Tarım bankacılığa teslim

Tarım sektörünün başı geri ödenemeyen kredilerle dertte. Yeni umutlarla yapılandırılarak ödemesi bir sonraki sezona aktarılan krediler üretimde sürdürülebilirliği tehdit ediyor. Müteahhitleri kurtarmak için gösterilen çabanın bir benzerinin belki halkın temel gıdasını ve birçok sanayi kolunun hammaddesini üreten çiftçilerin borçları için de ortaya konması gerekebilir.

Tarım ve hayvancılığın finansal açıdan içinde bulunduğu durumu Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Güneş, Denizbank Tarım Bankacılığı Krediler Grup Müdürü Murat Tevfik Güçlü, Denizbank Tarım Bankacılığı Proje Kredileri Analiz ve Tahsis Bölüm Müdürü Fatma Sergici ve QNB Finansbank Tarım Bankacılığı Direktörü Hakan Çağlar ile değerlendirdik.

ÇİFTÇİ KREDİ BORÇLARINI ÖDEYEMİYOR

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2 Ekim’de Birlik Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, çiftçinin yeterli geliri sağlayamadığı için kredi borçlarını ödeyemediğini dile getirdi. Hasat sonrası bekleyen kredi taksitlerinin ödeme zamanının geldiğini, çoğu çiftçinin ise kredi vadelerinin geçtiğini hatırlatan Bayraktar, “Çiftçilerimize, alacaklı kurumlar uyarı yazıları göndermektedir. Kefiller ile asıl borçlular arasında sorunlar her geçen gün artmaktadır” diye konuştu.

Yeni sezonun çiftçinin masraflarını yine karşılayamadığına dikkat çeken Bayraktar, “Üreticimizin bu sezonki kredi borcunun yanı sıra geçen yıldan ertelenen borcu da bulunmaktadır. Tüm borçların bir hasat sezonunda, defaten ödenmesi mümkün değildir. Çiftçilerimiz dört gözle borç erteleme kararını ve kredi borçlarının acil olarak yeniden -faizsiz olarak- yapılandırılmasını beklemektedir” dedi.

ÇİFTLİKLER HACİZ KISKACINDA

Önümüzdeki aylarda maliyetlerin daha da artacağına dikkat çeken Bayraktar, “Süt hayvancılığımız için zorlu bir dönem başlayacak” diyerek süt hayvanlarının kesime gitmemesi için acilen tedbir alınması gerektiğini söyledi. Hatırlayacağınız üzere geçtiğimiz yıl Nisan ayında, Ankara’nın Haymana ilçesinde kredi borcunu ödeyemediği için tarlasına ve ineklerine haciz geldiğini belirten bir çiftçi, Ziraat Bankası şubesi önünde eylem yaparak arabasında getirdiği sütleri bankanın önüne dökmüştü.

Çiftçinin bu görüntüleri ve çaresizliğini dile getirdiği, “Perişan olduk, sesimizi kimseye duyuramadık. Yem alamıyoruz, saman alamıyoruz, hayvanımızı satamıyoruz. Sütümüz de burada, ne yapacaksa yapsın devlet” sözleri sosyal medyada gündem olmuştu.

KREDİLER YAPILANDIRILIYOR GERİ ÖDEMELER ERTELENİYOR

Ankara Haymana’da Ziraat Bankası önünde yaşanan bu görüntüler çiftçilerin bankalar karşısındaki durumunun ve acziyetinin sembolü oldu. Ankara Birlik’in iflası ile bölgedeki süt çiftçileri hem bir yıldır sattığı sütün parasını alamadı, hem de ürettiği sütü satacakları yer kalmadı. Üretim döngüsü bozulan bölge çiftçisi banka ile karşı karşıya bırakıldı. Üretimi planlaması ve çiftçiyi desteklemesi gereken devlet çözüm üretmesi gerekirken, bankası aracılığıyla haciz gönderdi.

Ankara Haymana’daki çiftçinin yaşadığına benzer hikayeler ülkenin dört bir tarafından gelmeye devam ediyor. Takipteki tarım kredilerinin her geçen gün arttığını Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) açıkladığı veriler de doğruluyor. BDDK verilerine göre takipte olan kredilerin bir önceki yıla oranla artışı; 2017 yılı Ağustos ayında yüzde 21,5 iken 2018 yılı Ağustos ayında yüzde 20,7, 2019 yılı Ağustos ayında ise yüzde 6 oldu.

2017 ve 2018 yıllarında kredi miktarındaki artışın yüzde 20’nin üzerinde olması yeni kredilerden çok yeniden yapılandırmalardaki ilave faizlerin kredi miktarlarına yansıması olarak değerlendirilebilir.

