Süt sektöründe örgüt karmaşası

Sütçülükte yaşanan birçok problem, örgüt karmaşasından kaynaklanıyor. Kooperatifler (HayKoop ve Köy-Koop), süt üretici birlikleri ve damızlık sığır yetiştirici birliklerinin hepsi süt kaydı tutuyor, süt toplayıp satıyorlar. Ülke sütçülüğünün gelişmesinin önündeki engellerden biri olan örgüt karmaşasını mercek altına aldığımız çalışmanın ilk bölümü bu sayıda. Özel dosyanın ilk bölümünde üretici örgütlerinin yasal dayanakları ve statüleri incelendi. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinden Dr. Dr. Mehmet Kılıç Süt Dünyası okurları için araştırdı ve kaleme aldı.

GENEL OLARAK TARIM KESİMİNDE ÖRGÜTLENME
Tarım kesiminde örgütlenme ve buna bağlı olarak ortaya çıkan pazarlama sorunları, Türk tarım sektörünün uzun yıllardır devam eden en önemli sorunlarının başında gelmektedir. Bu nedenle Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren üreticilerin pazar etkinliğinin arttırılarak daha rekabetçi bir yapıya kavuşturulması, modern üretim yöntemleri kullanılarak verimliliğin arttırılması ve bu yolla kırsal kalkınmanın gerçekleştirilmesi amaçlarıyla tarım sektöründe örgütlenmeye ilişkin değişik hukuki düzenlemeler kabul edilmiştir.

ÜRETİCİ BİRLİKLERİ
Tarım kesiminde örgütlenmenin geleneksel kooperatifçilik anlayışı dışında yeni ve modern bir yaklaşımla ela alınması zorunluluğunun bir sonucu olarak kabul edilen 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu, 06.07.2004 tarih ve 25514 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanunun amacı, “üretimi talebe göre planlayarak ürün kalitesini iyileştirmek ve pazarlara geçerli norm ve standartlara uygun ürün sevk ederek ürünlerin ulusal ve uluslararası ölçekte pazarlama gücünü artırıcı tedbirler almak üzere üretici birliklerinin kurulmasını sağlamak” şeklinde 1. maddede düzenlenmiştir. Kanunda, tarımsal üretici birliklerinin kurulacağı ürün grupları konusunda bir sınırlama getirilmiş ve her türlü bitkisel ve hayvansal ürünler ile su ürünleri konusunda birliklerin kurulabileceği düzenlendikten sonra, hangi ürün veya ürün grubu için birlik kurulacağı, tarım sektöründeki ihtiyaçlar ve öncelikler ışığında, çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği hükmüne yer verilmiştir (m. 3).

DAMIZLIK SIĞIR YETİŞTİRİCİLERİ BİRLİĞİ

… Gerek ilgili Yönetmelik, gerekse Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğinin kuruluşuna ilişkin ana sözleşmeler incelendiğinde; süt sektöründe karşılaşılan önemli ve güncel sorunların çözümüne yönelik önemli faaliyet ve görevleri üstlenmiş olduğu görülmektedir. Gerçekten de; yerli ırkların genetik potansiyellerinin geliştirilmesi amacıyla bölgesel ya da ülkesel düzeyde ıslah programlarının uygulanması, üretimin yurt içi ve yurt dışında pazarlanması ve ürünlerin değerlendirilmesi için gerekli tesislerin kurulması gibi değişik faaliyet ve görevleri Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğinin süt üreticileri arasında tercih edilen bir örgütlenme modeli olması sonucunu doğurmaktadır. Nitekim Merkez Birliğe bağlı 73 adet il bazında teşkilatlanmış “Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği” bulunmaktadır.

DİĞER ÖRGÜTLER
Türkiye’de, tarım kesiminde ve özellikle süt sektöründe örgütlenmiş değişik tüzel kişilikler de bulunmaktadır. Bunların en önemlileri arasında, Tarımsal Merkez Süt Üreticileri Birliği, Türkiye Hayvancılık Kooperatifleri Merkez Birliği (Hay-Koop) ve Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatif Birlikleri Merkez Birliği (Köy-Koop) sayılabilir.

