Yem sütten pahalı!

Yem fiyatlarındaki artış süt üreticilerine büyük zorluklar yaşatıyor. Sütçülüğün gelişmiş olduğu ülkelerde süt / yem paritesi 1,5 ile 2,5 arasında iken ülkemizde parite 1 bandında seyrediyor. Küçük aile işletmeleri sattığı 1 litre süt karşılığında 1 kilo yem bile alamıyor. Büyük çiftlikler ise başa baş noktasını yakalamak için adeta şapkadan tavşan çıkarmak zorunda. Tarım ve Orman Bakanlığı, Türkiye İstatistik Kurumu, Et ve Süt Kurumu, Ulusal Süt Konseyi ve sektörel kuruluşlar sektörün içinde bulunduğu çıkmazı yayınladığı verilere yeterince yansıtmıyor. Biz de süt çiftliklerinden yem tedarik kayıtlarını alarak resmi verilerle karşılaştırdık. Sonuç, yem sütten pahalı!

TÜRKİYE’DE KARMA YEME DAYALI BESLEME YAPILIYOR

Süt sığırcılığı işletmelerinin en önemli girdi kalemini yem oluşturuyor. Toplam üretim maliyetinin içerisinde yemin payı, işletmenin ölçeği ve üretim teknolojisine göre değişmekle birlikte yüzde 50-70 aralığındadır. IFCN tarafından yapılan ve 105 ülkenin dahil edildiği bir analize göre; dünya ortalama yem fiyatları 2017 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 1,7 oranında düşerek 0,21 dolar/kg olarak hesaplandı.

Dünyada farklı ülkelerde oluşan yem fiyatlarının karşılaştırılması, söz konusu ülkelerde üretilen yem içeriğindeki protein ve enerji farklılıklarından dolayı oldukça güçtür. Bu yüzden IFCN tarafından yem fiyatlarının hesaplanmasında yalnızca soya küspesi ile mısır veya arpa hesaplamalara dahil edilmektedir. Hesaplamalara esas olan ürünlerin oranı ise yüzde 30 soya küspesi, yüzde 70 mısır veya arpadır.

Türkiye’de yem fiyatları 1980’den beri serbest piyasa koşullarında belirleniyor. Yem sanayii girdilerini büyük oranda bitkisel üretimden alıyor ve ürettiğini hayvansal üretime veriyor. Bir ara endüstri olan yem sanayii bu özelliği nedeniyle ağırlıkla iki unsurdan etkileniyor. Bunlardan birisi hammadde diğeri ise hayvansal ürün fiyatlarıdır. Yem hammadde fiyatlarındaki değişime bağlı olarak yem fiyatları da değişim gösteriyor.

Türkiye Yem Sanayicileri Birliğinin yayınladığı 2019 Yılı Karma Yem Sanayii Raporuna göre, son 10 yılda etlik piliç yemi fiyatları yüzde 129, yumurta yemi fiyatları yüzde 144, süt yemi fiyatları yüzde 137, besi yemi fiyatları ise yüzde 120 artış gösterdi. Aynı dönemde mısır, arpa ve çavdarın yer aldığı hububat fiyatları yüzde 105, fullfat soya ve soya küpesi yüzde 202, buğday kepeği, razmol ve kırık buğdayın yer aldığı hububat yan ürünleri yüzde 149, ayçiçeği tohumu küspesi ve DDGS (Damıtma Sanayii Yan Ürünleri) fiyatları ise yüzde 258 arttı. Yine son 10 yıllık dönemde rasyonlarda yoğun olarak kullanılan yem hammaddelerinde ortalama yüzde 179 fiyat artışı gerçekleşti. Karma yemlerdeki fiyat artışı ortalaması ise yüzde 133 olarak tespit edildi.

