Süt içtim dilim yanmadı, midem bulandı!

Dün, yani 2 Mayıs 2012 günü öğrencilere dağıtılan süt bir anda Türkiye’nin gündemini işgal etti.Çünkü 12 kentte 1000’den fazla öğrenci hastanelik oldu.Milli Eğitim Bakanı,zehirlenme olmadığını iddia ederken Sağlık Bakanlığı da süt alerjisine dikkati çekti.Kimileri,olay “psikolojik kaynaklıdır”,kimileri de “açken mide bulanabilir”  diye komedyenlere taş çıkartacak açıklamalar yaptılar.Ancak Sivas Valisi,TV’lere yaptığı açıklamada , sütlerin bozuk çıktığını söyledi.
Süt Dağıtımı,İzmir’in Kötü Bir Kopyası Mı?
AKP İktidarı’nın okul sütü projesinin,İzmir’de Büyükşehir Belediyesi tarafından yıllardır gerçekleştirilen günlük süt projesinin bir kopyası olduğu biliniyor.İzmir’de Büyükşehir Belediyesi, Tire Süt Müstahsilleri Kooperatifi ile yaptığı anlaşma sonucu 4 yılda 250 okulda 200binin üzerinde öğrenciye süt dağıtmıştı.Soğuk süt zinciriyle yapılan günlük süt dağıtımında hiçbir sorun çıkmamıştı.Dağıtılan süt günlük pastörize süttü.(Günlük sütler soğuk zincirde 3 gün,normal koşullarda 3 saat bozulmadan dayanabiliyor.)

Süt  Başta Olmak Üzere Besin Dağıtımında Doğru İlkeler Ne Olmalıdır?
Birincisi;Yerel üret, Yerel Tüket ve Sağlıklı Kal” dır. “Yerel Üret, Yerel Tüket ve Sağlıklı Kal” konusu neden önemlidir?
– Süt başta olmak üzere besinler tüketiciye varana kadar besin değerlerini kaybederler. Bu süre zaman ve ulaşım açısından ne  kadar kısa ise besinler kalitelerini o ölçüde korurlar.
– Besinlerin taşınması için de enerji gereksinmesi vardır. Bir yılda tüketilen enerjinin % 2 -17 sinin besin taşımacılığında harcandığı bilinmektedir. Besinleri yerel üretilip yerel tüketilmesinde, taşımacılığa ayrılan enerji en düşük düzeydedir.
– İnsan sağlığına en uygun besin kendi ekosisteminde yetişen ürünlerdir.
– Bu nedenlerden dolayı,Avrupa’da büyük dev süt fabrikaları yerine kentlerin etrafında,onların gereksinmelerini karşılayacak kapasitelerde fabrikalar kurulmaktadır.Türkiye’de ise dev fabrikalar yüzlerce kilometre uzaktan aldıkları sütleri işlerler ve yine yüzlerce hatta binlerce  kilometre uzaktaki kentlere pazarlarlar.Bu durum,parakende süt fiyatlarını artırdığı gibi sütün kalitesini  de olumsuz etkiler.
İkincisi;Dağıtılacak sütler,Türkiye’nin her yanında örgütlenmiş süt kooperatiflerinden alınmalıdır.
– Türkiye,süt sığırcılığında da çiftçilerin büyük bir çoğunluğu küçük ve orta ölçekli işletmelerdir. Kooperatifler genellikle küçük çiftçilerden ürünleri alır ve işlerler. Bu nedenle besin değerleri endüstriyel tarımla elde edilenlerden yüksektir.
– Kooperatifler sağlıklı koşullarda ve sıkı denetim altında ürünlerini işlerler, merdivenaltı üretim yapmazlar. Kooperatiflerin ürünleri sağlık açısından güvencelidir, tüketicilere aracısız ve kısa yoldan ulaştırıldığı için daha ucuzdur.
– Kooperatifler çiftçilerin tarımsal ürünlerini işleyip pazarladıkları için onları aracılara karşı korur, onların emeğini en iyi şekilde değerlendirir.
Üçüncüsü ise; dağıtımı yapılacak sütler,ivedilikle soğuk zincirin kurulmasıyla günlük pastörize süt olmalıdır.

>> Mustafa Kaymakçı

Prof. Dr., Ege Üniversitesi Ziraat Fak. E. Öğretim Üyesi, Mahmut Türkmenoğlu Kooperatifçilik Vakfı Başkanı. Uzun süre İzmir İli Çiftçi Örgütleri Güçbirliği Platformu Sözcülüğü yaptı. Koyun ve keçi yetiştiriciliği ile üreme konularında çok sayıda araştırması ve makalesi var. Suni Tohumlama, Koyunlarda Döl Verimi, Zootekni Uygulamaları, Üreme Biyolojisi, Koyun / Keçi / Süt Keçisi Yetiştiriciliği konularında yayınlanmış kitapları bulunuyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.