Grafik 1. Tarımsal Kredilerin Banka Türlerine Göre Dağılımı (%), 2019/8

Grafik 3. Banka Türlerine Göre Tarım Kredileri (bin TL), Dönem: 2013/9-2019/8

2018 yılı Ağustos ayında artışın yüzde 6 çıkması, işletme kredilerinin çoğunun vadesinin Eylül, Ekim ve Kasım aylarında doluyor olmasından kaynaklanıyor. TZOB Başkanı Bayraktar’ın da dile getirdiği üzere çiftçi önceki yıl yapılandırdığı kredisini geçen yıl ödeyemedi. Geçen yıl yapılandırılan kredilerin ödeme vadesi geldi çattı. Ancak geçen yıl ödenemediği için ertelenen kredilerin bu sene de ödenmesi mümkün gözükmüyor. Bayraktar’ın yaptığı çağrıda olduğu gibi çiftçiler kredilerinin yine (bu sefer faizsiz) ertelenmesini istiyorlar.

Grafik 2.Takipteki Tarım Kredilerinin BankaTürlerine Göre Dağılımı (%), 2019/8

Grafik 4. Banka Türlerine Göre Takipteki Tarımsal Krediler (bin TL), 2013-2019

BDDK verilerine göre takipteki tarımsal kredilerin toplam tarım kredilerine oranı 2017 yılı Ağustos ayında yüzde 2,63 iken 2018 yılı Ağustos ayında yüzde 2,99, 2019 yılı Ağustos ayında ise yüzde 4,38 oldu. Takibe düşmemesi için tarım kredileri yeniden yapılandırılarak ödemesi sürekli erteleniyor. Krediler yapılandırıldığı için takibe düşmüyor ve takipteki kredi oranları da böylece makul düzeylerde gözüküyor.

BDDK’nın 2019 yılı Ağustos ayı verilerine göre mevcut tarım kredilerinin toplam tutarı 106 milyar lira. Bunun yüzde 73’ü yani 76,6 milyar liralık kısmı kamu bankaları tarafından kullandırılmış. Aynı döneme ait takipteki tarımsal kredi miktarı 4,6 milyar lira, bunun 1,7 milyar lirası kamu bankalarına ait.

Kredilerin çoğunun kamu bankaları tarafından kullandırılıyor olmasının temel nedeni sübvansiyonlu kredilerin Ziraat Bankası üzerinden verilmesi. Çiftçi kullandığı finansmanda devletten yüzde 25 ile 100 arasında faiz indirimi almak istiyorsa krediyi Ziraat’ten alması gerekiyor.

Ziraat Bankası ile birlikte sübvansiyonlu tarımsal kredi kullandırılan bir başka kurum da Tarım Kredi Kooperatifleri. Sübvansiyonlu kredilerin sadece Ziraat ve Tarım Kredi aracılığıyla kullandırılması, tarımın finansmanında rekabetçi bir piyasanın oluşmasına da engel oluyor.

Üstelik, Tarım Kredi’nin kullandırdığı sübvansiyonlu tarım kredilerine kanunlara aykırı bir şekilde yıllardır ticari faiz oranları uygulanıyor. Yüksek faiz uygulamasından dolayı çiftçinin borcu katlanırken, tarımsal üretim de bundan olumsuz etkileniyor. Haksız uygulamalarla ilgili artan şikayetlere karşı Tarım Kredi Kooperatifleri herhangi bir açıklama yapmıyor.

Prof.Dr. Erdoğan Güneş:
KREDİLER ÜRETİM MALİYETİNİ ETKİLİYOR

Ekonomideki daralmaya bağlı olarak tarım sektörü finansman konusunda ciddi problemlerle karşı karşıya. Bankalar, kredisini ödeyemeyen çiftçinin yeniden yapılandırma taleplerini karşılamak için yoğun mesai harcıyor. Hem tarım hem de finans sektörünü büyük bir açmaza sürükleyen bu durumun etkilerini Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Güneş’e sorduk.

Tarım kredileriyle ilgili yaşanmakta olan durgunluğun tarımsal ürün piyasalarındaki belirsizliklerin bir sonucu olarak değerlendirilebileceğini söyleyen Güneş, işletmelerin geleceği iyi planlayamamaları ve işletme yönetimi içinde finansman yönetimine önem verilmemesinin bu olumsuz durumun ortaya çıkmasına yol açtığını belirtti.