Tarımsal Merkez Süt Üreticileri Birliği, 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu’na göre kurulmuş olup, Türkiye genelinde Birliğe bağlı il veya ilçe düzeyinde faaliyet gösteren toplam 98 adet “süt üreticileri birliği” bulunmaktadır. Birliğin amaçları, “süt üretimini talebe göre planlamak, ürün kalitesini iyileştirmek, pazara geçerli norm ve standartlara uygun ürün sevk etmek ve ürünlerin ulusal ve uluslar arası ölçekte pazarlama gücünü arttırıcı tedbirler almak” şeklinde belirlenmiştir.

Türkiye Hayvancılık Kooperatifleri Merkez Birliği (Hay-Koop) ise, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre kurulan ve bu kapsamda hayvancılık konusunda üretim, ıslah ve pazarlama konularında kurulan birliklerin oluşturduğu bir merkez birliği statüsündedir. Hay-Koop’un temel amacı; “…ortak birliklerinin ve bunlara bağlı kooperatiflerin, ortaklarının küçük ve büyükbaş ile kanatlı hayvanlar ile arı ve bunlara ait ürünlerinin üretimi, işlenmesi, pazarlanması ve verimlerinin artırılması için ıslah çalışmaları yaparak hayvansal üretimin daha ekonomik bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlayacak faaliyetleri yürütmek…” şeklinde sadece süt sektörünü değil, diğer her türlü hayvansal üretimi içine alarak oldukça kapsamlı bir şekilde düzenlenmiştir.

Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatif Birlikleri Merkez Birliği (Köy-Koop) da yine 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre kurulan ve kapsamında süt sektöründe faaliyet gösteren değişik üretici kooperatiflerini barındıran diğer bir örgütlenme şeklidir. Köy-Koop’un amaçları da yine doğrudan süt sektörüne yönelik olmayıp; genel olarak “….kendisine üye olan kooperatif ve birliklerin ortak amaçlarını gerçekleştirmek ve menfaatlerini korumak için yurt içi ve dışı ekonomik çalışmalarda bulunmak, kooperatif çalışmalarını koordine etmek, dış ülkelerle kooperatif ilişkilerini incelemek ve geliştirmek kooperatifleri denetlemek, kooperatif eğitim ve öğretim faaliyetlerinde bulunmak, kooperatifçiliği geliştirmek….” şeklinde ifade edilmektedir. Bu durum, Köy-Koop’un da Hay-Koop gibi, ihtisaslaşmış bir örgüt olarak süt üreticilerinin örgütlenmeden kaynaklanan sorunlarının çözümünde yetersiz kalmasına yol açmaktadır.

ÜRÜN KONSEYLERİ

Ulusal Süt Konseyi
… Ulusal Süt Konseyinin kuruluş amacı; “5488 sayılı Tarım Kanununda belirtilen ulusal tarım politikaları çerçevesinde çalışmalar yapmak” şeklinde Yönetmeliğin 1. maddesinde hükme bağlanmıştır. Ulusal Süt Konseyi her ne kadar ulusal tarım politikaları çerçevesinde çalışmalar yapmak amacıyla kurulmuş olsa da; 5488 sayılı Tarım Kanunu’nun 11. maddesinin gerekçesi ve Yönetmelikte yer alan hükümler hep birlikte değerlendirildiğinde, aslında süt sektöründe faaliyet gösteren gerçek ve tüzel kişileri bir araya getirerek sektörde bir üst örgütlenmenin gerçekleştirilmesinin amaçlandığı söylenebilir. Gerçekten de, Yönetmeliğin 6. maddesinde; konseyi oluşturacak alt grupta yer alan üyelerin “Üretici Alt Grubu”, “Sanayici Alt Grubu” ve “Kamu ve Kamuya Ait Araştırma Merkezleri ve Meslek Kuruluşları Alt Grubu” şeklinde belirlenmiş olması, süt sektöründe faaliyet gösteren bütün aktörlerin bir araya gelerek dağınık örgütlenmelerin bir çatı altında toplanması amaçlanmıştır.

