Enflasyon canavarı ekmek ve süt mü?

Türkiye yüksek enflasyona ayak uydurmaya çalışırken halkın geniş kesiminin enflasyonu daha az hissetmesi için gıda fiyatları üzerinde yoğun baskı yaşanıyor. Görevi gıda enflasyonu ile mücadele etmek olan “Gıda Komitesi” en temel iki tüketim maddesi olan “süt ve ekmek” fiyatlarını sabit tutmak için özel baskı yöntemleri geliştiriyor.

Bu amaçla önce ekmek fiyat tarifesini belirleme süreci ile ilgili mevzuat değiştirilerek ekmek fiyatlarına doğrudan müdahalenin yolu açıldı. Çiğ sütte ise fiyat açıklama yetkisi Ulusal Süt Konseyinden alınarak Gıda Komitesi’ne verildi.

Böylece süt ve ekmek fiyatlarını belirleme süreci sütçülerin ve fırıncıların aleyhine olacak şekilde değiştirildi. Halkın enflasyonu daha az hissetmesini amaçlayan “süt ve ekmek” fiyatlarına yönelik baskının piyasa dengelerini bozmasından, bunun da ekonomik krizi “gıda krizi”ne dönüştürmesinden endişe ediliyor.

Bugün ülkemizde yaşanmakta olan enflasyon talepteki veya para miktarındaki artıştan değil emtia fiyatlarındaki genel artışın ürünlerin maliyetine yansımasından kaynaklanıyor. Girdi fiyatlarındaki artışın maliyetleri yükseltmesinin (maliyet enflasyonu) yanı sıra serbest rekabet ortamının yeterince sağlanamaması nedeniyle sanayi ve perakende sektörünün yüksek kar marjları için fiyatları arttırması (fiyat enflasyonu) da bunda etkili oluyor. Yani maliyet ve fiyat enflasyonunun bir arada yaşandığı bir enflasyon ortamından bahsedebiliriz.

ENFLASYONU EKMEK VE SÜTTE DAHA ÇOK HİSSEDİLİYOR

Gelirimiz enflasyonla aynı oranda artmazsa alım gücümüz düşer ve fakirleşiriz Enflasyonu düzenli olarak satın aldığımız ekmek ve süt gibi ürünlerin fiyatları arttığında anlarız.

En temel iki tüketim maddesi ekmek ve süttür. Bu nedenle doğal afet ve kriz beklentisi olduğunda insanlar önce marketlerin süt ve ekmek reyonlarına hücum eder. İnternetten afet ve krizler ile ilgili fotoğrafları incelerseniz diğer reyonlardaki ürünler dururken ekmek ve süt reyonlarının boşalmış olduğunu siz de görebilirsiniz.

Halkın enflasyonu en çok hissettiği ekmek ve süt gazete ile birlikte bakkalların sabah servislerinin de vazgeçilmezidir. Ekmek ve süt gibi her gün alınan şeylerin fiyatı ile saç kesimi gibi ayda bir alınan hizmetin fiyatının tüketiciye etkisi çok farklıdır. Bu iki temel gıdaya erişimde zorluk yaşanan ülkeler ekonomik ve siyasi çalkantılara sahne olabilmektedir. Bunun farkında olan siyasi iktidarlar, bu ürünlere kolay ve ucuz bir şekilde erişim için gerekli önlemleri almaya öncelik vermektedir.

Gıda fiyatları 2007 yılı ortalarına kadar TÜFE’nin altında seyrettiği için enflasyonu aşağı çekici bir rol oynadı. 2007’den itibaren gıda fiyat endeksi TÜFE’nin üzerine çıkarak enflasyon oranını yukarı çekmeye başladı. 2002 – 2006 yılları arasında yüksek ekonomik büyüme ve görece düşük gıda enflasyonu nedeniyle yoksulluk hızlı bir şekilde yüzde 22’den yüzde 9,3’e düştü. 2007 yılından sonra ise büyüme yavaşlarken gıda fiyatları hızla artmaya başladı.

FİYATLARDAKİ ARTIŞ YOKSULLARI ETKİLİYOR

Gıda fiyatlarındaki olağanüstü artışla birlikte enflasyon dar gelirli kesimi etkilemeye başladı. Gıda, yoksul kesimin harcamalarında %39,5’lik bir paya sahip olduğundan, gıda fiyatlarındaki artış yoksulları doğrudan etkiliyor.