Artan üretim maliyetleri ve tarım ürünlerindeki kâr marjlarının çiftçi için yeterince tatmin edici olmamasının kredi taleplerini etkilediğini kaydeden Güneş, üretime devam edenlerin ise bu işi borçlanarak sürdürmelerini zorunlu kıldığını belirtti. Bankalar ile çiftçilerin sağlıklı ve sürdürülebilir bir borç-alacak ilişkisi kurmalarının önemine dikkat çeken Güneş, tarıma finansman sağlayan kuruluşların kredileri etkin, yerinde ve miktar açısından ihtiyaca uygun belirlemelerinin bunu sağlayabileceğini söyledi.

Bu süreçte açılan kredilerin yönetiminde kredi kurumlarının çiftçi ile çeşitli iletişim kanalları üzerinden ilişkilerini devam ettirmeleri gerektiğini ifade eden Güneş, “Çiftçilerin de ticari bir bakış açısıyla işletmelerinin gelir-gider dengesini gözeterek hareket etmeleri gerekmektedir” diye konuştu.

GERİ ÖDEME SORUNU FİNANS SEKTÖRÜNÜ ZORA SOKABİLİR

Peki, tarımsal kredilerin ödenememe riski hem tarım hem de finans sektörlerini nasıl etkiler? Prof. Dr. Erdoğan Güneş bu soruyu cevaplarken borçlu yapısı ile üretime devam eden tarımsal üreticilerin artan geri ödeme sorununda kendileri kadar finans sektörünü de zor duruma sokabileceğini söylüyor. Finans kurumlarının ipotek koydukları malları ve taşınmazları haczederek alacaklarını tahsil etme yoluna gitmelerinin ise tarımdan kaçışın hızlanmasına ve tarımsal küçülmenin ivme kazanmasına yol açacağını söyledi.

Ödenemeyen krediler, iki temel sektörü de aşağıya çekebilecek bir dinamiğe sahip. Bu temel problemle nasıl başa çıkabileceğimiz sorusuna Prof. Güneş, “Çiftçilerin finansal okur yazarlık konularında yetiştirilmesi, borçlanma sürecini iyi bilmeleri, borçlarını gerçekçi bir şekilde takip etmeleri gerekiyor. Bankalar kredi plasmanlarını çiftçilerin ödeyebilecekleri düzeylere çekmeliler. Hükümet ise hem tarım hem de finans piyasasını kontrol ve denetleme görevlerini etkin bir şekilde yaparak süreci iyi yönetmelidir” diyerek cevap verdi.

GIDA FİYATLARI ETKİLENİR

Çiftçi kredileri ödeyemedikçe yeniden yapılandırılarak borçlar öteleniyor. Bu durumda sürekli ertelenen kredilerin geri ödemesi nasıl yapılacak sorusu akla geliyor. Tarım ekonomisti Güneş, kredilerin sorunsuz bir şekilde geri ödenmesinde çiftçiler kadar hükümetin tarım politikalarının da etkili olduğunu söyleyerek, “Özellikle ürünlerin değerlendirilmesi, girdi piyasalarının düzenlenmesi, destek ve teşvik sistemlerinden çiftçilerin yararlanmasını sağlayacak uygulamaların geliştirilmesi önemlidir” dedi.

Tarımsal kredilerin ödenememe riski tarıma dayalı sanayiyi, gıda üretimini, gıda fiyatlarını ve enflasyonu da etkileme potansiyeline sahip. Güneş’in bu konudaki düşünceleri aynı doğrultuda:

“Kredilerin geri ödenmesinde yaşanan sorunlar, tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini olumsuz etkilemekte, üretim öz sermaye ile tamamlanmaya çalışılmaktadır. Bu gidişle, tarıma dayalı faaliyet gösteren gıda sanayii hammadde temininde sıkıntı yaşayacaktır. Süreç hammadde yetersizliği nedeniyle gıda fiyatlarındaki artışa zemin hazırlayabilir. Sanayicinin hammadde bulmak için yurt dışına yönelmesi ise maliyet artışına ve kapasite kullanımının azalmasına yol açacaktır. Bu durum üretim maliyetlerinin ve gıda fiyatlarının yükselmesine neden olacaktır. Türk tarım sektörünün ve tarıma dayalı sanayii dallarının bu durumdan olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz olacaktır.”

Grafik 5. Gıda Sanayiine Kullandırılan Kredilerin Banka Türlerine Göre Dağılımı (%), 2019/8

Grafik 7. Banka Türlerine Göre Gıda Sanayii Kredilerinin Miktarı (bin TL), Dönem: 2013/9-2019/8

KREDİ HACMİNİ GİRDİ MALİYETLERİ GENİŞLETTİ

Tarım ve hayvancılık sektörlerine kullandırılan krediler 4 yılda yüzde 100’lük bir artışla 53 milyar liradan 106 milyar liraya çıktı. DenizBank Tarım Bankacılığı Proje Kredileri Analiz ve Tahsis Bölüm Müdürü Fatma Sergici, kredi hacmindeki bu genişlemeyi, girdilerdeki maliyet artışı nedeniyle üreticilerin artan finansman ihtiyacını bankacılık sisteminden karşılamalarına bağlıyor.

