Marketler Yasası acilen Meclis gündemine gelmeli

Bir seçimi daha geride bıraktık. Seçim sonuçlarına baktığımızda tarım ve hayvancılıkta her şeyin yolunda olduğu, hükümetin politikalarının ve uygulamalarının vatandaş tarafından onaylandığı fikrine varmamak mümkün değil.

Başta et ithalatı ve süt fi yatlarındaki istikrarsızlık nedeniyle hükümeti ve Ak Parti’yi seçmen uyarmadı bile. Tarımda her şey yolunda, bir problem yok görüntüsü oluştu sandıkta.

Kıyı Ege ve Batı Marmara’da CHP seçimi önde tamamladı. Sütçülüğün, hayvancılığın ve tarımın yoğunlaştığı bu coğrafyada CHP’nin seçimi önde bitirmesini hükümetin tarım politikalarına yönelik bir tepki olarak da yorumlandı. Ancak bana göre, buradaki durum ağırlıklı olarak seçmenin genel siyasi eğilimini
yansıtıyordu.

Seçmen hükümete tarım politikalarından dolayı bırakın kırmızı kartı, sarı kart bile göstermedi.

Başbakan Erdoğan da seçim sonuçlarını bu şekilde değerlendirerek hem Tarım Bakanını değiştirmedi, hem de tarım politikalarında köklü bir revizyona gitme gereği görmedi.

Peki, şimdi sütçülük ve hayvancılıkla uğraşanlar kendini geleceğe nasıl hazırlamalı?

Ak Parti’nin seçim beyannamesini ve hükümetin programını dikkate aldığımızda sektörde bazı yapısal değişikliklerin olması da bekleniyor.

Bunların başında tarımsal ürünler piyasasının düzenlenmesi geliyor. Bu doğrultuda süt piyasasına ve fiyatların aşırı düşmesine müdahale edecek bir kurumun
kurulacağı bizzat Başbakan Erdoğan tarafından, Meclis kürsüsünden, hükümet programını açıklarken dile getirildi. Halkın temel besin kaynaklarından sütün
üretiminin güvence altına alınması için gecikmiş de olsa doğru bir adım…

Bunun yanısıra küçükbaş ve manda yetiştiriciliği ile organik ve yöresel ürün üretiminin de tarım politikalarında öncelikler arasında olduğu yine Başbakan
tarafından dile getirildi.

Ayrıca Başbakan Erdoğan, Mehdi Eker’in uygulamalarından memnun gözüküyor. Bu dönemde değişmesine kesin gözüyle bakılırken (özellikle et ithalatı konusundaki çözümsüzlükler nedeniyle), Eker koltuğunu korudu ve tarım sektörünün bir dönem daha patronu olmayı sürdürecek.

Yeni dönemde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın kurulmasını sektörün yeniden yapılandırılması için fırsat olarak görüyorum. Ancak Bakanlığın yapısı değişse de, hükümetin tarım politikalarından temel değişiklikler yapması beklenmiyor.

Tarım kesiminin liderleri ve kanaat önderleri çiftçinin nabzını tam olarak tutamıyorlar. Siyasi bazı yönelimleri nedeniyle birçok uygulamayı objektif değerlendiremiyorlar. Bu nedenle doğru tespitleri de arada kaynıyor ve hükümet tarafından yeterince ciddiye alınmıyor. Çiftçi kuruluşlarının temsilcileri ve tarım kesiminin kanaat önderleri temel sorunların çözümü için hükümete kamuoyunda ‘Büyük Marketler Yasası’ olarak bilinen düzenlemenin Meclis’ten geçmesi için kamuoyu oluşturmaları gerekiyor.

Bu konu dikkatlerden özenle kaçırılıyor. Tarım kesimini ve üreticiyi doğrudan etkileyen birçok olumsuz uygulamanın kökeninde perakende piyasasında üreticiyi korumayan bir yapının olması var. Piyasa düzeni ve fiyat istikrarının üreticiyi de gözetecek şekilde oluşması için
yıllardır çıkması beklenen ‘Büyük Marketler Yasası’nın Meclis’ten bir an önce geçmesi gerekiyor.

Hükümet, iktidar partisi ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı çiftçi için bir şey yapmak istiyorsa iki dönemdir beklettiği bu yasayı bir an önce çıkarmalı. Üretici ve çiftçi perakende kartellerine karşı gerçekten korunmak isteniyorsa bu yasa bir an önce Meclis’ten geçmeli.

Bu, Anayasa değişikliğinden daha acil bir konu…