Kurban Bayramı yaklaşırken hayvancılık sektörünün sorunları bir kez daha yüksek sesle dillendirilmeye başlandı. Bayramdan bayrama ancak hatırlanan ve ülke gündeminde yer bulabilen sektör, bayram sonrasında kaderine terk ediliyor.
Sevgililer gününde çiçekçiler nasıl bayram ediyorsa, Kurban bayramında da hayvancılık yapanların mutlu olması gerekmez mi? Ancak hayvancılıktaki yüksek girdi maliyetlerinden bunalan çiftçimiz, Kurban Bayramını köprüden önceki son çıkış olarak görüyor. Bu sebeple damızlık varlıklarının önemli bir kısmını kurban bayramında elinden çıkarıyor. Damızlık hayvanlarını kurbanlık olarak vermek zorunda kalan çiftçimiz maalesef bayramı buruk geçiriyor.
Son dönemde doğurgan, damızlık, dişi hayvanların kurban olarak kesimine bazı kısıtlamaların getirilmesi de pek işe yaramıyor. Çünkü süt veren ineklerin kurban edilmemesi için sadece yasak konulması sorunu çözmüyor. Hayvancılıkta üreticinin de kazanacağı bir piyasa düzeni oluşturulmazsa her Kurban Bayramında yetiştiricinin hem inekleri, hem de ümitleri azalmaya devam eder.
Bu sayının gündeminde IPARD destekleri var. 11’inci Çağrı döneminde kırsal kalkınma projelerine 500 milyon avroyu aşkın (yaklaşık 1,4 milyar lira) geri ödemesiz kaynak aktarılacak. Birinci önceliğin verildiği süt ve et işletmelerine ise 1 milyar liraya yakın destek verilmesi bekleniyor. Üstelik süt üretimi, toplama ve işleme projelerinde yatırım miktarlarının yüzde 65’ine kadar destekleniyor.
Süt toplama merkezleri ve işleme tesislerine modernizasyon planı sunmaları halinde onay belgesi için bir yıl ek süre verilmişti. Ek sürenin 31 Aralık 2013’te sona erecek olmasına rağmen, süt işletmelerinin yüzde 55’i ve süt toplama merkezlerinin yüzde 85’i hala onay belgesi alamadı. Üç ay içinde 5 bin 100 süt toplama merkezi ve bin 200 süt işleme tesisinin onay alması gerekiyor. Eğer bu süreç olumlu sonuçlanmazsa onay belgesi almayan işletmeler ve toplama merkezleri kapatılacak. 31 Aralık süt sektörü için kader günü niteliğinde, kapak dosyasını bu konuya ayırdık.
Hayvancılıkta işletme giderlerinin yaklaşık yüzde 70’ini yem oluşturuyor. Ancak ülkemizde yem bitkileri üretimi ihtiyacımızı karşılayamıyor. Gittikçe büyüyen kaba yem açığı hayvancılık işletmelerinin sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. Bu açığı kapatmanın yolu da alternatif yem bitkilerinin ülkemizde yetiştirilmesinden geçiyor. Özel dosyada ülkemiz topraklarında yetişebilecek alternatif yem bitkilerine ve silaj yöntemlerine yer verdik.
Olup bitenleri haberlerle aktarırken, köşe yazıları ve bilimsel makalelerle de sektördeki gelişmeleri sizin için değerlendirdik. İlgiyle okuyacağınızı umuyoruz.
Herkesin Kurban Bayramını kutluyor, dişi damızlıkların kesilmediği nice bayramlar diliyoruz.
Yeni sayıda görüşmek dileğiyle…