Çin’de Türkiye süt sektörü için bir fırsat mı doğuyor?

Hollanda merkezli uluslararası finans devi Rabobank’a göre tüketimdeki artışlar ve tedarikin sınırlı olması, süt sektöründe kârlılık oranlarını artıracak gibi gözüküyor.

Bir çok finans grubu ve global pazar oyuncusu bu saptamalarda buluşuyor.

Uzak Doğu’daki afetler de arzın artan talebe cevap verememesine yol açıyor. Batıda gelişmiş ülkelerin gerilemeyen tüketimi, Uzak Doğu’daki güçlü ekonomik kalkınma sonucunda Çin’de oluşan güçlü tüketim artışı… Öte taraftan global olarak yem hammaddelerinin fiyatlarının yükselmesi ve süt üreticilerinde oluşan kredi geri ödeme sarmalının oluşturduğu nispeten yetersiz üretim. Sonuç olarak süt fiyatlarının önlenemeyen yükselişi.

Eskilerden beri öne çıkan her ülkenin kendine yeteceği ülküsü. Özellikle Çin ve Hindistan pazarı için düşünülen bu hayal artık tersine dönmüş durumda. Herkesin tespiti özellikle Çin’de oluşan ve geleceğe doğru artan oranlarda genişleyecek dev üretim açığı…

2010’lu yıllarda, Çin süt sektörünü gelin aktüel olarak birlikte analiz edelim:

  • 2010 da taze süt açığı, ithalatı ve lokal üretimi artırdı.
  • Taze süt ve işlenmiş süt ürünlerinin üretimi ve tüketimi artıyor.
  • Süt üretimi optimum karlılıklara ulaşmış durumda.
  • Üretim büyük işletmelere kayıyor, 100 baş üzeri işletmeler % 28,48 oranında.
  • 13 bin 500 süt toplama merkezi tüm kalite analizlerini yapacak şekilde faaliyette.
  • Yeni yatırımlar çoğalıyor, bu da yatırım izinlerinde yeni kuralların ve yönetmeliklerin merkezi idare eliyle ortaya konmasıyla dengeli bir gelişim izliyor.
  • 2011 tahmini süt üretimi (USDA kayıtları ) 30,5 milyon ton.
  • Yeni yatırımlarda anne sütü ikamesi amaçlı süt tozu yatırımları öne çıkıyor. Üreticiler ithal süt tozlarına yöneliyor.
  • Çin pediatrik süt ürünlerinde dünyada en öne çıkan ülke. Nedeni ise aile gelirlerinin son zamanlarda ikiye katlanması, buna paralel olarak metropollerdeki nüfusun daha dengeli çocuk beslemesini bu pediatrik süt formüllerinde görmesi.
  • Pediatrik süt tozu, süt tozu pazarının %70’ini oluşturuyor ve 350 bin ton civarında bir pazar payı içeriyor.
  • Örneğin global tüketim ürünleri pazar araştırma şirketi Euromonitor’a göre pediatrik süt tozu pazarının ciddi manada artmaya devam edeceği öngörülüyor. Bu artışa yüksek perakende fiyatlarının eşlik etmesi bekleniyor. Bu tahminler, metropollerde yüksek oranda nüfus artışı, hane gelirindeki artışlar ve çalışan anne sayısının artması gibi makroekonomik değerlere bağlı olarak öngörülüyor.
  • Euromonitor International’a göre 2014 yılında pediatrik süt tozu perakende satış miktarının büyük bir artışla 686 bin tona ulaşacağı tahmin ediliyor.
  • Çin’de ki gelişmeler pediatrik süt tozu ihtiyacının büyük oranda ancak ithalatla karşılanabileceğini ortaya koyuyor.
  • 2005 yılından beri Çin’de her yıl 16-18 milyon bebek doğuyor.
  • 2009 yılı verilerine göre 6 yaş ve daha küçük çocuk sayısı 170 milyon ve bunun 70 milyonu büyük şehirlerde yaşıyor.
  • Çin Ulusal İstatistik Kurumu verilerine göre kentli ailelerin toplam harcamaklarının % 30’u çocukları için yapılıyor.
  • Boston Consulting Group’un raporuna göre, 2009 yılında Çin’de bebek ve çocuklara yönelik pazarın büyüklüğü 14,6 milyar euro olarak gerçekleşti. Bu pazar,(2012 yılına kadar) her yıl % 17’lik artış gösterdi.