Sergici, “Her ne kadar kredi hacmindeki artışın bir kısmı fiyatlardaki artıştan kaynaklansa da ülkemiz açısından biraz geç başlamış üretici-bankacı ilişkisinin gelişmesi ve derinleşmesi” olarak da değerlendirilebileceğini söylüyor.

GIDA SANAYİİNDE KREDİLERİN YÜZDE 6’SI TAKİPTE

Prof. Dr. Erdoğan Güneş’in dile getirdiği olumsuzlukların yaşanmaması için tarımsal kredilerin geri ödeme sürecinin büyük bir hassasiyetle yönetilmesi gerekiyor. Gıda endüstrisi tarım sektöründeki gelişmelerden doğrudan etkilenen bir sektör. Tarımsal ürünleri işlediği için bu endüstrinin de kredi geri ödemelerini yakından izlemekte yarar var.

Grafik 6.Takipteki Gıda Sanayii KredilerininBanka Türlerine Göre Dağılımı (%), 2019/8

Grafik 8. Banka Türlerine Göre Takipteki Gıda Sanayii Kredilerinin Miktarı (bin TL), 2013-2019

BDDK’nın açıkladığı verilere göre gıda sektörünün takipteki kredileri de her geçen gün artıyor. Takipte olan kredilerdeki artış bir önceki yıla oranla; 2017 yılı Ağustos ayında yüzde 55,8 iken 2018 yılı Ağustos ayında yüzde 38,3, 2019 yılı Ağustos ayında ise yüzde 75,8 oldu. Takipteki gıda sanayii kredilerinin toplam gıda kredilerine oranı 2017 yılı Ağustos ayında yüzde 3,4 iken 2018 yılı Ağustos ayında yüzde 3,5, 2019 yılı Ağustos ayında ise yüzde 6 oldu.

Bankacılık sektörünün bu alana eğilmesinde tarımın sahip olduğu potansiyelin etkili olduğunu ifade eden Sergici, uzun yıllar sadece kamu tarafından desteklenen sektörü özel banka olarak ilk DenizBank’ın desteklediğini hatırlattı. Bunun neticesinde tarım sektörünün diğer özel bankaların da dikkatini çektiğini, bu vesileyle tarım kredilerinde pazarın büyüdüğünü anlattı. Sergici, pazardan pay alan bankaların artmasıyla birlikte üreticinin krediye erişiminin kolaylaşması, ürün çeşitliliğinin artması, hizmet kalitesi gibi rekabetin getirdiği avantajların oluştuğunu dile getirdi.

Sergici, tarım ve hayvancılık kredilerine ilişkin pazarın büyümesinde, tarım ve hayvancılık sektöründeki büyüme ve finansmana erişimin artmasının yanı sıra kayıt dışılığın azalmasının da etkili olduğunu şu sözlerle dile getirdi: “Üreticilerin daha önce piyasadan sağladıkları kaynak özel bankaların bu alana gösterdiği ilgi neticesinde bankalar üzerinden sağlanmaya başladıkça, hem kayıt dışılığın azalması hem de piyasanın daha organize işlemesi nedeniyle sektöre önemli bir katkı sağladı.”

Tarımın finansmanına özel bankaların dahil olması ile rekabetin arttığını, bunun da çiftçilerin borçlanma maliyetini aşağı çektiğini dile getiren Sergici rekabet ortamının oluşmasıyla finansal danışmanlık, zirai danışmanlık gibi bazı hizmetlerin de finans kurumları aracılığıyla üreticiye ulaştırılabildiğine dikkat çekti.

YATIRIM İHTİYACI ARTTI

QNB Finansbank Tarım Bankacılığı Direktörü Hakan Çağlar da tarımın finansmanına destek sağlayan banka sayısının artması ile sektörel ürün yelpazesinin genişlediğini ve beraberinde çiftçilerin finansal kaynaklara ulaşımının kolaylaştığını söyledi. Tarımın Türkiye ve dünya ekonomisindeki öneminin gün geçtikçe arttığını kaydeden Çağlar, “İklimsel değişikliklerin tarımda teknolojiyi önemli hale getirmesiyle birlikte çiftçilerin yatırım ihtiyacı artmış, söz konusu durum da bankalar tarafından sektöre verilen finansal desteğin hızlı artışına sebep olmuştur” dedi.

