Beklentiler otomasyonla karşılanabilir

Kapasitesi ne olursa olsun her ölçekteki işletmenin, kısa ve orta vadede büyüme hedeflerine ulaşabilmesi için er ya da geç otomasyon teknolojilerine yatırım yapması kaçınılmazdır. İşletmenin ölçeğine göre ihtiyaç duyulan otomasyon seviyesi ve yatırım miktarı farklılık gösterir. Yapılacak yatırımla, bir anda verimlilik artışı ve daha az işçi çalıştırmak değil, tüketici beklentilerini karşılayabilmek temel hedef olarak belirlenmelidir.

Üretimde standardın yakalanması, verimliliğin arttırılması, maliyetlerin düşürülmesi ve insan gücüne dayalı

üretimin azaltılması gibi nedenlerden dolayı otomasyon sistemleri hemen hemen her sektörde yaygın olarak

tercih edilmektedir. Süt ve süt endüstrisinin belli başlı markalarının da, özellikle yaptıkları otomasyon

yatırımlarıyla bugün önemli noktalara ulaştığını söylemek yanlış olmaz. Ancak yeterince araştırılmadan,

kulaktan dolma bilgilerle yapılan bir otomasyon yatırımı da zaman zaman işletmeleri içinden çıkılmaz bir

duruma sokabilmektedir.

 

Yaklaşık 13 yıldır gıda sektörüne otomasyon ve mühendislik hizmetleri konusunda hizmet veren, sektörün önde

gelen firmalarından Stok Endüstriyel’in Yönetim Kurulu Başkanı Ayvaz Şenol da bu konuya dikkat çekiyor.

Şenol, geçmişte modern bir tesis ve otomasyona geçiş adına yapılan hatalar sonucu büyük zararlara uğrayan,

sınırlı kaynakları heba olan, hatta kapanan tesislerin bile olduğunu belirtiyor. Ayvaz Şenol’la süt endüstrisinde

otomasyonu konuştuk.

 

Süt endüstrisine yönelik hizmet ve çözümlerinizden kısaca bahseder misiniz?

Şirketimiz, süt endüstrisine yönelik olarak tam otomasyonlu entegre üretim tesisi projelendirilmesi ve

kurulumu, özel proseslere yönelik makine imalatı, teknik malzeme ve yedek parça satışı, bakım ve 7/24 teknik

servis desteği olmak üzere geniş bir yelpazede, çok önemli hizmetler sunmaktadır.

 

Süt işletmeleri ileri teknoloji gerektiren otomasyon teknolojilerine yatırım yapmakta isteksizler. Bu

konudaki görüş ve tespitlerinizi bizimle paylaşır mısınız?

90’lı yıllarda adeta bir kaç firma dışında bilinçli üretim yapan süt işletmesi yoktu. Babadan kalma usullerle, usta

diye geçinen kişilerin insiyatifine bağlı, standart olmayan üretimler yapılıyordu. İlk yıllarda, teknoloji ve

otomasyon sistemlerine önem veren ve yatırım yapmakta istekli olan çok az sayıdaki müşterimiz, bugün dev

sanayi işletmeleri arasında ön sıralarda yer almışlardır.

Bizler, manuel tesiste ısrar eden yatırımcıları otomasyon ile birlikte yatırım için ikna etmeye çalışırken, bazı

firmalar, panoya iki sıcaklık kontrolü takıp “Çift Otomasyonlu Pastörize” diye kendilerince çözümler sundular.

Bazı firmalar ise kulaktan dolma duyumlarla prosesi bilmeden kendi bünyelerinde otomasyon yapmaya

çalıştılar. Bazıları da otomasyonu hiç bilmeden yurtdışından getirdikleri sözde otomasyon uzmanına güvenip full

otomatik anahtar teslim tesis kurmaya çalıştılar. Kısa vadede işe yarar gibi görünen ve büyük rağbet gören bu

amatör çözümler, işletmelerin değişen ihtiyaçlarını karşılamaktan son derece uzaktı.

Otomasyondaki eksikliklere proses dizaynında yapılan hatalar ve uyum sorunları da eklenince, süt

yatırımcısının adeta sütten ağzı yandı. Modern bir tesis ve otomasyona geçiş adına yapılan hatalar sonucu

büyük zararlara uğrayan, sınırlı kaynakları heba olan, hatta kapanan tesisler bile oldu. Tüm bu acı tecrübeler

maalesef otomasyon sistemlerine karşı bir önyargı oluşturmuştur. Oluşan bu haksız önyargıyı değiştirmek için

bu sektöre yönelik hizmet veren yerli yabancı tüm firmaların daha sorumlu davranmasına, yatırımcıların ise

geçmişten ders alıp daha seçici ve dikkatli olmasına ihtiyaç vardır.

