Bundan tam seksen ay önce yayın hayatına başlayan Süt Dünyası, iki ayda bir kesintisiz olarak siz değerli okuyucularıyla buluşuyor.
Elinizdeki sayı, Süt Dünyasının 40’ıncı sayısı… Bu özel sayıda süt sektörünün temel sorunlarından ‘kaba yem açığı’nı etraflıca ele aldık.
Saman ithal etmek zorunda kalacak kadar büyük boyutlarda olan kaba yem açığı yıllarca görmezden gelindi. Benzin gibi sütün de en pahalı olduğu ülkelerden biriyiz. Sütün pahalı olmasının en önemli nedeni ise hayvancılık işletmelerindeki temel girdilerdeki yüksek maliyetler.
Süt üreten bir işletmenin en büyük gideri ‘yem’dir. Yem işletme giderlerinin yüzde 70’ine tekabül ediyor. Hayvancılık işletmelerinin temel girdisi olan yem, fiyatlarıyla adeta el yakıyor.
Yem de yüksek maliyetlerin iki temel nedeni var. Birincisi kaba yem üretimimiz yetersiz, üstelik mevcut kaba yem kaynaklarımızın büyük bölümü kalitesiz.
İkincisi ise, yem sanayimiz hammaddede dışa bağımlı. Bu sayıda, süt çiftliklerinin en önemli girdisi olan ‘kaba yem’ deki açığı kapağa taşıdık. Kaba yem açığıyla ilgili bugüne kadar hazırlanmış en kapsamlı çalışmalardan biri olan kapak dosyamızı sizlerin beğenisine sunuyoruz.
Sektörün bir başka gündemi de çiğ süt fiyatları.
Çiğ sütte fiyat tartışmaları üretici ile sanayiciyi sürekli karşı karşıya getiren bir konu. Maliyetler aşağı çekilmedikçe ve piyasayı regüle edecek bir sistem kurulmadıkça süt fiyatlarıyla ilgili tartışmalar sektöre zarar vermeye devam eder. Yapısal sorunlara kalıcı çözüm üretilmediği için bu temel sorunların sonuçları fiyat tartışması olarak gündemdeki yerini koruyacaktır.
Yeni eğitim döneminde Okul Sütü programının başlamaması hem çocukları, hem de üreticileri hayal kırıklığına uğrattı. Gündem dosyasını Okul Sütüne ayırdık.
Ülkemizdeki Okul Sütü uygulaması, diğer ülkelerdeki uygulamalardan çok farklı… Birçok ülkedeki Okul Sütü uygulamalarında, çocukların sağlıklı gelişimi temel amaç olarak gözetiliyor. Süt ithal edip dağıtan ülkeler bile var.
Ülkemizdeki uygulamada ise üretim fazlası sütü çocuklara tükettirmek öne çıkıyor. Bu yönüyle ‘okul sütü’ programı, diğer ülkelerdeki uygulamalardan ayrılıyor. Diğer ülkelerde çocuklar amaç iken, bizde arz fazlası sütü tüketmeleri için ‘araç’ olarak görülüyor. Okul Sütü Tebliği’nde de bu açıkça görülüyor.
Ayrıca bu sayıda konuk yazar köşemizde SETBİR Başkanı Murat Yörük’ün ve Türkiye Yem Sanayicileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ethem Can’ın kaba yem açığıyla ilgili değerlendirmelerini okuyabilirsiniz. Türkiye Tokyo Büyükelçiliğinden Mehmet Ayaz’ın ‘Japon gıda endüstrisinde Türk ayranına olan talep’le ilgili yazısına yer veriyoruz.
Zengin içeriğiyle Süt Dünyası’nın bu sayısını da beğenerek okuyacağınızı umuyoruz.
Yeni sayıda görüşmek dileğiyle…