Gıda fiyatlarındaki artışı kontrol altına almak için 2014 yılında Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi kuruldu. Komitenin kararları doğrultusunda gıda fiyatlarını aşağı çekmek için 2017’de aşağıdaki tedbirler uygulandı:

– Nohut, kuru fasulye, kuru barbunya ve börülcede gümrük vergileri sıfırlandı.
– Buğday arpa ve mısırda yüzde 130 olan gümrük vergisi sırasıyla yüzde 45, yüzde 35 ve yüzde 25’e indirildi.
– Çeşitli tahıl kepeklerinde gümrük vergisi sıfırlandı, yağlı tohum küspelerinde gümrük vergisi yüzde 6,5’e indirildi.
– Hububat ürünlerinde Toprak Mahsulleri Ofisi’ne sıfır gümrükle ithalat yapma yetkisi verildi. Ofise verilen ithalat görevlerinden kaynaklanan zararlar ise görev zararı kapsamına alınarak Hazine’ye yüklendi.
– Et ve Süt Kurumu’na sıfır gümrük vergisiyle kırmızı et ürünleri ithal etme yetkisi verildi.
– Kesimlik canlı dana ithalatında gümrük vergisi yüzde 135’ten yüzde 26’ya, karkas dana etinde ise gümrük vergisi yüzde 100’den yüzde 40’a indirildi.

ÇİĞ SÜT VE EKMEK FİYATINA GIDA KOMİTESİ AYARI

Aynı dönemde Gıda Komitesinde alınan karar doğrultusunda standart ekmekteki fiyatlandırma mekanizması değiştirildi. Düzenleme ile Ekmek Tebliğinde değişiklik yapılarak standart ekmekteki minimum gramaj 250 gramdan 200 grama indirildi. Ekmeğin gramaj ayarlama adımları da 50 gramdan 10 grama düşürüldü. Ayrıca ilgili mevzuatta yapılan çeşitli değişiklikler ile standart ekmeğe ilişkin fiyat tarifesinin belirlenme süreci değiştirildi. Ekmek fiyatlarına yapılacak müdahalenin zemini 2017 yılının sonunda böylece oluşturuldu.

Sıra enflasyondan sorumlu tutulan ikinci temel gıda olan “süt”e geldi. 2018 yılının Ocak ayında Ulusal Süt Konseyi Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle, çiğ süt referans fiyatını açıklama yetkisi Konsey’den alınarak Gıda Komitesi’ne verildi. Bunun gerekçesi ise Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın 30 Ocak 2018’de Enflasyon Raporu bilgilendirme toplantısında yaptığı, “Gıda enflasyonunda kaydedilen artışta, süt ürünleri kaynaklı işlenmiş gıda fiyatları etkili oldu” sözlerinde saklıydı.

TABLO-1: TÜFE VE ALT KALEMLER (% DEĞİŞİM)

TABLO-2: ÜRÜN GRUPLARI BAZINDA YILLIK ENFLASYON (%)

Grafik: Gıda Enflasyonu (Yıllık % Değişim)

“EKMEK VE ÇİĞ SÜT FİYATLARI ENFLASYONU YUKARI ÇEKİYOR”

Çiğ süt fiyatını açıklama yetkisi verilen Gıda Komitesi’nde ilgili kurumlar Bakan düzeyinde temsil ediliyor ve sekreteryasını Merkez Bankası yürütüyor. Merkez Bankası enflasyon değerlendirmelerinde ısrarla, çiğ süt alım fiyatlarındaki artışın işlenmiş gıda fiyatlarını artıracağı için maliyetlerdeki artışa rağmen sütün çiftlik satış fiyatlarının artırırlmamasını tavsiye ediyor.

Merkez Bankası Temmuz ayındaki Para Politikası Kurulu toplantısı sonrasında da ekmek ve sütün enflasyonu yukarı çekeceğini şu ifadelerle dile getirmişti: “Önümüzdeki dönemde işlenmiş gıda fiyatları üzerinde ekmek ve çiğ süt alım fiyatları kaynaklı yukarı yönlü riskler söz konusudur.”