 

Stok Endüstriyel ne zaman kuruldu, süt sektöründeki hedefi nedir?

Stok Endüstriyel, müşterilerine, en yeni proses ve otomasyon teknolojilerini mühendislik hizmetleri ile

harmanlayıp tek noktadan hızlı ve ekonomik çözümler sunmak üzere, 1998 yılında Bursa’da %100 yerli

sermaye ile kurulmuş proses, otomasyon ve mühendislik şirketidir. 2009 yılında Anonim Şirket statüsü

kazanan Stok Endüstriyel, kurumsal ve şeffaf bir yönetim anlayışı, 3.2 milyon TL ödenmiş sermayesi ve güçlü

finansal yapısı, çoğunluğu mühendis 20 kişilik uzman kadrosu, Çalı Sanayi Bölgesi’nde bin metrekarelik kendi

fabrikası, stoktan derhal teslim Alfa Laval hijyenik akış ekipmanları ve yedek parça satışı, ar-ge, endüstriyel

tasarım, otomasyon, mühendislik, makine imalatı, tesis kurulumu, teknik servis hizmetleri ile 12 yıldır

müşterilerinin hizmetindedir.

Ele aldığı işleri büyük bir ciddiyet ve titizlikle zamanında tamamlayıp yüksek bir müşteri memnuniyeti sağlamış

ve hedeflerine uygun olarak en çok tercih edilen ve güvenilen firmalar arasına girip ön sıralarda yerini almıştır.

Stok Endüstriyel, doğru bilgi ve ileri teknolojileri araştırıp geliştiren, sürekli kendini yenileyerek yeni teknolojilere

uyum sağlayan, ihtiyaç duyduğu personeli kendi bünyesinde kendi imkanları ile yetiştirebilen nadir

firmalardandır. Sunduğu hizmet kalitesi ve ileri teknolojisi ile uluslararası düzeyde rekabet edebilmeyi, güvenilir,

hızlı bir tedarikçi ve çözüm ortağı olmayı kendisine amaç edinmiştir.

 

Süt işleme tesislerinin kurulumunda uzmanlığınızı proses, otomasyon ve mühendislik olarak

tanımlıyorsunuz. Proses, otomasyon ve mühendisliği bir arada sunmanız yatırımcılara ne gibi

avantajlar sağlıyor?

İhtiyaçları doğru tespit edip, doğru proje hazırlamak ve başarıyla uygulamak için; ileri proses ve otomasyon

teknolojilerine hakim olmak, bunları titiz mühendislik çalışmaları ile uyum içinde entegre edip sunmak çok

önemlidir. Birbirini tamamlayan bu üç konuda da uzman olan şirketimizin, bu hizmetleri profesyonel bir

yaklaşımla tek noktadan sunması; müşterilere modern üretim tesisleri, tekrarlanabilir, izlenebilir ve kaliteli

üretim, maliyet optimizasyonu ve rekabet gücü kazandırmaktadır.

Bizleri tercih eden müşterilerimize kattığımız artı değerlerle müşterilerimiz rakiplerinin karşısına esnek, dinamik

yapıları ve rekabet avantajı ile öne çıkmakta ve yeni yatırımlarla daha da güçlenerek büyümeye devam

etmektedir. Çözüm ortağı olarak 12 yıldır hizmet verdiğimiz müşterilerimizde oluşturduğumuz güven ve müşteri

memnuniyeti, bizlere en yeni teknolojileri araştırma, geliştirme ve uygulama konusunda daha çok çalışmak için

güç ve cesaret vermektedir.

 

Bugüne kadar kurduğunuz entegre süt işleme tesisleri var mı, örnekler verebilir misiniz? Özellikle

tam otomasyonlu süt tesisi projesine imza attınız mı?

Önceleri, mevcut işletmelerde CIP, süt alım, pastörizasyon vb. bölümleri ele alarak işe başladık. Bu prosesleri

geliştirdik, modernize ettik, hijyen seviyesini artırdık ve gelişmiş bir otomasyon sistemi ile insana bağlı

olmaktan kurtardık. Kısa süre içinde sağlanan faydalar ve ürün kalitesindeki iyileşmeler dikkat çekti ve

arkasından ayran, yoğurt vb. proseslere sıra geldi. Sonuçlar yine başarılı olunca sıra bölümler arası

entegrasyona geldi, sonra kalite kontrol ve laboratuvar entegrasyonu, analizler, kriterler, emniyetler, iş akış ve

süreçler, raporlar derken ortaya gelişmiş bir otomasyon sistemi ile yönetilen ve denetlenen prosesler, güçlü bir

bilgisayar mimarisi ve bunun çevresinde teknolojik bir ekosistem oluştu. Buna son olarak bilgi işlem ve ticari

network entegre edilince, işletme oto kontrol mekanizmaları ile kendi içinde sürekli denetlenen adeta canlı bir

organizma haline geldi. Şu an itibarı ile bu süreçte farklı seviyelerde olup da sürekli aşama kat eden çeşitli

ölçekte pek çok müşterimiz bulunmaktadır.