Şimdi gelelim bu fotoğraf, Türkiye süt sektöründe ne fırsatlar yaratabilir sorusunun cevabına.

Ülkemizde sütte arz ve talep büyük oyuncular tarafından domine edilmekte. Süt talebinde mevsimsel artış ve azalışlar yaşanıyor. Ayrıca çiğ süt üretiminde mevsimlere bağlı kalite ve miktar değişiklikleri meydana geliyor. On yıllardır talep ve üretimdeki dengesizlikler nedeniyle üreticilerin sorunları bir türlü çözülemedi.

İşte ülkemiz süt sanayine bir fırsat! Çin pediatrik süt tozu pazarını ülkemiz süt sektörü artık keşfetmelidir.

Tire, Ödemiş, Burdur, Biga, Gönen, Konya ve Trakya süt merkezlerinde orta veya büyük ölçekli süt kooperatifl eri veya üst birliklerin, süt işleme tesislerinin Çin süt firmaları ile ortak süt tozu üretim tesisleri kurması devlet eliyle teşvik edilmelidir.

Bilindiği üzere süt tozu, süt gibi bir ürünün aslında sigortasıdır.

Çin gibi bir devasa pazara girildiğinde sektör de konuşulacak yalnızca arz olacaktır. Bu da ülkemiz süt sektörünün altın çağını yaşamasını sağlayacak bir unsur olacaktır. Artık konteynır taşımacılığıyla, süt tozu gibi pahalı bir maddenin taşınmasının oransal olarak çok ucuz olduğunu herhalde bilmeyen kalmamıştır.

Yalnız çok ince bir detay var. Çin’de ki süt pazarı üç segmentten oluşuyor.

Çin’deki kentler nüfus, GSMH’dan aldığı paylar ile kişi başına düşen gelir değerlerine göre, pazar karakterleri açısından 4 e bölünürler:

• TIER 1 Kentleri: Pekin, Guangzhou, Shanghai

• TIER 2 Kentleri: Eyalet başkentlerini içeren 40 şehir

• TIER 3 Kentleri: Diğer daha küçük 60 şehir

• TIER 4 Kentleri: Onlardan sonra gelen 500 şehir

Bu segmentlerden TIER 1 ve TIER 2’de pazarlama masraflıdır. Çünkü aynı Batı ülkelerinde olduğu gibi reklam masrafları çok olmaktadır. Oysa TIER 3’teki pazar çok daha ucuz maliyetli bir pazarlamayı gerektirmektedir. Çünkü arz sınırlıdır, talep yoğundur. İnce detay işte buradan kaynaklanmaktadır.

Yatırımcı gruplarının daha çok TIER 1 ve TIER 4 segmentinden olması, nispeten daha az maliyetli pazarlama masrafıyla; uzak mesafe tedarik masrafını dengeleyecektir.

Ve bu segmentlere Çin lokal marka isimleriyle ulaşmak olası konservatif tüketici tepkilerini de ortadan kaldıracaktır.

Neden yüksek artışla gelişen ve de tüm global tahmincilerin birleştiği gibi; Çin’in orta vadede bile kendi kendine yetemeyeceği pediatrik süt tozu pazarının ihtiyacı olan süt tozunu biz ülke olarak sağlamayalım? Gerisi ülkemizin orta ve büyük süt sanayicisinin maharetine ve devletimizin planlı teşvikine kalıyor.

Yalnızca şu iyi bilinmeli! Bu bir ülke stratejisi halini alıp, orta vadede Türk süt üreticisinin çiftlik kapı süt fiyat sorununu çözecek bir sonuç doğurmalıdır.

_____________________________

* Hayri Tuna Yükselen, Ziraat Yüksek Mühendisi, Yükselen Ziraat Ltd. Şti, İzmir.

>> Konuk Yazar

Dönemsel yazı yazanlara "Konuk Yazar" köşemizde yer veriyoruz. Konuk yazarlarımızdan bazıları: Çapar Kanat, Prof.Dr. Ender Yarsan, Doç.Dr. Fatih M. Birdane, Prof.Dr. Harun Baytekin, Prof.Dr. Harun R. Uysal, Hayri Tuna Yükselen, İbrahim Ethem Can, Kamber Güler, Mehmet Ayaz, Mustafa Düzgün, Prof.Dr. Tayfur Bekyürek, Prof.Dr. Tayfun Özkaya.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.