Tarımsal üretim, hem Türkiye hem de dünya ekonomisi açısından önemli bir yere sahip. Ülkemizde yaklaşık 2,5 milyona yakın çiftçi bulunuyor. Bankalar tarafından tarım sektörüne sağlanan finansman ise 2019 ikinci çeyrek itibarıyla 100 milyar lirayı geçmiş durumda. Bu veriler ışığında tarım sektörünün bankalar açısından önemini kaybetmeyecek bir konumda olduğunu söyleyen Çağlar, ülke ekonomisi içerisinde tarım sektörünün önemini şu sözlerle dile getirdi:

“Şüphesiz ki gıda zinciri var olduğu sürece tarım sektörünün finansman ihtiyacı ve beraberinde kullandığı krediler de artmaya devam edecektir. QNB Finansbank olarak tarım sektörünün önemi bankamız açısından yüksek olup, KOBİ kredileri içerisinde tarım sektörüne sağlanan finansmanın payı yaklaşık yüzde 11 seviyesine ulaştı. Tarımın diğer tüm alanlarında olduğu gibi; hayvancılık sektörünün de kendi iç dinamiklerine uygun ürün ve hizmetlerimiz mevcut.”

Murat Tevfik Güçlü:
TARIMA DESTEĞİMİZ 35 MİLYAR LİRAYI AŞTI

Türkiye’de tarım kredileri 2003’te 0,8 milyar TL iken 2019’un Temmuz ayı itibariyle 107 milyar TL’ye ulaştı. DenizBank olarak Tarım Bankacılığı’na başladığımız 2003 yılından bu yana tarım kredi hacmimiz 13 Milyar TL’yi aştı. Bugüne kadar kapanan krediler de dahil edildiğinde sektöre 35 milyar TL tutarında kredi sağlamış durumdayız. 2003 yılında küçük bir ekiple başladığımız yolculuğumuzda bugün 1.000 kişilik bir ekibe ulaştık. 1.2 Milyon üreticiye hizmet vererek, 300’ün üzerinde zirai ürüne finansman desteği sağlıyor, tüm hayvancılık türleri için ayrı bankacılık ürünleri sunuyoruz. Tarım kredi sektöründe pazar payımız yüzde 12, özel bankalar içindeki payımız ise yüzde 45’e ulaştı.

Tarımın finansmanı, kamu bankalarının yanı sıra, özel bankaların da ilgisini çeken bir sektör. Ancak son birkaç yıldır sektörde yaşanan sorunlar nedeniyle birçok özel bankanın kısmen ya da tamamen bu sektördeki faaliyetlerini azalttıklarına ya da sona erdirdiklerine şahit oluyoruz. DenizBank olarak sektörde yaşanan tüm olumsuzlara rağmen büyümeyi ve pazar payımızı artırmayı başarabildik. Tutarlı ve doğru, sektöre uygun kredi modelleri geliştirerek kullandırdığımız kredilerden büyük oranda geri dönüş sağlıyoruz.

Hayvancılığı çok önemsiyoruz Son yıllarda tarımdaki üretim dengesinin giderek hayvancılık tarafına doğru kaydığını görüyoruz. Ancak bu bir üretim planlamasından çok tüketici tercihlerindeki değişimden kaynaklanıyor. 2018 yılı itibariyle hayvancılık, tarımsal üretimin yüzde 59’unu tek başına karşılayarak bitkisel üretime de değer katan lokomotif bir sektör oldu.

Hayvancılık, ölçek ekonomisinin çok önemli olduğu alanlardan biri, bu nedenle işletme başına hayvan sayısının artması üreticiye ekonomik avantajlar sağlayacaktır. Son yıllarda hem hayvancılık işletmeleri hem de işletme başına hayvan sayısı arttı. Biz de bu yönleriyle hayvancılığı çok önemsiyoruz. 5 baş hayvanı da, 5 bin baş hayvanı da olsa yetiştiricilere ihtiyacını karşılayacak finansal çözümler sunuyoruz. Sadece hayvancılık yapan üreticilerin değil, hayvancılık sektöründe önemli rolleri olan birlik ve kooperatiflerin de finansal ihtiyaçlarını karşılayarak tedarik zincirinin her kanalını desteklemeyi hedefliyoruz.

TARIMSAL HASILA BÜYÜYOR

Öte yandan Türkiye’de de dünyada da tarımsal GSYH’nin toplam içindeki payı giderek küçülüyor. Örneğin Türkiye’de 2018 yılı itibariyle yüzde 5,8 olan tarım sektörünün toplam ekonomi içindeki payı 2010 yılında yüzde 9, 2000 yılı öncesinde bu oran yüzde 15’ler düzeyindeydi. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için bu durumun kaçınılmaz bir süreç olduğunu kaydeden DenizBank Tarım Bankacılığı Krediler Grup Müdürü Murat Tevfik Güçlü, benzer şekilde dünya da aynı süreçte tarımın toplam içindeki payının yüzde 7’lerden bugün yüzde 3,4’e gerilediğini hatırlattı.