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya 30 Nisan 2018’deki yapılan Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısındaki konuşmasında da, enflasyon tahminlerinde enerji, ithalat ve gıda fiyatlarının önemli rol oynadığına dikkat çekerek ekmek ve sütü enflasyonun sorumlusu olarak gösteren şu ifadeleri kullanmıştı:

“İşlenmiş gıda enflasyonundaki olumsuz görünümde peynir ve diğer süt ürünleri fiyatları ve Ekmek Tebliği’nde gramaj değişikliği sonrasında birikmiş maliyet baskılarının yansımasıyla yükselen ekmek fiyatları öne çıktı.”

Merkez Bankasının 31 Temmuz’da yayınladığı 3.Dönem Enflasyon Raporunda ise çiğ süt ve ekmek fiyatlarının enflasyon üzerinde ekstra baskı oluşturacağı şu ifadelerle yansımıştı:

“İşlenmiş gıda fiyatlarının Temmuz- Ağustos-Eylül aylarını kapsayan üçüncü dönemdeki görünümü üzerinde çiğ süt referans fiyatındaki son düzenlemenin olası yansımaları ile ekmek-tahıllar kaynaklı yukarı yönlü riskler bulunmaktadır.

Çiğ süt fiyatlarında başta yem fiyatları olmak üzere birikmiş maliyet baskılarının süt ürünleri kanalıyla işlenmiş gıda enflasyonunu olumsuz yönde etkileme potansiyeli bulunmaktadır. Ayrıca, buğday alım fiyatlarındaki artışa bağlı olarak başta ekmek olmak üzere ekmek-tahıl grubu fiyatları üzerinde de yukarı yönlü riskler söz konusudur.”

GIDADA ENFLASYON YÜZDE 34’Ü GEÇTİ

Merkez Bankası’nın 31 Ekim’de açıkladığı 4. Dönem Enflasyon Raporunda gıda enflasyonuna ilişkin aşağıdaki tespitler yer aldı:

  • Enflasyon yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyrek sonuna kıyasla 9,13 puan artarak yüzde 24,52 seviyesine ulaştı. Bu yükselişin ana sürükleyicileri temel mal, gıda ve enerji oldu. Türk lirası üçüncü çeyrekte yüzde 37 civarında değer kaybederek son bir yıldaki değer kaybı yüzde 80’i aşarak enflasyondaki yükselişin en önemli belirleyicisi oldu.
  • Gıda enflasyonu üçüncü çeyrekte 8,81 puan artışla yüzde 27,70 oldu. İşlenmemiş gıda yıllık enflasyonu bir önceki çeyreğe kıyasla 10,81 puan artarak yüzde 34,04 seviyesine ulaştı. 2018 yıl sonu gıda enflasyonu tahmini yüzde 13’ten yüzde 29,5’e; 2019 yıl sonu gıda enflasyonu tahmini ise yüzde 10’dan yüzde 13’e güncellendi.
  • Taze meyve-sebze dışındaki işlenmemiş gıda grubunda süt, beyaz et, pirinç, yumurta, kuruyemiş ve kırmızı et fiyatlarındaki artışlar öne çıktı. Son iki çeyrektir yatay seyreden işlenmiş gıda yıllık enflasyonu bu çeyrekte 7,58 puan artarak yüzde 22,05 oldu. Son çeyrekte kaydedilen güçlü artışta döviz kuru gelişmelerine ek olarak girdi niteliğindeki (süt, kırmızı et gibi) işlenmemiş gıda fiyatlarındaki gelişmeler etkili oldu. Çiğ süt fiyatlarındaki artış paralelinde peynir ve diğer süt ürünleri ile katı yağlarda yükseliş görüldü.
  • Un fiyatlarındaki artışların da etkisiyle ekmek-tahıllar yıllık enflasyonunda Eylül ayında belirgin bir artış kaydedilirken bu ürün grubu fiyatları üzerinde önümüzdeki dönemde enerji (elektrik ve doğalgaz) ve un fiyatlarındaki artışlara istinaden maliyet baskıları arttı.
  • Tarım ürünleri yıllık enflasyonu üçüncü çeyrekte 7,12 puan yükselerek yüzde 16,09 oldu. Bu dönemde buğday, mısır, arpa gibi tahıllar ile kuru fasulye ve çeltik fiyatları da önceki çeyreğe kıyasla yükseldi. Yumurtada yıllık enflasyon ise yüzde 32,54’e ulaştı.
  • Canlı hayvan fiyatları dönemlik bazda artış gösterse de bu grupta yıllık enflasyon görece yatay seyretti. Taze meyve-sebze fiyatlarında Temmuz ve Ağustos aylarında beklenen düzeltme sınırlı kalırken Eylül ayında güçlü bir fiyat artışı gerçekleşti.
  • Bu gelişmeler ışığında, 2018 yıl sonu gıda enflasyonu tahmini yüzde 13’ten yüzde 29,5’e; 2019 yıl sonu gıda enflasyonu tahmini ise yüzde 10’dan yüzde 13’e yükseltildi.

