Dünya genelinde yaşanan kurak hava hububat fiyatlarını yukarı çekerken, 2008 yılında yaşanan hububat ve yem krizinin yeniden baş göstermesinden korkulmaktadır.
ABD’deki kuraklıktan Rusya’daki sıcak yaz ve Brezilya’daki yoğun yağışlara kadar dünya genelinde yaşanan kötü hava koşulları, küresel gıda zincirini daraltmakta ve dünya genelinde fiyatların yukarı çıkmasına neden olmaktadır.
Yılbaşından bu yana mısırın fiyatı yaklaşık % 26, soyanın % 41, buğdayın ise % 40 oranında yükselmiştir. Hayvan yemi olarak kullanılan soya küspesi ise % 74 oranında artış göstermiştir.
Son günlerde saman fiyatlarıyla ilgili gelişmeler hayvancılığımızın içinde bulunduğu durumu bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Geçen yıl hasat döneminde kilosu 12 kuruş olan saman, bu yıl 60 kuruşlara dayanmıştır. Samanın yurtdışından ithalatının başlanacağı haberleri ise, saman fiyatlarını 50 kuruşa indirmiştir.
Bu durum üreticiyi zor durumda bırakmakta ve üretici ileriye dönük herhangi bir plan yapamamaktadır. Piyasadan yapılan gözlemlere göre, saman fiyatlarının kışa doğru daha fazla
artacağı tahmin edilmektedir. Haziran 2012’de kararlaştırılan ve 1 Temmuz 2012’den 30 Eylül 2012’ye kadar, çiğ süt alımı 80 kuruş üzerinden yapılmaktaydı. Bu fiyat 1 Ekim 2012’den 31 Mart 2013’e kadar 90 kuruşa çıkarıldı. Dolayısıyla, hiçbir besleyici değeri olmayan saman ile süt fiyatının neredeyse aynı olması üreticiyi kara kara düşündürmektedir.
Yıllarca para etmediği için tarlada çürümeye terk edilen saman, bugün altın değerinde bir ürün oldu. Samanın 25 kiloluk balyası geçen yıla kadar 2-3 liradan satılırken bugünlerde 10 liranın üzerinde, hatta bölgelere göre 13-14 liraya alıcı bulmaktadır.
Yem fiyatları da hayvancılığı tehdit etmektedir. Geçtiğimiz yılın ortalarından sonra artmaya başlayan ot, yonca ve saman fiyatları ülkemizde hayvancılık yapan çiftçi ve müteşebbisleri zor durumda bırakmıştır.
Geçtiğimiz yıllarda hayvancılık ülkemiz için çok önem taşıyan bir geçim kaynağıyken, son birkaç yıldır kadar hayvancılık yok olma durumuna kadar gelmiştir. Ülke içerisinde faaliyet gösteren pek çok üretici çiftlikleri kapanmış veya kapanma durumuna gelmiştir.
Hayvancılık sektörünün temsilcileri hayvan sayısındaki artışla aynı oranda yem üretiminin ve yem bitkilerine verilen desteklerin artırılmaması, hayvancılığı bilmeden sektöre girenlerin bilinçsizce yem talebini artırmaları ve piyasadan kaba yemi alarak stoklayan spekülatörlerin fiyat artışında etkili olduğu söylenebilir.
Hükümetin 2010’dan bu yana verdiği sıfır faizli hayvancılık kredileri ile binlerce yeni hayvancılık işletmesi kurulmuştur. Kurulan işletmelere yüz binlerce hayvan ithal edilmektedir. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verilerine göre 31 Aralık 2011 tarihi itibariyle 101 bin girişimci hayvancılığa verilen 5,6 milyar liralık düşük faizli krediyi kullanmıştır.
Ayrıca, 2002 yılında 50 baş üzeri hayvancılık işletmesi 4 bin 300 iken bugün 24 bin işletmede 50 baş üzeri hayvan bulunmaktadır. Yatırımlar ve buna bağlı olarak hayvan varlığı artarken bu hayvanlara yedirilecek kaba yem üretiminde artış olmamıştır. Zaten arz açığı olan kaba yemdeki açık daha da büyümüştür. Bunun da fiyatların yükselmesindeki en önemli etkenlerden biri olduğu söylenebilir.