SÜT SEKTÖRÜNDE ÖRGÜTLENME YAPISININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Türkiye’de, süt sektöründe faaliyet gösteren örgütler incelendiğinde bunların hukuki statüleri bakımından esas itibariyle üç ana gruba ayrıldığı görülmektedir. Bunlardan ilki, tarımsal kalkınma kooperatifleri ile damızlık sığır yetiştiricileri birliğinden oluşan ve kooperatifçilik esassına dayalı örgütlenme modelidir. İkinci grup, değişik hayvancılık dernekleri ile süt üretici birliklerinden oluşan ve dernek şeklinde örgütlenmiş bulunan tüzel kişiliklerden oluşurken, üçüncü grup Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulup faaliyet gösteren şirketlerden oluşmaktadır.

Süt sektöründe görülen örgütlenme modellerinin bu şekilde farklılık göstermesinin en önemli nedeni ise tarım sektörünün yapısal özellikleri ve üreticilerin içerisinde bulunduğu koşulların farklılığıdır. Başka bir ifade ile süt sektöründe yer alan her bir örgüt modeli içinde bulunulan koşulların bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, süt sektöründe tek bir örgütlenme modeli yerine, farklı koşullarda daha başarılı olabilecek farklı örgütlenme modellerinin geliştirilmesine imkân tanınması gerekir.

Bu nedenle, söz konusu farklı örgüt modelleri arasında uyum, koordinasyon ve işbirliğini sağlayacak, mevcut örgütlenme modellerinden tamamen farklı niteliklere sahip bir üst örgütlenme sistemini oluşturmak kaçınılmaz bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle 5488 sayılı Tarım Kanunu ile kabul edilen ürün konseyleri ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılan Ulusal Süt Konseyi Yönetmeliği bu amacı gerçekleştirmeye yönelik önemli bir adımdır. Nitekim 5488 sayılı Tarım Kanunu’nun 12. maddesinde de, üretici ve yetiştiricilerin çeşitli kanunlara dayanarak kurdukları tarımsal amaçlı kooperatif ve birliklerin faaliyetlerinin tarım politikaları doğrultusunda desteklenerek yönlendirilmesi gerektiği açıkça düzenlenmiştir.
 

SONUÇ
Türkiye’de süt sektöründe mevcut örgütlenme yapısı dikkate alındığında mesleki ve sivil toplum kuruluşlarından kooperatiflere ve kooperatiflerden de üretici birliklerine kadar değişik hukuki statüde ve değişik amaçlarla kurulan farklı örgütlenme modellerinin bulunduğu görülmektedir. Bu örgütlerin her birisi kendi şartları içerisinde kurularak faaliyet gösteren ve kendi ortak veya paydaşlarının menfaatlerini korumak amacıyla değişik yetki, görev ve sorumluluklarını yerine getiren tüzel kişiliklerdir.

Ulusal Süt Konseyi, süt ürünlerinin kalitesinin arttırılarak, başta AB olmak üzere diğer uluslararası standartların uygulanmasının sağlanması ve en önemlisi üretici kesimin güçlendirilmesi için büyük bir fırsattır. Bu fırsatın değerlendirip değerlendirilemeyeceğini ise önümüzdeki günler gösterecektir.

EDİTÖRÜN NOTU:
Sektördeki örgüt karmaşası ve çözüm önerileri konusunda gelecek sayıda; Süt Üreticileri Birliği, Damızlık Yetiştiricileri Birliği, HayKoop, Köy-Koop, Ulusal Süt Konseyi, Tarım Bakanlığı ile sektörün diğer önemli aktörlerinin görüşlerini okuyacaksınız. Bu özel dosyanın devamı için Süt Dünyası’nın gelecek sayısında…

>> Süt Dünyası

2006 yılından beri yayınını sürdüren tarafsız ve bağımsız medya kuruluşudur. Süt Dünyası Dergisi kurulduğu günden bu yana ilkelerinden taviz vermeden yayıncılık faaliyetine devam ediyor. Süt Dünyası Dergisi Haber Merkezi tarafından hazırlanan her türlü içerik "Süt Dünyası" imzası ile yayınlanmaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.