EKMEK VE SÜT FİYATLARINA YÖNELİK BASKI ENFLASYONA ÇARE OLUR MU?

Gıda Komitesinin sekreteryasını yürüten Merkez Bankası yayınladığı Enflasyon ve Fiyat Gelişmeleri Raporlarında gıda enflasyonuna çare olarak tarımsal ürünlerde gümrük vergilerini sıfırlamayı ve devlet kurumları (TMO, ESK, TİGEM vb.) aracılığıyla sıfır gümrükle canlı hayvan, tarımsal ürünler ve gıda ithalatını çözüm olarak gösteriyor.

Dünyada çiğ süt fiyatını açıklama yetkisine sahip tek Merkez Bankası olan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, başta ekmek ve süt olmak üzere gıda ürünlerinin fiyatlarını Gıda Komitesi üzerinden kontrol etmeye çalışıyor. Ceyhun Atıf Kansu’nun “Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya” diye seslendiği şiirindeki gibi, sekreteryasını Merkez Bankası’nın yaptığı Gıda Komitesi de “Dünyanın bütün gıda ürünlerini getirin Türkiye’ye” diyor adeta.

Gıda fiyatlarında ayarlama yapılması için Merkez Bankasının sekreteryasında faaliyet gösteren Gıda Komitesi çiğ süt-süt ürünleri bazında üreticiye, tahılekmek bazında ise fırıncıya fiyat baskısı yapıyor. Oysa, bu baskılar ile Komite, gıda enflasyonunun daha da kontrolden çıkmasına yol açıyor.

Ekmek ve çiğ süt fiyatlarına baskı yapanlar bununla gıda enflasyonunu geriletemeyeceklerini pekala biliyorlar. Gıda enflasyonuna yol açan politikalardan vazgeçilmedikçe gıda fiyatlarının düşmeyeceği aklı başında olan herkesin kabul ettiği bir gerçektir. Gıda fiyatlarını “süt inekçileri” ve “ekmek fırıncıları” değil plansız programsız tarımsal üretim ile sanayi ve perakende kartellerinin insafına bırakılmış tekelci gıda piyasası artırıyor.

FİYAT BASKISI EKONOMİK KRİZİ GIDA KRİZİNE DÖNÜŞTÜREBİLİR

Görünen o ki, tarım arazilari rantiyeye, tarımsal girdiler ithalata, hayvancılık “ithal et rantı”na kurban edildiği sürece daha çok gıda enflasyonları yaşarız. Yanlış tarım ve hayvancılık politikalarının sonucunda ortaya çıkan gıda enflasyonun ağır yükünü tek başına sütçülere ve fırıncılara taşıtmaya çalışmak ekonomik krizin gıda krizine dönüşmesine yol açabilir.

Halkın ucuz süt ve ekmek tüketmesi sağlanarak enflasyou daha az hissetmesini amaçlayan fiyat baskısı serbest piyasa ekonomisindeki dengeleri bozabilir. Bu popülist uygulamalardan bir an önce vazgeçilmeli. Yetkililer ekonomik krizi gıda krizine dönüştürebilecek böylesi bir tehlikeye karşı daha dikkatli, duyarlı ve sorumlu davranmalıdır.

Grafik-4: Seçilmiş İşlenmemiş Gıda Kalemleri (Yıllık % Değişim) Grafik-5: Seçilmiş İşlenmiş Gıda Kalemleri (Yıllık % Değişim)

 

>> Süt Dünyası

2006 yılından beri yayınını sürdüren tarafsız ve bağımsız medya kuruluşudur. Süt Dünyası Dergisi kurulduğu günden bu yana ilkelerinden taviz vermeden yayıncılık faaliyetine devam ediyor. Süt Dünyası Dergisi Haber Merkezi tarafından hazırlanan her türlü içerik "Süt Dünyası" imzası ile yayınlanmaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.