DenizBank olarak bu bağlamda dikkat ettikleri göstergenin tarım sektörünün kendi içindeki büyüme oranı olduğunu belirten Güçlü, “Yani asıl sorun tarım sektörünün artan talebi karşılamaya yetecek bir büyüme seyri izlememesi olur ki halihazırda bunu doğrudan söylemek mümkün değil” diye konuştu.

DenizBank olarak 2003 yılında Tarişbank’ı satın alarak tarım bankacılığı alanında faaliyet göstermeye başladıklarını kaydeden Murat Tevfik Güçlü, “16 senelik sürecin sonunda 300’den fazla zirai ürün ve hayvancılık ürününe, 400’ün üzerinde şubede tarım bankacılığı hizmeti veren ve bunu tarıma özel 1000 kişilik bir ekiple yapan tarımın lider özel bankası olduk” dedi.

Şu anda özel bankalar arasında yüzde 45’e yaklaşan bir pazar payı ile lider konumda olduklarını dile getiren Güçlü, DenizBank’ın tarımsal kredi hacminin 16 milyar liraya ulaştığını sözlerine ekledi.

2003 yılında sektörde, toplam tarım kredisi büyüklüğünün 700 milyon lira iken bugün bu büyüklük 100 milyar lirayı aştı. Özellikle özel bankaların mesafeli oldukları sektöre DenizBank örneği üzerinden daha olumlu yaklaştıklarını kaydeden Güçlü, sektöre sağladıkları bu katkı için, “Bu bizi gururlandıran bir durum” ifadesini kullandı.

ÜRETİCİ KART İLE TARIM KARTLARININ ÖNCÜSÜ OLDUK

Tarımsal ürünlerin farklı dinamiklerini dikkate alarak finansal süpermarket anlayışıyla farklılaştırdıkları kredi ürünleri ile çiftçilerin ihtiyacını en doğru şekilde karşılamaya çalıştıklarını anlatan Güçlü, üreticiye finansman desteği verirken dikkat ettikleri hususları şu sözlerle ifade etti:

“Bu farklılaştırdığımız alanlar kendi içinde kredi ihtiyacı, nakit akışı, gelir elde etme ve ödeme gücüne kavuşma sıklığı gibi birçok alanda birbirinden ayrılıyor. Buna dikkat etmeksizin yapılan bir finansman ekonomik anlamda rasyonel bir faaliyeti bile ödeme güçlüğüne sokabilir.”

Tüm bunlardan yola çıkarak kredileri işletme ve yatırım kredileri olarak iki ana gruba ayırdıklarını belirten Güçlü, işletme kredisinde sektörün ilk finansal inovasyonu olan Üretici Kartın öne çıktığını anlatarak şöyle konuştu:

“Üretici Kart sektördeki ilk tarım kart ve şu an 580 bin üreticimizin cebinde. Aslında üretici kart sadece kredi kullandırılan bir ürün değil, bu ürün ile biz sektördeki modeli değiştirdik. Tedarikçi, finansör ve üretici arasında her üç grubun da kazanacağı bir döngü yarattık.”

1 yılda 20 bin üreticiye ulaştık

Türkiye’deki çiftçilerin yüzde 57’sinin kredi kartı kullanıcısı olduğunu söyleyen QNB Finansbank Tarım Bankacılığı Direktörü Hakan Çağlar ise, kartlı ödeme sistemlerinin sektör açısından büyük önem taşıdığını,üreticilerin tarımsal girdi ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için CardFinans TarımKart’ı bu noktadan hareketle piyasaya sunduklarını anlattı. Bir yıl önce hayata geçirdikleri TarımKart ile 20 bin müşteriye ulaştıklarını ve 3 bine ulaşan Tarım POS ağlarını da genişletmeye devam ettiklerini dile getiren Çağlar, finansal desteklerin yanı sıra EFSE ile iş birliği yaparak ülke çapında bir finansal

okur-yazarlık projesi başlattıklarını söyledi. Çağlar, 2016 yılından bu yana her yıl farklı illerde çiftçiler ile bir araya gelerek finansal araçların verimli kullanılması, gelir-gider yönetimi ve tasarrufların değerlendirilmesi konularında eğitimler düzenlediklerini anlatarak şöyle devam etti:

“Alanında uzman danışmanlardan aldığımız eğitimlerde yalnızca finansal okur-yazarlık değil, toprak analizi, hayvan ölümlerinin engellenmesi, süt hayvancılığı ve besicilik gibi tarım ve hayvancılığa ilişkin birçok konuda özel oturumlar yapıyoruz.”