2018 yılında bir önceki yıla göre süt ve etlik piliç yemi fiyatları yüzde 30, besi ve yumurta yemi fiyatları ise yüzde 26 oranında arttı. Aynı dönemde hububat fiyatları yüzde 12, fullfat soya ve soya küspesi fiyatları yüzde 53, hububat yan ürünleri fiyatları yüzde 23, ayçiçeği tohumu küspesi ve DDGS fiyatları ise yüzde 64 artış gösterdi. Belirtilen dönemde yem hammadde fiyatları yüzde 38 artarken karma yem fiyatları ise yüzde 28 arttı.

Türkiye’de süt sığırcılığında, yem sanayisinden temin edilen çeşitli özelliklerdeki karma yemler ile bir miktar kaba yeme dayalı besleme yapılıyor.Ulusal Süt Konseyi’nin üretici örgütleri, yem fabrikaları ve borsalardan derlediği yem fiyatlarına göre yüzde 18-19 protein içeriğine sahip sığır süt yeminin 2018 yılı ortalama fiyatı 1,41 lira/kg olarak tespit edildi .

YEM MALİYETLERİ ARTIYOR

Tarım Bakanlığı, Et ve Süt Kurumu, Toprak Mahsulleri Ofisinde üst düzey görevlerde bulunan İsmail Kemaloğlu’nun kurduğu ‘İK Tarımüssü Uluslararası Danışmanlık’ şirketinin yayınladığı ‘Tarım Ürünleri Piyasa Analiz Bülteni’ne göre hayvancılık ve dolasıyla yem sektörünün büyüme trendi önümüzdeki süreçte yavaşlayacak. Dünya gazetesinde yer alan habere göre, karma yem sektörünün kullandığı 25 milyon tona ulaşan hammaddenin yarısı hububat olup bu yıla kadar yem sektörü her yıl ortalama yüzde 10 büyüdü.

Ülkemizde karma yem üretimi 2018 yılında bir önceki döneme göre yüzde 8 oranında artarak 24,1 milyon tona, yem hammaddeleri ithalatı ise 10,6 milyon tona ulaştı. Mayıs ayı sonu itibariyle fiyatlar süt yemi 1.515 TL/ton (Geçen yıla göre +%15), besi yemi 1.435 TL/ton (Geçen yıla göre +%25), yem hammaddesi olarak yemlik buğday 1.300 TL/ton, soya 2.350 TL/ton, soya küspesi 2.375 TL/ton, sapsaman 550 TL/ton, yonca 950 TL/ton seviyelerinde gerçekleşti.

YEM HAMMADDELERİ İTHALATI 4 MİLYAR DOLARA YAKLAŞTI

Türkiye Yem Sanayicileri Briliği’nin yayınladığı 2019 Yılı Yem Sanayii Raporunda, yem fiyatlarındaki yüksek artışta en büyük etken hammadede dışa bağımlılık olarak gösteriliyor. Karma yem üretiminde kullanılan hammaddelerin üretimi yetersiz olduğundan -özellikle yağlı tohumlar ve küspeleri, kepekler, mısır, mısır türevleri, DDGS gibi bazı- yem hammaddelerinin ithalatının yıllar itibariyle arttığı gözleniyor.

Rapora göre, yem hammaddeleri ithalatı için her geçen yıl daha yüksek meblağlar ödeniyor. Raporda, ülkemizin yem hammadde temininde fiyat ve miktar açısından istikrarlı bir yıl geçirdiğinin hatırlanmadığına özellikle dikkat çekiliyor. Türkiye Yem Sanayicileri Birliğinin raporunda açıklanan verilere göre karma yem sektörünün 2018 yılı cirosu 7,2 milyar dolar olurken, yem üretiminde kullanılan hammaddelerin tedariki amacıyla yapılan ithalata ödenen miktar ise 3,8 milyar doları geçiyor.

ÇİĞ SÜT ÜRETİMİNDE YEM MALİYETİ

Çiğ süt fiyatlarını değerlendirmeden önce, çiğ sütün üretiminde girdi maliyetlerini etkileyen temel faktörleri ele almak gerekiyor. Uluslararası Karşılaştırmalı Çiftlik Veri Ağı (IFCN) her yıl düzenli olarak çiğ süt üretim maliyetini etkileyen girdilerin toplam maliyet içerisindeki paylarını araştırıyor. Süt üretiminde en yüksek maliyet unsuru olan yem, dünyada farklı ülkelerde yüzde 35 ile 90 arasında değişen bir maliyet payına sahip.

