Yonca’nın dördüncü yaprağı İspanya’da mı?

1990’lı yılların sonlarında Girit’teki iş gezisi esnasında, tüm yem bayilerinde dehidrate edilmiş yonca peletin yoğun satışını izlemiştim.

Akabinde yaptığım çalışmalarda, bu yem çeşidinin İspanya’dan ithal edilmesinin ülkeme büyük yararlar sağlayacağı gerçeği ortaya çıktı. Dehidrate edilmiş yonca peletin ithal edilmesinin yararlarını ise şöyle sıralayabiliriz;

  • Ekim alanı olarak İspanya’nın üstünlüğü (Her bir üreticinin binlerce, on binlerce dönümde yonca ekimi yapıyor olması),
  • Biçimden sonra tarladaki 1-2 günlük doğal kurumanın diğer ülkelerden daha efektif olması (İspanya’da ortamdaki nem azlığı nedeniyle). Böylece dehidratasyon fabrikasındaki maliyetlerin düşmesi,
  • Avrupa Birliği’nin, o zamanki teşvik politikasından, sadece o malı ucuz temin ederek faydalanma imkânı. O dönemde dehidrate edilmiş yoncaya 50 Euro / ton civarında bir teşvik vardı. Sonuç olarak Türkiye hayvancılık sektörü, AB üyesi olmadan sadece bu ucuz ikame yoncayı ithal ederek, AB’nin bu alandaki desteğinden otomatikman yararlanması,
  • Dehidrate edilmiş yoncanın kuru maddesinin %90 olması. Dehidrate edilmemiş doğal yolla kurutulmuş yoncanın rutubetinin ise mevsimine göre değişmekle %20’nin üstünde olması,
  • Pelet ile yemlemede kayıp olmaması avantajı,
  • Yoncanın tartışılmaz besin değerleri (Beta karoten kaynağı olması),
  • Yoncanın süt yağlarında propionik asidi bütirik aside göre arttırıyor olması.

Fakat gelin görün ki o zamanlar “Ot ve saman ithal edilemez” diyen Zirai Karantina Yasası karşımıza çıkmıştı.

Esasında, otun rutubetli oluşu, samanın da doğal kurutulmuş hali kontaminasyona açık bir durum ortaya çıkarıyordu, kanun da bununla ilgiliydi. Ama dehidre edilmiş yonca tamamen sanayi üretimiyle kurutulduğundan içinde bakteri, virüs ve diğer zararlı mikroorganizmalar barınamıyor. İşin doğrusu dehidrate edilmiş yoncayla doğrudan ilgisi olmayan bu yasa nedeniyle tüm uğraşlarımız boşa çıkmıştı.

Kaba yem açığı, hayvancılık sektörümüzün yıllardır yaşadığı temel bir problemdi. Bu nedenle ot ve saman ithalatı kesinlikle yerinde ve 15-20 yıl gecikmiş bir karardır.

Bakanlığımızın bu kararı çok yerinde olmuştur.

Gelgelelim AB içindeki teşvikler artık azalmış olmasına rağmen hali hazırda, tonda 33 Euro bir teşvik mevcuttur.

Bu teşvik yarı yarıya üretici ve dehidratasyon tesisiyle paylaşılmaktaydı. Son uygulamayla bu teşvik sadece üreticiye verilmektedir.

ABD Tarım Bakanlığı’nın (USDA) Dış Ülkeler Tarım Servisince Ocak 2012’de yazılmış İspanya Kurutulmuş Kaba Yem Sektörü raporundan konu hakkında daha detaylı bilgileri paylaşalım. ABD ve Avustralya’dan sonra dünyanın yonca üretiminde üçüncü ülkesi olan İspanya’daki detayları kendi bilgilerimizle de harmanlayarak şöyle özetleyebiliriz:

  • İspanya kurutulmuş kaba yem konusunda AB – 27 ülkeleri arasında en fazla üretimle, tüm AB üretiminin %50’sini sağlayarak hep pazarı domine eden ülke olmuştur.
  • Üretim İspanya’nın AB’ye katıldığı 1986’dan beri her yıl artmakla beraber bazı istisnai yıllarda dane yem ekimi daha kârlı olduğundan yonca ekimi azalabilmektedir.
  • Yonca, kaba yem üretiminin %80’ini teşkil etmektedir.
  • Esas ekim alanlarında yonca / mısır rotasyonu mevcuttur.
  • İspanya’da üretimin yarısı Kış aylarında, diğer yarısı da İlkbahar ekimiyle gerçekleşmektedir. Kış hasadı genelde yüksek ihracat talepleri ve stokların azalmasıyla üreticiyi rahatlatsa da, kuru geçen Kış ayları sulama masraflarının artmasıyla, daha az su ihtiyacı olan dane üretimine üretimin bazen kaymasına sebep olmaktadır.
  • 2012/13 üretim döneminde, 143.100 hektar tahmini yonca üretimi belirlenmiştir.
  • 2012/13 döneminde 1.800.600 ton tahmini toplam üretimin dağılımı: Dehidrate edilmiş kaba yem için 1.665.600 ton, güneşte kurutulmuş kaba yem ise 135.000 ton olarak hesaplanmaktadır.
  • 2011/12 döneminde yumuşak geçen iklim şartları, sulanabilir ekim alanlarında Sonbahar ortasına kadar çok verimli biçimlerle sonuçlanmış ve ortalama 6 biçime ulaşılmıştır.
  • İspanya’da dehidratasyon sonucu balya ve pelet halinde yonca pazara sunulmakta, üretimin %75’i balyalardan oluşmaktadır.
  • Yonca peletleri, dehidrate edilmiş yoncanın unundan 3 mm ile 6-13 mm çaplara sahip, maksimum 6 cm uzunlukta imal edilmektedir.
  • Balyalar ise sapların uzunluğu ve balyanın ağırlığı konusunda değişiklik göstermektedir. 10 cm’den uzun sapları %20’den az olan balyalar kısa saplı, 10 cm’den kısa sapları %20’den az olan balyalar uzun saplı, 50 kg’dan hafi f balyalar küçük, 50 kg’dan ağır balyalar büyük balyalar olarak adlandırılmaktadır (Şu an pazarda 50 kg ve 700 kg civarı balyalar mevcuttur).
  • 2012/13 üretim döneminde toplam üretim olan 1.800.600 tonun 414.138 tonu pelet, 1.386.462 tonu ise balya olarak üretilmesi planlanmaktadır.
  • Balyaların dış ticareti high cube 40’lık konteynerle 22,5 ton / konteyner olarak yapılmaktadır. Bu da nakliye kolaylığı yanında, hacimsel ağırlıkla konteynerlerın tamamen doldurulması sayesinde nakliyeyi ucuz hale getirmektedir. Konteyner nakliyesi, özellikle büyük ve orta boy süt çiftliklerinin yapacağı 200-1.000 ton civarındaki ithalatı daha da kolaylaştırmaktadır.
  • Peletlerin diş ticareti ise minimum 2.000 tonluk konvansiyonel gemilerle dökme yük şeklinde yapılmakta olup, nakliyesi bu şekilde ucuza gelmektedir.
  • 2012/13 üretim yılında, 74 adet dehidratasyon ünitesinin İspanya genelinde faal olması beklenmektedir.
  • Birleşik Arap Emirlikleri İspanya’da 2 adet dehidratasyon tesisi satın almış olup tüm üretimini kendi ülkelerine almaktadırlar.
  • Son günlerde İran’ın yüklü alım talepleri ortaya çıkmıştır.
  • 2011 yılında 5.930.00 ton süt üretilen İspanya’da, süt sığırı popülasyonu ise 851.000 baş civarındadır.
  • Son zamanlarda, süt fiyatında oluşan artışa rağmen, iç piyasanın kaba yem talebi yüzde 10 civarı azalmıştır. 2011 süt fiyatları çiftlik kapı teslimi olarak 0,31 Euro /kg civarında seyretmiştir.
  • İhracat, sektörün ana satış kanalıdır. Geleneksel Pazar AB ülkeleri ve de Kuzey Afrika’dır. Son yıllarda BAE’nin yükselen ithalatı söz konusudur.
  • 2011/12 döneminde ABD’nin azalan rekabeti sonucunda, İspanya’nın dehidrate yonca ihracatı artmış olup, genelde ihracatı Ortadoğu pazarı domine etmektedir. Söz konusu toplam ihracatın %70’i BAE, %20’si ise AB ülkelerine yapılmaktadır. Suudi Arabistan pazarı ise toplam ihracatın %10’unu teşkil etmektedir.
  • 2011/12 yılında ihracatın profi line baktığımızda 870.296 tonluk toplam ihracatın 585.985 tonu BAE, 161.077 tonu AB ülkeleri, 80.179 tonu Suudi Arabistan, 9.352 tonu Fas, 33.702 tonu ise diğer ülkelere gerçekleşmiştir.
  • 2011/12 yılına kadar AB, dehidrate edilmiş kaba yem için AB toplamı olarak 4.960.773 tonluk bir teşvik kota programı uygulamıştır. Dehidratasyon tesislerine 33 Euro / ton olarak uygulanan teşvikte işlenecek kaba yemin rutubetinin %25’den, son mamulün rutubetinin ise %’12den fazla olmaması şartı aranıyor. Bunlara ilaveten minimum ham proteinin %15 olması şartı aranıyor.
  • Fakat 1 Nisan 2012 den itibaren eskiden sadece dehidratasyon tesislerine yukarıda bahsettiğim şartlarla verilen 33 Euro / ton teşvik, sadece yonca üreticilerine 2007/2008’de gösterdikleri üretim performans kayıtlarına göre tek ödeme sistemi ile ödenecek olup, bu durum üreticilerin daha fazla ekim yapmasına imkan sağlayacak gibi gözükmektedir. Tabii ki, beklenen dehidratasyon tesislerinin kendileriyle kontratlı çalışan üreticilere bu sefer 33 Euro / ton eksik ödeme yapmasıdır. Ama gene de, AB’nin politikası üretimi arttırma yönünde olmuştur.
  • 2013 yılında, AB kendi üye ülkelerindeki, bitkisel protein açığını kapatma amacıyla ve de toprak habitatını koruyan, çevre dostu yonca tarımını arttırmak düşüncesiyle, teşvikleri devam ettirecektir.

