Hayvancılığımızı doğru olarak planlamak

Tarım, yararlı bitki ve hayvanların yetiştirilmesi ve ürünlerinin değerlendirilmesi etkinliklerinin bütünü olarak tanımlanabilir. Bu bağlamda, tarım insanlara buğday, et, süt, meyve, sebze, yün ya da lif üretir. Bunlarla bir yandan beslenir, bir yandan da giyiniriz. Tarım ürünleri, aynı zamanda bir metadır, üretilir ve satılır. Bununla birlikte, tarımsal ürünlerde ticaretin aşırı küreselleş(tir)ilmesi özellikle son yüzyılda insanoğluna yarar getirmemiştir. Çünkü ticaretin küreselleştirilmesi, merkez ülkelerinin (Batı) lehine gelişmiştir.

Bilim ve teknolojiyi denetim altında tutan Batı, doğayı aşırı bir şekilde sömürerek kendilerinin gereksinimlerinden daha çok tarımsal girdi ve stokları oluşturmuş ve bunlara pazar bulmak için çevre ülkelerinin tarımını çökertmiş, çökertmeye devam etmektedir. Bu durumun sonucu olarak, bir yandan milyarlarca insan açlık sınırında yaşıyor ya da ölüyor, bir yandan da aşırı beslenmenin getirdiği sağlık sorunları yaşıyor. Türkiye’nin tarımı son yıllara değin yeterince desteklenmemiştir. Bundan tarımın bir kolu olan hayvan yetiştiriciliği de payını olumsuz olarak almıştır.

Hayvansal üretimde ise en yüksek gerilemelerden biri de küçükbaş alanında olmuş ve geliştirilmesi doğrultusunda ekonomi-politikalar son yıllara değin ihmal edilmiş bulunmaktadır. Çünkü hayvan yetiştiriciliği, neredeyse sığır ve tavuk türü ile bütünleştirilmişti. Bütün bunlara bağlı olarak ekonomik örgütlenme de yetersiz olduğu için koyun ve keçi yetiştiricisi para kazanamaz duruma düşmüştür. Bu olumsuz gelişmelere ayrılıkçı terör hareketı de eklenince, koyun ve keçi sayısı son otuz yılda yarı yarıya azalmıştır. Bu durum, toplam kırmızı et, süt, deri, yapağı üretiminde önemli düşüşler yaratmıştır. Düşüşler bir yandan, Türk halkının daha az kırmızı et tüketimine neden olmuş, aynı zamanda nitelikli koyun ve keçi peyniri üretimi de azalmıştır. Deri ve yapağıda da dışa bağımlılığı pekiştirmiştir.

Türkiye Hayvancılığı Nasıl Geliştirilebilir?

1. Ulusal Tarım Politikaları İzlenmeli: Hayvan yetiştiriciliğinde ortaya çıkan bu durum, Türkiye’de Ulusal Tarım Politikaları’nın yetersiz ya da yok oluşunun bir sonucudur. Bu nedenle, hayvan yetiştiriciliğinin geliştirilmesi için önerilen teknik, ekonomik ve sosyal öneriler, Ulusal Tarım Politikaları kapsamında ele alınmalıdır.

2. Tarımsal Üretim Deseni Sağlıklı Olarak Tanımlanmalı: Hayvan yetiştiriciliği kapsamında Tarımsal Üretim Deseni’nin sağlıklı olarak tanımlanması, hayvan türlerinin paylarının doğru olarak saptanmasını gündeme getirecektir. Dikkate alınması gereken en önemli noktalardan birisi Türkiye’nin meralarının niteliği olmalıdır. Türkiye genelde kısa boylu verimsiz meralara sahiptir. Bu nitelikteki meralar ile nadas, anız, bitkisel üretime uygun olmayan alanları en iyi değerlendiren hayvan türleri koyun ve keçilerdir. Bu bağlamda koyun ve keçinin payını artırmak gerekmektedir. Burada üzerinde önemle durulması gerekli bir nokta da, Türkiye’nin AB ülkelerine bal ve balık dışında hayvansal ürün temelinde tek şansı koyun ve keçi ürünleri olduğudur.

3. Üretim ve Pazarlama Politikaları, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Lehine Düzenlenmeli: Üretim politikalarında tarımsal işletmelerin istihdamdaki payları ve gıda egemenliği konusu dikkate alınarak düşük endüstriyel girdiye dayalı sürdürülebilir tarım, organik tarım ve permakültür üretimi bağlamında genellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler ile yapılan Aile Çiftçiliği desteklenmelidir. Desteklemelerde hayvan yetiştiriciliğinde de kısa dönemde et, süt, yapağı ve deri gibi ürünlerin fiyat oluşumunda kamunun doğrudan ve dolaylı olarak devreye girmesi zorunludur.

Orta ve uzun dönemde ise yapısal değişikliklere gerek vardır. Bu amaca yönelik olarak çok küçük ve dağınık işletmelerin büyümesi ve birleştirilmesi, işletmelerin uzmanlaşması sağlanmalıdır. Girdilerin sağlanması ve çıktıların değerlendirilmesi için tarımsal kooperatifçilik desteklenmeli, üretici sanayici durumuna getirilerek katma değer üreticide kalmalıdır. Pazarlamada da yatay ve dikey bütünleşmeye dayaklı bir örgütlenme modeli gerçekleştirilmelidir. Bu modelin adı da, üretimde de rol alan kooperatif örgütlenmedir. Ticaret borsalarında da kooperatifler etkin olmalıdır. Dış ticarette de iki konu öne çıkar. Bunlardan birincisi, plansız dış satımdır. Plansız dış satım, üretimi de olumsuz etkilemekte, anaç varlığın yok edilmesine neden olmaktadır. İkincisi de, kaçak hayvan girişi ve çıkışıdır. Kaçakçılık mutlaka ortadan kaldırılmalıdır.

>> Mustafa Kaymakçı

Prof. Dr., Ege Üniversitesi Ziraat Fak. E. Öğretim Üyesi, Mahmut Türkmenoğlu Kooperatifçilik Vakfı Başkanı. Uzun süre İzmir İli Çiftçi Örgütleri Güçbirliği Platformu Sözcülüğü yaptı. Koyun ve keçi yetiştiriciliği ile üreme konularında çok sayıda araştırması ve makalesi var. Suni Tohumlama, Koyunlarda Döl Verimi, Zootekni Uygulamaları, Üreme Biyolojisi, Koyun / Keçi / Süt Keçisi Yetiştiriciliği konularında yayınlanmış kitapları bulunuyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.