IFCN tarafından yapılan yem maliyet analizinde;

  1. Satın alınan yem maliyeti (kaba ve kesif yemler),
  2. Üreticinin kendi yetiştirdiği yem maliyeti (gübre, tohum, pestisit, sulama),
  3. Yem hammaddesi yetiştirmede arazi maliyeti,
  4. İşçilik, gübreleme, makine, yakıt, sermaye gibi yem ile bağlantılı olan diğer maliyetler

gibi unsurlar değerlendirilerek yemin süt üretim maliyetindeki payı 3 farklı grupta ele alınıyor.

Yüksek Dereceli Yem Maliyet Payı (>%70): Orta Doğu ülkelerinin birçoğu ve Çin gibi ülkelerde ekseriyetle yemin satın alınması esasıyla işletmelerin idame edildiği ülkeler bu gruba dâhil olmaktadır. İşçilik maliyetlerinin toplam süt üretimindeki payının yüksek olduğu Güney Avrupa ülkeleri, Meksika, Afrika, Pakistan ve Endonezya bu grupta yer alıyor.

Orta Dereceli Yem Maliyet Payı (%50-70): Avrupa’da, ABD’de, Latin Amerika’da ve Okyanusya’da yer alan çiftliklerin büyük bir kısmı bu kategoride yer alıyor. Yem açısından Orta Dereceli Maliyet payına sahip üreticiler genellikle kullandıkları yemlerin küçük bir kısmını satın alırken, işletmeye giren yem miktarının büyük bir kısmını üretici düşük maliyetle kendisi üretiyor. Türkiye’de yemin süt üretim maliyetindeki payı çeitli kaynaklara göre yüzde 50 ile 70 arasında değişmektedir. Yemin süt üretim maliyetindeki payına göre Türkiye, bu gruba dahil.

Düşük Dereceli Yem Maliyet Payı (%40- 50): Bu kategoride yer alan üreticiler Avrupa özelinde daha çok Batı Avrupa’da yer alan ve yüksek girdi maliyetlerine sahip üreticilerdir. İrlanda ile Afrika’da Kamerun ve Nijerya’da olduğu gibi bazı üreticiler bu gruba dahil olurken söz konusu bölgelerde mera hayvancılığı yaygındır.

DÜNYADA SÜT / YEM PARİTESİ NE DURUMDA?

Ulusal Süt Konseyi bu yılın Haziran ayında, “Dünya ve Türkiye’de Süt Sektör İstatistikleri 2018 Süt Raporu” yayınladı. Sütçülükle ilgili önemli verilerin yer aldığı raporda birçok ülkedeki süt / yem paritesi ile ilgili değerlendirmeler var.

Ulusal Süt Konseyi raporuna göre, bazı ülkelerin 2017 yılında gerçekleşen süt / yem pariteleri şöyle;

  • Almanya’da 1,84 olarak gerçekleşti,
  • Brezilya’da uzun yıllar sonra 1,1 seviyesine çıktı.
  • ABD’de birkaç yıllık düşüşün ardından 2,0 olarak hesaplandı,
  • Japonya’da çiğ süt fiyatları yüzde 6,4 oranında artarak 1,56 oldu,
  • Yeni Zelanda’da 2005 yılından bu yana en yüksek seviyesi olan 1,62’ye ulaştı.

Ulusal Süt Konsey’inin yayınladığı raporda, Türkiye’de 2018 yılına ilişkin süt / yem paritesinin 1,12 olarak hesaplandığı belirtiliyor (bkz. Grafik 1. Süt / Yem Paritesi). Ulusal Süt Konseyi’nin yayınladığı raporda, dünyada genel kabul gören süt / yem paritesinin 1,5 olduğu belirtildikten sonra, ülkemizde süt / yem paritesinin 1,5’in altında kaldığına dikkat çekiliyor.