Hakan Çağlar:
TARIMDA PAYIMIZI ARTIRMAYI HEDEFLİYORUZ

QNB Finansbank Tarım Bankacılığı olarak müşteri portföyümüz 200 bine yaklaştı. 2015 yılından bu yana 70 bin müşteriye 10,5 milyar TL kredi kullandırdık. 2019 yılının ilk 8 ayında çiftçilerimize 1,5 milyar TL finansman sağladık.

Tarım sektörünü yalnızca finansman sağladığımız bir sektör olarak görmüyor, sektörün gelişimi ve ülke ekomomisine katkısının desteklenmesi amacıyla çeşitli sosyal sorumluluk projeleriyle de üreticilerimizin yanında yer almaya ve bu gelişime ortak olmaya gayret gösteriyoruz. Tarım Bankacılığı müşterilerine özel hizmet veren 200 portföy yöneticimiz, 140 tarım şubemiz, 9 tarım’a özel bölge yöneticimiz ve genel müdürlükte tarıma özel pazarlama ve satış ekiplerimizle hizmet sunmaya devam ediyoruz.

Mevcut konumumuzla tüm bankalar içerisinde tarımsal kredilerde pazar payımızı yüzde 2,3, özel bankaların içerisinde ise yüzde 8,2’e taşıdık. 2019 yılında da sektörün üzerinde bir büyüme sağlayarak tarım sektöründeki payımızı da artırmayı hedefliyoruz.

Üreticilerimizin finansal konulardaki farkındalığı artırılmalı

Tarımsal üretim ve hayvancılığın ekonomik ölçek büyüklüğüne ulaşmasında ve sermayenin desteklenmesi anlamında tarımsal destek ve kredinin önemli rol oynadığı su götürmez bir gerçek. Ülkemizde de tarımsal destek ve krediler alanında büyük değişimler yaşanıyor.

Tarımsal alanda yaşanan değişimlerin de etkisiyle kırsal alandaki üretim yapısının gelişmesi, tarımsal girdi ve tarımsal sanayiye finansal destek sağlayan örgütlerin oluşmasıyla da birlikte kredilendirme politikaları ve uygulamaları da artıyor. Ülke kalkınmasında stratejik öneme sahip olan tarım sektörünün gelişmesi için destek vermeye devam edeceğiz.

Türkiye’de tarım işletmelerinin çoğunun küçük aile işletmesi olması ve üretim yapılan toprak parçalarının da küçük olması sebebiyle işletmelerin tasarrufta bulunmaları zorlaşmaktadır. Bu gibi olumsuz koşulların en aza indirgenmesi ve üreticilerimizin finansal konulardaki farkındalığını artırmak için bu alanlarda sosyal sorumluluk projeleri sürdürüyoruz.

YATIRIMLARA KREDİ DESTEĞİ

Tarım bankacılığı ile çiftilere sağlanan finansal hizmetlerin neler olduğunu, tarım alanında uzmanlaşmış ilk özel banka olan DenizBank’ın Tarım Bankacılığı Proje Kredileri Analiz ve Tahsis Bölüm Müdürü Fatma Sergici’ye sorduk. Tarım bankacılığında temel felsefelerinin tarımsal üretim ile bu tarımsal üretimi büyüten ve geliştiren yatırımları desteklemek olduğunu vurgulayan Sergici bu alandaki hizmetleri şu sözlerle anlattı:

“Üreticilerimize mevcut faaliyetlerini sürdürebilmelerine yönelik mazot, yem, zirai ilaç, gübre, tohum, fide, işçilik gibi işletme giderlerini desteklemek amacıyla işletme kredileri limitleri sunabiliyoruz. Bu limitler, üretim alanlarının büyüklüğü, hangi ürünün üretildiği, hangi bölgede üretildiği, hayvan varlığı gibi parametreler dikkate alınarak büyüklüklerine paralel olarak belirleniyor.

Bitkisel üretim, büyükbaş süt hayvancılığı, büyükbaş besicilik, küçükbaş hayvancılık, seracılık ve meyvecilik gibi tüm tarımsal üretim alanlarındaki üreticilerimizi destekliyoruz. Bunun yanı sıra, üreticilerin planladıkları yatırımlara yönelik olarak uzun vadeli ve gerektiğinde ödemesiz dönemli yatırım kredisi ürünlerimizi sunuyoruz. Özellikle hayvancılık, seracılık, meyvecilik gibi üretim alanları hatta bu üretimlerinin işlenmesi/depolanması/paketlenmesi gibi konular tarım dışından yatırımcıların dikkatini çekiyor. Sektör dışından tarımsal yatırım yapmak isteyen yatırımcılara kredi ve danışmanlık hizmeti sunuyoruz.”

