeklerle yüzleşme cesaretini gösteremedikçe, ülke hayvancılığı nasıl ileriye götürülebilir ki? Özel dosyada son 10 ve 20 yılın hayvansal ürün üretimiyle ilgili istatistikleri yorumladık.

Geçen sayı, “Süte müdahale geliyor” kapağıyla çıkmıştı. Ses getiren bu yayınımızın ardından Bakan Eker, hayvansal ürünler piyasasını düzenleyici bir kurumun oluşturulacağını açıkladı. Gündem dosyamızda hayvansal ürünler piyasasını düzenleyici bu kurumun kurulma çalışmalarını mercek altına aldık.

Bazı yayın kuruluşları ve dergiler telifli haberlerimizi ve dosyalarımızı yayınlarında kendi ürünleri gibi kullanıyorlar, bu yayınları hukuk servisimiz yakından takip ediyor. Telifli haber ve dosyalarımızı yayınlarında izinsiz kullananları buradan bir kez daha uyarıyoruz. Aksi takdirde yasal yollara başvurmak durumunda kalacağız.

Yeni sayıda görüşmek dileğiyle, esen kalın.

>> Editörden

Süt Dünyası Dergisinin yeni sayı sunuş yazıları ile dergi ekibinin gündemi ve gelişmeleri değerlendiren yazıları "Editörden" başlığı altında "Süt Dünyası" imzası ile yayınlanmaktadır. Ayrıca dergi ekibinin ortaklaşa hazırladığı haber ve yazılarda da "Süt Dünyası" imzası kullanılmaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.