Türkiye Yem Sanayicileri Birliği’nin yayınladığı 2019 Karma Yem Sanayii Raporunda ise kârlı bir hayvancılık için süt üreticisinin 1 kg çiğ süt sattığında 1,3 kg yem alabilmesi yani çiğ süt / yem paritesinin 1,3 olması gerektiğine vurgu yapılıyor. Türkiye’de ise gerçekleşen çiğ süt / yem paritesinin 2009 yılı ile 2018 yılının belli dönemleri hariç 1,3’ün altında gerçekleştiği raporda yer alıyor.

Raporda, Türkiye’de kârlı bir hayvancılık için paritenin 1,3 olması gerektiğine dair olgunun yer alma nedeni ise Tarım Bakanlığının pariteyi 1,3 olarak baz almasından kaynaklanıyor. Oysa yukarıda da görüleceği üzere sütçülük açısından gelişmiş ülkelerin çoğunda süt / yem paritesi 1,5 ile 2,5 arasında gerçekleşmektedir.

PARİTE 1 CİVARINDA OLURSA DAMIZLIKLAR KESİLİR

Süt / yem paritesi, 1 litre çiğ süt satıldığında, satın alınabilecek yem miktarına deniyor. Ulusal Süt Konseyi’nin sitesinde 2007 yılından itibaren parite verileri yayınlanıyor. Konseyin süt / yem paritesi ile ilgili verilerini inceleyen Prof. Dr. Cengiz Çakır, en yüksek rakamın 2009 yılındaki 1.45 değeri olduğunu, 2011-2013 arasında 1’den küçük veya 1 dolayında olan paritenin Haziran 2014’ten itibaren 1,20 dolaylarında seyrettiği hatırlatılıyor.

Çakır’ın, 15 Ekim 2018’de Aydınlık gazetesinde yayınlanan “Geçerli çiğ süt fiyatı yıkım getirir” başlıklı yazısında süt fiyatları ile ilgili şu tespiti ülke olarak hayvancılıkta içinde bulunduğumuz durumu anlatıyor: “Avrupa Birliği’nde Eylül 2018 itibariyle sütün ortalama fiyatı, 34 Avro sent olup Merkez Bankası kuru olan 7,44 üzerinden hesaplandığında çiğ süt 2,54 TL’ye gelmektedir. Çiğ süt fiyatını 170 kuruş üzerinden hesapladığımızda bile, Avrupa’da çiğ süt bizdekinden yüzde 49 daha pahalıdır.”

Süt / yem paritesi bakımından Türkiye’deki durumu ABD ile kıyaslayan Çakır, ABD’de 1885 yılından beri yayınlanan sütçülük dergisi Hoard’s Dairyman’den yaptığı aşağıdaki alıntıya yazısında yer veriyor: “2015-2018 yıllarını da kapsayan beş yıllık ortalamalara göre (ABD’de) bütün aylarda süt / yem paritesi 2’den büyük olmuştur. Eylül-Kasım ayları arasında 2,5’in üzerinde, Aralık-Şubat aylarında 2,25 ile 2,5 arasında olmuştur. Süt / yem paritesi halen 1,98’dir. Bu oran 1 kg sütün değeri ile satın alınabilecek yem miktarını göstermektedir. Bu yıl 2 civarında seyreden parite ortalaması 2017’deki 2,42 ve 2016’daki 2,24’den önemli ölçüde düşüktür. Gelecek birkaç ayda az bir değişim göstermesi beklenmektedir (Kaynak: Hoard’s Dairyman, 25 August, 2018 s.480).”