Fatma Sergici:
TARIMI MİLLİ BİR MESELE OLARAK GÖRÜYORUZ

DenizBank olarak 16 senelik tarım bankacılığı serüvenimiz boyunca sektöre ve üreticimize asla sırtımızı dönmedik, tarıma verdiğimiz desteği asla kesmedik. Bugün özel bankalar arasında ayrı bir yerde bulunmamızın ve 1,2 milyon çiftçimiz tarafından bankamıza teveccüh gösterilmesinin önemli bir sebebi müşteri kitlemize duyduğumuz bu sadakat.

Tarım sektörüne yönelik farkındalığın hızla arttığı ve tarımın tüm dünyada öneminin kavrandığı bir konjonktürdeyiz. Gerek ekolojik denge gerekse de artan nüfusun gıda ihtiyacının karşılanabilmesi sorunu açısından tarım projektörlerin üstünde olduğu bir alan.

Tarım ve hayvancılık, gıdanın üretildiği, istihdam olanağı sağlayan, ulusal gelire ve ihracata destek olan, sanayi sektörüne ara malı tedarik ederek ekonomiye önemli katkı sağlayan bir sektördür.

Tarıma finansman sağlamakla birlikte çiftçimizin üretim imkanlarını iyileştirmek, bilgiye ulaşma konusundaki yeteneklerini artırmak ve onlara destek olmak için organize olmuş durumdayız.

Birim alandan alınan verimin ve teknolojik imkanlarla çiftçimizin karlılığının artırılması yine üzerinde önemle durduğumuz bir konu. Sadece tarım alanında atılacak adımlarla ülkemizin birçok ekonomik sorununa önemli katkılar yapabileceğimize inanarak tarıma bir milli mesele olarak bakıyoruz.

Üreticilerimiz finansal okur yazarlıklarını artırmalı

Son yıllarda sıkça karşılaştığımız üzere tarım ürünleri ülkeler arasında önemli bir stratejik koz olarak da kullanılmakta ve tarım ürünleri üzerinden yaptırımlar yapıldığı görülmektedir.

Ülkemiz tarım ve hayvancılıkta sahip olduğu kaynaklar ile önemli bir potansiyele sahiptir. Nüfusa bağlı olarak artan talebin yanı sıra dijital tarım uygulamaları, üretimdeki mekanizasyonun gelişmesi ve yeni üretim tekniklerinin yaygınlaşması da sektörünün gelişimini desteklemektedir.

Gıda güvenliği ve gıda güvenilirliğinin temelinde tarım ve hayvancılığın yer alması sektörün önemini artırmaktadır. Bu anlamda çiftçilerimizin üretimi geliştirecek gelişmeleri takip etmeleri ve finansal okur-yazarlıklarını artırmaları önemli.

Elbette tarımın her sektör kadar olumsuz etkilendiği ekonomik, politik, küresel gelişmeler olsa da, gelecekte de öneminin artarak devam edeceğini ve bankacılık sektörünün de daima bunun bir parçası olacağını öngörüyoruz.

BORÇLAR ÜRETİME ENGEL

Tarımın finansmanı konusunda bankalar uzmanlaşıyor. Buna bağlı olarak finansal çözümler çeşitleniyor. Finans sektöründe tarıma yönelik olumlu gelişmeler yaşanırken tarımsal üretim yanlış politikalar nedeniyle sürdürülemez bir noktaya doğru gidiyor. Çiftçilerin borçlarını ödeyebilmesi ve kullandıkları girdileri tedarik edebilmesi için acil önlemler alınması gerekiyor. Aksi takdirde tarımsal üretimde sürdürülebilirlik sağlanamaz ve bir lokma ekmeğe, bir bardak süte muhtaç hale gelebiliriz.

Sözün özü, Türkiye’nin tarımsal üretimini ve gıda arzını sürdürebilmesi için inşaat sektörünü kurtarmak için gösterilen çabanın bir benzeri çiftçi borçları için de ortaya konmalı.

Grafikler, tablolar ve diğer ayrıntılar Süt Dünyası Sayı 74 basılı ve e-dergide..

>> Süt Dünyası

2006 yılından beri yayınını sürdüren tarafsız ve bağımsız medya kuruluşudur. Süt Dünyası Dergisi kurulduğu günden bu yana ilkelerinden taviz vermeden yayıncılık faaliyetine devam ediyor. Süt Dünyası Dergisi Haber Merkezi tarafından hazırlanan her türlü içerik "Süt Dünyası" imzası ile yayınlanmaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.