İbrahim Gümüş yazdı…
Tüketicinin endüstriyel (işlenmiş) gıdalara karşı güvensizliği gittikçe artıyor. Güvensizliğin en çok yaşandığı gıdaların başında süt, yumurta ve et gibi hayvansal ürünler geliyor. Özellikle sütün gerçek, doğal ve saf haline özlem duyanlar sokakta satılan çiğ süte yöneliyorlar. Bu durumdan yararlanan birçok fırsatçı da ne olduğu ve nereden geldiği belirsiz sütleri doğal, saf ve gerçek süt adıyla satıyorlar.
Tüketicinin işlenmemiş ham gıdalara ve doğal süt ürünlere talebinde deyim yerindeyse patlama yaşanıyor. Şehirlerde yaşayan önemli bir kesim köyden geldiği ve doğal olduğu söylenen gıdaları tüketmeye dikkat ediyor. Bu trend, çiğ süt alıp günlük tükettiği ürünleri evinde yapmak isteyen bir kitlenin doğmasına yol açtı. Ancak bu talebe karşılık tüketiciye kaliteli çiğ süt arz edilemiyor. Küçük Miktarlarda Çiğ Sütün Doğrudan Arz Edilmesine Dair Yönetmelik, bu arz sorununu bir ölçüde çözerek tüketicinin kaliteli çiğ süte erişimini kolaylaştırabilir.
Hayvansal gıdaların yol açacağı sağlık risklerini minimize etmek için çiftlikten sofraya soğuk zincirin korunması ve üretimden tüketime tüm süreçlerin izlenebilir olması gerekiyor. Bu yönetmelikle tüketici, aldığı sütün hangi çiftlikte ne zaman sağıldığını ve ne zaman şişelendiğini artık görebilecek. İçerdiği besin değerleri ve bileşenleri de belirli bir standartta olacak.
Süt hastalıklı hayvanlardan mı sağılmış, içerdiği somatik hücre ve canlı bakteri sayısı nedir? Bileşiminde hangi besin öğeleri (yağ, protein vb) ne oranda bulunuyor? Antibiyotik veya aflatoksin içeriyor mu? Sağım, depolama ve taşıma koşullarında hijyen ve soğuk zincir kurallarına riayet ediliyor mu? İçerisine herhangi kimyasal bir katkı maddesi katılmış mı? Mevcut sistemde bu sorulara tatmin edici cevap ve kanıtlar sunulamıyor.
Peki, tüketici neden sokak sütü ya da açık süt olarak bilinen çiğ sütü tercih ediyor? Araştırmalara göre, tüketicinin açık sütü tercih etmesindeki en önemli faktörlerin başında; alışkanlıklar ile yanlış ve eksik bilgiler olduğunu ortaya koyuyor. Tüketicilerin çoğunluğu sokak sütünü “en saf, en doğal ve en taze” olarak niteliyor. Ayrıca tüketici, uygulanan ısıl işlemden dolayı ambalajlı uzun ömürlü sütleri “ölü süt” olarak niteliyor.
Tüketici ambalajlı sütlere uzun ömürlü olması için antibiyotik ve antiseptik maddelerin katıldığına ve kullanılan ambalaj malzemelerinin kanserojen olduğuna inanıyor. 1997 yılında yapılan bir tüketici anketi çalışması, uzun ömürlü süt kullananların yüzde 64’ünün bu sütlerin katkı maddesi içerdiğine inandığını ortaya koymuştu. Aynı araştırmada bu oran sokak sütü kullananlarda yüzde 78 çıkmıştı.
Açık süt tüketim alışkanlıkları ve ön yargıları ile ilgili çok az çalışma bulunuyor. 2002’de 28 ilde yapılan bir araştırmanın sonuçları; ailelerin yüzde 64,4’ünün açık sütü sokak sütçülerinden, yüzde 23,4’ünün bakkallardan ve yüzde 12,2’sinin marketlerden satın aldıklarını ortaya koymuştu.
Açık süt tüketimine etki eden faktörler
TABLO: AÇIK SÜT TÜKETİMİNE ETKİ EDEN FAKTÖRLER (%) | |||||
Faktörler | Önemli değil | Biraz önemli | Orta önemli | Oldukça önemli | Çok önemli |
Üreticiye güven | 1,9 | – | 5,7 | 19,8 | 72,6 |
Pasta ve sütlaca uygun olması | 3,8 | 5,7 | 9,4 | 18,9 | 62,3 |
Yoğurdunun daha güzel olması | 6,6 | 4,7 | 6,6 | 21,7 | 60,4 |
Hijyen | 1,9 | 2,8 | 11,3 | 38,7 | 45,3 |
Daha taze olması | 5,7 | 2,8 | 11,3 | 38,7 | 41,5 |
Katkı maddesi içermemesi | 5,7 | 6,6 | 13,2 | 36,8 | 37,7 |
Aileden gelen alışkanlık | 34 | 8,5 | 10,4 | 19,8 | 27,4 |
Kaymağının olması | 26,4 | 9,4 | 12,3 | 26,4 | 25,5 |
Kapıya kadar getirilmesi | 27,4 | 12,3 | 14,2 | 20,8 | 25,5 |
Veresiye imkânı | 44,3 | 9,4 | 7,5 | 14,2 | 24,5 |
İnsan sağlığına yararı | 23,6 | 16 | 18,9 | 18,9 | 22,6 |
Tadının güzelliği | 17,9 | 12,3 | 16 | 34 | 19,8 |
Fiyatın düşük olması | 32,1 | 7,5 | 20,8 | 21,7 | 17,9 |
Köyün alıcıya yakınlığı | 60,4 | 12,3 | 6,6 | 14,2 | 6,6 |
KAYNAK: İstanbul İlinde Tüketicilerin Süt ve Süt Ürünleri Tüketim Alışkanlıkları Araştırması, Ersin Karakaya, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Tarım Ekonomisi Anabilim Dalı, Kahramanmaraş, 2011. |