Çakır, süt / yem paritesini değerlendirdiği yazısında şu tespiti yapıyor: “Paritenin 1’e yakın olması değerli damızlıkların kesimhaneye gitmesine yol açar. 2011 – 2013 arasında bu durum yaşanmıştır. Et ve Süt Kurumu’nun yayınladığı resmi verilere göre (Ekim 2018’de) süt yeminin fiyatı 156 kuruştur. Bu durumda süt fiyatını 160 kuruştan hesapladığımızda parite 1,03; 170 kuruş üzerinden hesapladığımızda ise 1,08 çıkmaktadır. Her ikisi de damızlık hayvanların katledilmesine neden olacak oranlardır. Geçen hafta içinde bilgisine başvurulan Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği yetkilileri, çok sayıda ineğin kesilmekte olduğunu ifade etmiştir.”

SÜT YEM İLE TAKAS EDİLİYOR

Süt üreten işletmelerin en büyük girdi kalemini yem oluşturuyor. Sütü çiftçiden alıp işleyen işletmelerin çoğunun yemden de para kazandıkları bir sistem var. Süt sanayicilerinin “Benden yem alırsan senden süt alırım” yaklaşımı piyasanın yazılı olmayan anayasası halini almış durumda. Sütü çiftçiden alıp işleyen şirketlerin çoğu aynı zamanda yem işletmelerine sahip.

Gelişmiş dünyada örneğine pek rastlamadığımız süt-yem takası sisteminin en büyük silahı, sanayi kesiminin kritik dönemlerde, “Sütü almıyoruz, bırakıyoruz” demeleridir. Bilindiği üzere, “Cenaze bekler, süt beklemez”. Üretici de, -süt yerde kalmasın diye- süt firmaları üzerinden pazarlanan yem karşılığında sütünü veriyor.

Süt üreten işletmelerde maliyetlerin büyük kısmını besleme giderleri oluşturuyor. Gider kalemlerini iyi yönetemeyen işletmelerin kâr etme şansı yok, eğer bu nokta iyi kontrol edilemezse, hayvancılık işletmesi kârını elinden kaçırmış olur. Yem maliyetlerinin çok yüksek olduğu bu ortamda çiftçinin verimliliği ve kârlılığı yakalaması ise mümkün değil.

Sektörde fiili olarak yürüyen “Yemini benden alırsan sütünü alırım” şeklinde bir barter alışverişi var. Sütü alan firmalar, sütün bedelini yem olarak ödüyorlar. Bu uygulamayla üreticilerin elinden en büyük gider kalemiyle ilgili inisiyatif alınmış oluyor.

Sütün yem ile takas edildiği bu sistemden üreticiler, “Ne üretici sanayiciyi bir şeye zorlasın, ne de sanayici üreticileri bir şeye zorlasın” diye şikayet ediyorlar. Süt üreticisi yem içeriği ile ilgi sanayiyi ne kadar denetleyebilir? Hangi hammaddeleri ne kadar koyduklarını nasıl bilebilir? Süt-yem takas sistemiyle sektörde resmen olmasa da fiili olarak sözleşmeli üretim yaptırılıyor. Kanatlı sektöründe yetiştiricinin kümesine sanayici broileri (damızlık civciv) ve yemini veriyor. Yetiştirici ise verdiği hizmet karşılığında hizmet bedeli ve prim alıyor. Süt sektöründe de sanayici sütü alıyor, üreticiye yem veriyor. Fiili olarak sözleşmeli üretim yaptırılıyor.

Büyük süt sanayicilerinin aynı zamanda yem sanayii işletmeleri var. Sütaş’ın bağlı olduğu Yılmaz Holding’in Tarfaş, Pınar Süt’ün bağlı olduğu Yaşar Holding’in Çamlı Yem, Mar Tüketim’in Kay Yem, Aynes’e bağlı Ayyem gibi, süt sanayicilerinin yem işletmeleri bulunuyor. Orta ölçekli mandıralar ve süt müteahhitliği yapanlar da aynı şekilde üreticiden sütü yem karşılığında alıyorlar.

Bu takas sistemi nedeniyle süt üreticisi yem maliyetini ve kalitesini kontrol edemiyor. Örneğin çiftçi yemin kilosunu 10 kuruş daha pahalıya alırken sütün litresini de 10 kuruş daha ucuza satmak zorunda kalıyor. Böyle bir durumda çiftçinin olası kârı da süt sanayicisine, mandıracıya veya süt tüccarına aktarılmış oluyor.

