Bırakın yiyecek ve besin takviyelerini, hiçbir ilaç COVID-19 enfeksiyonunu önleyemiyor. Yetersiz beslenmenin bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açarak enfeksiyon riskini artırdığı biliniyor. Ancak iyi bir beslenme güçlü bir bağışıklık sistemini oluşturmada önemli rol oynayabilir.
Süt ürünleri tüketimi ile bağışıklık arasındaki ilişkiyi ortaya koyan araştırmalar süt ürünlerinin zengin besin içeriği sayesinde sağlıklı bir bağışıklık sistemini destekleyebileceğini gösteriyor. Süt ve ürünlerinin içerdiği besinler (Yüksek kaliteli protein, A vitamini, çinko, selenyum, B12 vitamini, D vitamini) bağışıklığımızı desteklemek için oldukça önemlidir.
Probiyotik içeren fermente süt ürünleri bağışıklık sistemini desteklemektedir. Araştırmalar, probiyotik, prebiyotik veya liflerin bağışıklık sistemini olumlu etkilediğini ve mikrobiyotada kolonileşmeyi değiştirerek bir dizi fayda sağladığını göstermektedir.
İstatistiklerin ortaya koyduğu üzere, salgın nedeniyle ölenlerin çoğunluğunu yaşlılar ve sistemik sağlık sorunu olanlar oluşturuyor. Hayatta kalanların neredeyse tamamı bağışıklık sistemi güçlü sağlıklı insanlar… Sağlıklı kişiler daha iyi besleniyor, daha çok egzersiz yapıyor ve çevreleriyle denge içinde yaşıyorlar.
Bu arada sağlık yalnızca hastalıklarla ilgili bir durum olarak anlaşılmamalı. Bir organizmanın, bitkinin, hayvanın veya insanın dış çevresi ile dinamik bir denge içinde yaşıyor olması da sağlıktır. Yani toprağın, bitkilerin, hayvanların ve insanların sağlığı bir bütündür ve hepsi birbirlerine bağlıdır.
COVID-19, küreselleşmiş ve endüstriyel gıda sistemlerinin güvencesizliğini ve güvensizliğini gözler önüne serdi. Merkezi tedarik zincirlerine sahip büyük ölçekli süpermarketlerin, kitlelere gıda tedarikinin sürekliliğini sağlamayı başardığı anlatılıyor olsa da, sorulması gereken soru “gıda” derken gerçekte kastedilen şeyin ne olduğudur.
Süpermarketlerden satın alınan yiyeceklerin besin kalitesine yönelik duyulan şüphe ve market raflarında endüstriyel gıdaların oranının yüksek olması sağlıklı beslenme endişesini artırıyor.
COVID-19 salgını sürecinde yerel, sürdürülebilir ve artizan gıdalara yönelik halkın ilgisinin arttığını gözlemledik. Pandemi nedeniyle doğal, fonksiyonel, organik ve artizan gıdalar önemli ivme kazanarak gıda pazarının vazgeçilmez bir unsuru olmaya başladı.
Görünen o ki, gıda sistemimiz gelecekte bugünkü ile aynı olmayacak.
Kendi yiyeceğimizin belirli bir oranını yetiştirdiğimiz, tercihen mevsimlik yiyecekleri yerel ve sürdürülebilir çiftçilerden satın aldığımız yeni bir gıda ekonomisine doğru bir gidişat var.
Çevrimiçi pazarlama dahil internet ve diğer ilgili dijital yenilikler, çiftçi pazarlarının ve topluluk destekli tarımın ortaya çıkışı yeni bir gıda düzeninin habercisidir. COVID-19 pandemisinin, gıda düzeninde değişimi kaçınılmaz kılarak iyiye doğru gidişatı hızlandıracağını düşünüyorum.
Yeni sayıda görüşmek dileğiyle, esen kalın.