Sonuç olarak ülkemizde yıllarca büyük sorun olan kaba yem açığının, yukarıda sizlere fotoğrafını çekmeye çalıştığım argümanlar kapsamında, İspanya’nın dehidrate yoncası ile karşılanması insana aklın yolunun bir olduğunu dedirtecek cinsten.

Ayrıca AB üyesi olmayan ülkemizde süt üreticileri, Türkiye yonca maliyetlerinin çok altındaki dehidrate edilmiş yonca pelet veya balyalarını ithal ederek, aslında tıpkı bir AB üreticisi gibi ton başına 33 Euro’luk teşviki de ülke kaynakları dışından almış olacaktır.

Keza, Türkiye’de yerleşik yem fabrikaları da söz konusu dehidrate yonca peletlerini, rasyonlarında protein kaynağı olarak kullanabilir ve herkesin bildiği yoncanın betakarotence üstünlüğü ve süt kalitesini arttırıcı özelliğini ürettikleri karma yemlerle üreticiye sunabilirler diye düşünüyorum.

Ayrıca yem fabrikaları dökme yonca peletlerini, 50 kg’lık pp çuvallarla paketleyerek bayileri vasıtasıyla küçük üreticiye de ulaştırabileceklerdir.

Bizden söylemesi uygulaması değerli süt üreticileri ve yem sektörü temsilcilerine kalmıştır.

____________________________

* Hayri Tuna Yükselen, Ziraat Yüksek Mühendisi, Yükselen Ziraat Ltd. Şti, İzmir.

>> Konuk Yazar

Dönemsel yazı yazanlara "Konuk Yazar" köşemizde yer veriyoruz. Konuk yazarlarımızdan bazıları: Çapar Kanat, Prof.Dr. Ender Yarsan, Doç.Dr. Fatih M. Birdane, Prof.Dr. Harun Baytekin, Prof.Dr. Harun R. Uysal, Hayri Tuna Yükselen, İbrahim Ethem Can, Kamber Güler, Mehmet Ayaz, Mustafa Düzgün, Prof.Dr. Tayfur Bekyürek, Prof.Dr. Tayfun Özkaya.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.