Üretici ile sanayici arasındaki alışverişi Çiğ Sütün Sözleşmeli Usulde Alım Satımına İlişkin Yönetmelik düzenliyor. Yönetmeliğe göre süt fiyatı;

  1. Pariteye göre,
  2. Pazarlık usulü ile
  3. Ulusal Süt Konseyinin ilan ettiği tavsiye fiyatına göre,
  4. Çiğ sütteki koloni sayısı, somatik hücre sayısı, süt yağı ve protein oranlarını dikkate alarak kaliteye ve içeriğe göre

belirlenebiliyor.

Yönetmelik, sözleşmede, nakit avans veya çiğ sütün üretiminde kullanılan her türlü girdinin alıcı tarafından üreticiye verilmesinin kararlaştırılabileceğini hükme bağlıyor ve “Üreticiye kesif yem verilecekse süt / yem paritesi 1,3’ün altında olamaz” diyor. Ancak üreticiye verilen kesif yemin miktarını ve kalitesini denetleyen bir sistem kurulmadığı için sanayici üreticiye yem adıyla ne verirse üreticinin buna itiraz etme şansı bulunmuyor.

Sütün yem ile takas edildiği bu sistemle üretici, giderinin en büyük kalemini oluşturan yemde müşterisine bağımlı hale gelmiş oluyor. Üreticinin süt sattığı firmadan yem almak zorunda bırakılması serbest rekabet ortamının oluşmasını da engelliyor.

Grafik 1. Süt/Yem paritesi
Kaynak: Türkiye Yem Sanayicileri Birliği Karma Yem Sanayii Raporu – Ankara, 2019

SÜT / YEM PARİTESİ GERÇEĞİ YANSITIYOR MU?

Ulusal Süt Konseyi’nin asli görevi çiğ sütün üretim maliyetini açıklamak. Başkan Sabit Karaca da geçtiğimiz sayıda yayınlanan röportajda Konsey’in asli görevi olarak maliyetleri belirlemek olduğuna dikkat çekmişti. Ancak Konsey’in bu görevini zamanında, eksiksiz ve tarafsız bir şekilde yerine getirdiğini söylemek biraz zor. Ulusal Süt Konseyi internet sitesindeki verileri inceleyen hiçbir kimsenin bu tespitlere katılmaması mümkün değil.

Ulusal Süt Konseyi Yönetmeliği, “Belirli zamanlarda bölgelere göre sütün maliyetini tespit ederek gerektiğinde ilan etmek” diye bir görev veriyor Konsey’e. Konsey resmen 21 Ocak 2009’da kurulmuş olmasına rağmen çiğ süt maliyeti ile ilgili 2013 sonrası veriler yer alıyor. Çiğ süt maliyetleri duruma göre aylık, 2 aylık, 3 aylık veya 6 aylık olarak açıklanıyor.

Grafik-2. Ulusal Süt Konseyi Çiğ Süt / Yem Paritesi (2015 – 2018)
Kaynak: Ulusal Süt Konseyi, 2018 Süt Raporu

Çiğ süt maliyeti zamanında açıklanmıyor

Bazı dönemlerde ise (Ekim-Kasım 2016, Şubat-Mayıs 2018, Temmuz 2018, Ekim 2018 ve Mayıs-Haziran 2019) açıklamaya gerek bile görülmüyor. Bir başka önemli nokta ise çiğ süt fiyatının belirlenme dönemlerinde güncel maliyet verileri ve hesaplamaları kamuoyu ile paylaşılmıyor. Referans fiyat belirlenirken birkaç ay öncesine ait maliyet verileri baz alınıyor. Girdi maliyetlerinin ve enflasyonun yüksek olması nedeniyle bu durumda üreticinin geliri başkalarına aktarılmış oıuyor.