Tam otomasyonlu entegre süt işleme tesisine örnek Sütaş Aksaray Fabrikası gösterilebilir. Bu tesis, Avrupa da

dahil, içinde bulunduğumuz coğrafyada en ileri teknolojileri ve otomasyon sistemlerini kullanan tam entegre

modern bir süt işleme tesisidir. Bu tesis, köklü geleneği olan devasa bir organizasyonun, bu alanda sahip

olduğu bilgi, tecrübe ve vizyonu ile firmamızın proses teknolojileri ve otomasyon konusundaki uzmanlığının

birleşip sentezlenmesine güzel bir örnektir.

 

Verimlilik açısından sizce hangi ölçekteki işletmeler otomasyon teknolojilerine yatırım yapmalıdır?

Kapasitesi ne olursa olsun her ölçekteki işletmenin, kısa ve orta vadedeki büyüme hedeflerine ulaşabilmesi için

er ya da geç otomasyon teknolojilerine yatırım yapması kaçınılmazdır. İşletmelerde işlenen ürün çeşidi ve

miktarı arttıkça işler zorlaşmakta, teknoloji ve otomasyon olmadan büyümek ve ayakta kalmak mümkün

olmamaktadır.

İşletmenin ölçeğine göre ihtiyaç duyulan otomasyon seviyesi ve yatırım miktarı farklılık gösterir. Yapılacak

yatırımla, bir anda verimlilik artışı ve daha az işçi çalıştırmak değil, tüketici beklentilerini karşılayabilmek temel

hedef olarak belirlenmelidir.

Zira modern toplumlarda tüketici  beklentileri ancak otomasyon teknolojilerine yatırım yapmakla karşılanabilir.

Bu beklentiler karşılanınca da kapasite artışı, verimlilik ve büyüme kendiliğinden gelmektedir.

 

Otomasyon yatırımı yapmayı düşünen bir firmanın yol haritası ne olmalıdır?

Mevcut, çalışan işletmelerde otomasyon yatırımı yapmak pek kolay olmamaktadır. Bu işletmeler genellikle eski

teknoloji ve manuel yöntemlerle çalışan hantal tesislerdir ve otomasyona geçmek için köklü değişiklik yapmak

ve kısmi üretim duruşları vermek gerekir. Bu zorlu süreci başarıyla yönetmek için mevcut durumu çok iyi analiz

edecek, uygun planlama ile hızlı çözümler sunabilecek, hem gıda proses teknolojilerine hem de otomasyon

teknolojilerine hakim dinamik bir mühendislik firması ile yola çıkmak çok önemlidir. Aksi halde otomasyona

geçeceğiz diye herşey alt üst olabilir. Zaten mevcut statükocu yapıların da karşı çıkıp köstek olmaya

çalışacağı otomasyon yatırımları çöpe gidebilir.

Bu nedenle otomasyon yatırımı yapmayı düşünen firmaların, kendi şartlarına en uygun yol haritasını belirleme

konusunda, eskiden beri bilinen sözde danışmanlardan değil de ileri proses otomasyon teknolojilerine hakim

profesyonel ekiplerden destek almaları ve gerçekten uzman firmalarla çalışmaları şarttır. Öncelikle, mevcut

tesiste otomasyon yatırımı yapmak yerine; “yeni bir fiziki mekanda planlı ve modern bir tesis yatırımını yapmak”

seçeneği değerlendirilmelidir. Zira tecrübelerimiz bize göstermiştir ki çoğu zaman, mevcut tesise dokunmayıp

üretime devam edilirken, farklı bir mekânda en son otomasyon teknolojileri ile yeni bir işletme kurmak en doğru

seçenektir.

İlk kez sektöre giren yatırımcıların, hala sözde danışmanların kılavuzluğuna uyup “biz başlangıçta otomasyon

yatırımı yapmayı düşünmüyoruz” şeklinde bir yaklaşım sergilemeleri sıkça yapılan en vahim hatadır.

>> Süt Dünyası

2006 yılından beri yayınını sürdüren tarafsız ve bağımsız medya kuruluşudur. Süt Dünyası Dergisi kurulduğu günden bu yana ilkelerinden taviz vermeden yayıncılık faaliyetine devam ediyor. Süt Dünyası Dergisi Haber Merkezi tarafından hazırlanan her türlü içerik "Süt Dünyası" imzası ile yayınlanmaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.