Desteklerin üretici bazında etkilerinin ölçülmesi

Tarım sektörünün, kırsal nüfusun istihdamına sağladığı katkının yanı sıra, tarım dışı sektörlere sağladığı hammadde ve girdi katkısı düşünüldüğünde ülke ekonomisi için ne denli önemli ve vazgeçilemeyecek bir sektör olduğu açıktır. Diğer ekonomik faaliyetlerden farklı olarak tarım, doğal şartlara bağımlılığı dolayısıyla belirsizliklerin ve risklerin fazla olduğu dezavantajlı bir durumda olduğu için devlet destekleriyle yönlendirilmesi ve teşvik edilmesi gereken bir sektördür.

Üreticilerin gelir ve refah seviyelerini artırarak tarımsal faaliyetlerin geliştirilmesi ile kaliteli ve sürdürülebilir üretim yapılması, rekabet gücü yüksek bir tarım sektörü oluşturulması tarımsal destekleme politikaları ve uygulamalarının öncelikli amaçlarındandır. Ancak, geçmişten günümüze değin uygulanan kalkınma projeleri, sektörün gelişimi adına bazı olumlu gelişmeler sağlamış olsa da projelerin uygulama, kontrol ve izleme aşamalarında önemli eksikliklerin olduğu da bir gerçektir.

Özellikle bölgesel ölçüde yeterli düzeyde sosyo-ekonomik ve kültürel incelemelerin yapılmaması en büyük eksiklik olarak ortaya çıkmaktadır. Bölgesel ölçüde yapılacak kapsamlı incelemelerle bölgelerin doğal kaynaklarının belirlenerek buna bağlı işgücü potansiyeli ile ihtiyaç analizlerinin doğru ve gerçekçi bir şekilde yapılarak orta ve uzun vadede gerçekleştirilebilecek muhtemel yatırımların net olarak belirlenmesi ve buna göre bir destekleme politikasının izlenmesi gerekmektedir.

Destekleme politikalarında gözlenen bu eksikliklerin yanı sıra farklı projeler üretmiş farklı kurumların koordinasyon noksanlığı, uygulayıcı kuruluşların organizasyon eksiklikleri ve oluşturulan mevzuatlardaki uyumsuzluklar da destekleme projelerinin başarılı olmasını engelleyen önemli hususlardandır.

Türk tarımının gelişmesindeki en önemli sorunun eğitimli ve bilinçli tarım yapma eksikliği olduğu çok iyi bilinmektedir. Projelerin uygulama aşamasında öncelikli olarak medyadaki bilgi kirliliğinin önüne geçilmesi, etkin bir eğitim ve bilgilendirme hizmetinin sağlanarak desteklerin doğru yatırımcıya ulaştırılması gerekmektedir.

Bu eksikliklerden kaynaklı olarak, bugüne kadar yapılan projelerin ve desteklemelerin büyük bir kısmının uygulama ve işletme aşamalarında başarısızlığa uğradığı bilinmektedir. Her başarısızlığa uğrayan proje ya da en doğru ve gerçekçi amaca verilmeyen destek milli servet kaybı demektir. Bu nedenle desteklemeler kısa vadede üreticilerin gelirini artırmak yerine uzun vadede verimlilik artışı sağlayacak şekilde uygulanmalıdır.

Son yıllarda ülkemizde kırsal nüfus kentlere göç nedeniyle önemli düzeylerde azalmış, buna bağlı olarak tarımsal üretim büyük ölçüde azalmış ve sektör neredeyse ithalata bağımlı hale gelmiştir.

Ülkemiz tarımı için hayati öneme sahip bu desteklemelerin yerinde ve etkin bir şekilde kullanılabilmesi ve uzun vadede üretimin artırılması için; tarımsal desteklemelerin değer zinciri ve etki analizi değerlendirmelerinin yapılması, daha önce uygulanan ve izlenen destekleme politikalarının değerlendirilerek eksikliklerinin ve/veya yanlışlıklarının belirlenmesi, desteklemelerin belirlenen amaca hizmet edip etmediğinin izlenmesi ve hatta yerinde etüt çalışmalarının yapılarak değerlendirilmesi, bugüne kadar oluşturulan mevzuatların tüm detaylarıyla irdelenmesi ve özellikle yatırımcıların yeterliliklerinin incelenmesi son derece yararlı olacaktır.

Sonuç olarak; tarımsal üretim bir ülkenin can damarıdır ve tarım politikaları bir ülkenin geleceğini belirlemektedir. Geleceğimizi yönlendirmek ve tarım sektörümüzü canlandırıp üretimi artırmak amacıyla geçmişten günümüze uygulanan teşvik ve destekleme politikalarının tüm yönleriyle detaylı olarak irdelenerek doğru ve etkin yeni politikaların oluşturulması gerekmektedir.

Bu itibarla özellikle 2002-2017 yılları arasında son 15 yılda tarım ve hayvancılığa cumhuriyet tarihinin en yüksek teşvik ve destekleri verilmiş olmasına rağmen bunların sonuçlarının ve etkilerinin istenen ve beklenen hedeflere ulaşmadığı düşüncesinde olduğumu siz okurlarımla paylaşmak isterim.

Bu nedenle, devletimizin (Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı) bu konuda kapsamlı bir (Teşvik ve Destek Sonuçlarına Yönelik) etüt ve etki analizi yaptırarak elde ettiği sonuçlara göre strateji belirlemesi çok yararlı olcaktır.

Süt Dünyası okurlarına ve tüm üreticilerimize sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum.

>> Bekir Erenoğlu

Ekonomist, Erenoğlu Danışmanlık Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü. Tarım Bakanlığında Dünya Bankası, BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu (KKDF) ile yürütülen projelerde görev aldı. Başbakanlık ve TBMM'de müşavirlik görevlerinde bulundu. 2005’ten beri Erenoğlu Danışmalık'ta yönetici ortak olarak çalışıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.