Çiğ sütün maliyetini bölgelere göre açıklamakla görevli olan Ulusal Süt Konseyi sadece Marmara, Ege, Akdeniz ve İç Anadolu bölgeleri için açıklama yapıyor. Konsey’in 2013 yılından itibaren açıkladığı “Bölgelere Göre Çiğ Süt Maliyeti” tablosunda Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri maalesef yer almıyor.

Grafik-3. Türkiye Yem Sanayicileri Birliği Çiğ Süt / Yem Paritesi (2011-2019)
Kaynak: Türkiye Yem Sanayicileri Birliği Karma Yem Sanayii Raporu, Ankara, 2019

Grafik-4. Çanakkale’deki Bir Damızlık Süt Sığırcılığı İşletmesinde Gerçekleşen Çiğ Süt / Yem Paritesi (Ocak 2017 – Mayıs 2019)

Grafik-5. İzmir’deki Bir Damızlık Süt Sığırcılığı İşletmesinde Gerçekleşen Çiğ Süt / Yem Paritesi (Mayıs 2015 – Haziran 2019)

Çiğ süt maliyeti eksiksiz açıklanmıyor

İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırmasına (İBBS) göre Türkiye 12 bölgeye ayrılıyor. Türkiye’de süt üretiminin bölgelere göre dağılımı (2017 yılı TÜİK verilerine göre) incelendiğinde büyükbaş süt üretiminin en fazla olduğu bölge toplam üretimin yüzde 17,9’unu kapsayan Ege Bölgesi olup, Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi yüzde 12,3 ile ikinci, Batı Karadeniz Bölgesi ise yüzde 10,4 ile üçüncü sırada yer alıyor.

Süt üretiminde ilk üçte yer alan Kuzeydoğu Anadolu ve Batı Karadeniz bölgeleri için çiğ süt üretim maliyetinin açıklanmaması büyük bir eksiklik değil mi sizce? Sadece bu iki bölgede üretilen süt Türkiye’deki toplam üretimin yüzde 22,7’sine karşılık geliyor. Bu iki bölge ile birlikte maliyet hesaplamalarında Ortadoğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Karadeniz bölgeleri de yok sayılmış durumda.

Ulusal Süt Konseyi çiğ süt tavsiye fiyatına zemin oluşturan maliyetleri belirlerken bunu zamanında ve eksiksiz yapmayarak üreticiye dezavantaj sağlıyor. Yani çiğ süt maliyeti tarafsız bir şekilde açıklanmıyor.

ÇİFTLİKLERDE ÇİĞ SÜT / YEM PARİTESİ

Damızlık süt sığırcılığı işletmeleri 1 litre çiğ süt bedeli ile ne kadar yem alabiliyor? Çiğ süt / yem paritesinin dayandığı bu temel parametreyi araştırdık. Ürettiği sütü asgari Ulusal Süt Konsey’nin açıkladığı referans fiyattan satabilen 250 baş ve üzeri sağmalı olan süt çiftliklerinin yem ve hammadde alışları ile ilgili kayıtlarını inceledik.

Çanakkale ve İzmir’deki hastalıklardan ari ve AB onaylı iki damızlık süt sğırcılığı işletmesinin verilerini bu doğrultuda buraya aldık. Grafik 4 ve Grafik 5’te görüldüğü üzere 2018 yılının ikinci yarısında çiğ süt / yem paritesi 1’in altında gerçekleşmiş. Bu da, yem maliyetlerinin ne denli yüksek olduğunu gözler önüne seriyor.

Grafik-6. Çiğ Süt Üretici Fiyatı-Maliyet Değerlendirilmesi (2013-2017)
Kaynak: Süt Sektör Politika Belgesi 2018-2022, TAGEM, Ankara, 2018

YEM FİYATLARI NEDEN ARTIYOR?

“Süt sığırcılığı işletmelerinde maliyeti etkileyen en önemli girdi kalemi yem olup maliyet kalemleri içerisinde yüzde 50- 70’lik bir paya sahiptir. İşçilik masrafları ise ikinci sırada yer almakta ve süt maliyetinin yaklaşık yüzde 15-20’sini oluşturmaktadır. Diğer masraflar ise (ahır ve altlık masrafı, inek sermayesinin faizi, inek amortismanı, alet ve makine masrafları, veteriner ve ilaç masrafları, aydınlatma giderleri ve su masrafları) maliyetin yaklaşık yüzde 20- 25’ini oluşturmaktadır.”

Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü tarafından Nisan ayında yayınlanan Süt Sektörü Politika Belgesinde, süt üretim maliyetinde yemin belirleyiciliği konusunda bu tespitler dile getiriliyor. Türkiye’de süt sığırcılığında, sanayide temin edilen çeşitli özelliklerdeki yemler ile bir miktar kaba yeme dayalı besleme yapılıyor. Karma yem üretiminde ithal yem hammaddelerine bağımlı olunması, karma yem maliyetlerini dolayısıyla süt üretim maliyetini yükseltiyor. Hammadde fiyatlarında son dönemde ciddi artışlar yaşanıyor. Artışın en fazla olduğu ürünler soya, ayçiçeği tohumu küspesi, kepektir. Soya fasulyesinin borsa bazlı takibinin yapıldığı Güney Amerika’da son zamanlarda yağışları az olması ve bunun da üretim kaybına yol açabileceğinin tahmin edilmesi soya fiyatlarını ciddi oranda artırdı.

Tablo-3. Yem Maliyeti, Süt Fiyatı ve Parite

 1 Kg Kuru Madde Yem Maliyeti (TL)Çiğ Süt Referans Fiyatı (TL/Lt)Süt/Yem Paritesi 
Oca.171,071,211,13
Şub.171,181,211,03
Mar.171,241,210,98
Nis.171,241,210,98
May.171,241,210,98
Haz.171,21,211,01
Tem.171,21,211,01
Ağu.171,181,31,1
Eyl.171,131,31,15
Eki.171,091,41,28
Kas.171,111,41,26
Ara.171,141,41,22
Oca.181,191,41,18
Şub.181,261,441,14
Mar.181,281,441,13
Nis.181,341,441,07
May.181,451,440,99
Haz.181,51,440,96
Tem.181,581,440,91
Ağu.181,691,570,93
Eyl.181,781,70,96
Eki.181,781,70,96
Kas.181,761,70,96
Ara.181,741,70,97
Oca.191,651,71,03
Şub.191,611,71,06
Mar.191,631,71,04
Nis.191,651,71,03
May.191,6421,22

Kaynak: Çanakkale’de Bir Damızlık Süt İşletmesi

Son zamanlarda dolardaki artış, yem hammaddelerinin fiyatlarını yükseltti. Buna bağlı olarak da yem maliyetleri arttı. Süt üretiminde maliyetin büyük bir bölümünü yem oluşturduğu için süt üretim maliyeti de arttı. Bütün bu sayılan sebepler aynı zamanda diğer ithal hammadde fiyatlarını da etkiledi. Bu nedenle karma yem maliyeti, dolayısıyla da süt üretim maliyeti artmış oldu.

Türkiye’de süt sığırcılığında kullanılan kaba yem üretimine bakıldığında, 2011 yılında 3,99 milyon ton olan süt yemi üretimi 2017 yılında yüzde 60,5 oranında artarak 6,23 milyon ton olarak gerçekleşti. 2011 yılında 2,84 milyon ton olan besi yemi üretimi ise 2017 yılında 2011 yılına göre yüzde 78,5 oranında artarak 5,06 milyon tona ulaştı.

Grafikler, tablolar ve diğer ayrıntılar Süt Dünyası Sayı 73 basılı ve e-dergide..

>> Süt Dünyası

2006 yılından beri yayınını sürdüren tarafsız ve bağımsız medya kuruluşudur. Süt Dünyası Dergisi kurulduğu günden bu yana ilkelerinden taviz vermeden yayıncılık faaliyetine devam ediyor. Süt Dünyası Dergisi Haber Merkezi tarafından hazırlanan her türlü içerik "Süt Dünyası" imzası ile yayınlanmaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.