Süt sığırcılığındaki hızlı yükseliş ve hızlı genetik ilerleme ile birlikte hayvanların ihtiyaçları da artmıştır. Buna paralel olarak gerek hayvan refahı gerekse besleme yönetimi ilgi odağı haline gelmeye başlamıştır.
Hıdır Gümüş, Fatma Karakaş Oğuz (Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı, Burdur-Türkiye)
Ülkemizde süt sektörü hem üretim hem de işleme sanayi bakımından gelişmektedir. Halkın beslenmesinde önemli bir konumda yer alan süt sektörünün tarım ekonomisi içerisinde de payı büyüktür. Bazı dönemlerde ülkemizde oluşan ekonomik krizlerden ve yanlış uygulanan tarım politikalarından dolayı süt sektörü sekteye uğramıştır. Özellikle 2007 ve 2008 yılında süt yem paritesi 1’in altına düşmüş ve yaklaşık 1 milyon süt hayvanı kestirilmiş bunu müteakip damızlık hayvanlardaki azalış ile birlikte ülkemizde doğan et açığını tamamlamak üzere 2010 yılında et ithalatına başlanmıştır (Yıldız, 2011).
Bu yıllardan sonra ülkemizde süt üretimi hayvan varlığıyla birlikte paralel olarak artmaya başlamıştır. Süt sığırcılığındaki hızlı yükseliş ve hızlı genetik ilerleme ile birlikte hayvanların ihtiyaçları da artmıştır. Buna paralel olarak gerek hayvan refahı gerekse besleme yönetimi ilgi odağı haline gelmeye başlamıştır.
KORUNMUŞ YAĞLAR (BY-PASS YAĞLAR)
Beslenme, hem karlılığı hem de süt verimini etkileyen en önemli faktörlerden bir tanesidir. Bunun yanı sıra ırk, yaş, canlı ağırlık, laktasyon dönemi, kızgınlık ve gebelik, çevre ısısı, hastalıklar süt verimini ve sütün bileşimini etkileyen diğer faktörlerdir (Anonim, 2014). Yağlar ve aminoasitler gibi yem katkı maddeleri süt verimini ve süt bileşenlerini artırmak için uygulanabilen metodlar arasında yer almaktadır (Nam ve ark., 2014).
Yağlar, insan ve hayvan beslenmesinde önemli bir yer tutan temel bileşenler olup özellikle laktasyon başlangıcında yüksek süt verimli ineklerin rasyonlarına enerji düzeyinin ve süt veriminin artırılması amacıyla katılmaktadır (Görgülü ve Kutlu, 2001; Ayaşan ve Karakozak, 2011).
Ancak yağlar belli bir oranı aştığında rumende yem partiküllerini sararak mikroorganizmaların yemlere ulaşmasını önlerken aynı zamanda rumende oluşan son ürünlerden özellikle asetik asit konsantrasyonun düşmesine de neden olmaktadır. Ayrıca yağ asitlerinin rumen mikroorganizmaları üzerine antimikrobiyel etkinin olduğu belirtilmektedir (Görgülü ve Kutlu, 2001). Yağların ve yağ asitlerinin bu olumsuz etkilerinden dolayı rasyonlara by-pass yağlar yani korunmuş yağlar katılmaktadır. Korunmuş yağların 3 değişik tipi bulunmaktadır.
Bunlar hidrojenize olmuş by-pass yağlar, yağ asitlerinin kalsiyum tuzları ve fraksiyone by-pass yağlarıdır (Ergün ve ark, 2011). Lezzet açısından fraksiyone yağlar diğerlerine göre daha iyidir. By-pass yağların doymamış yağ asitlerinin fazla, doymuş yağ asitlerinin ise özellikle stearik asidin az olması sindirebilirliği artırabileceğinden dolayı rasyonun enerji miktarını da arttıracaktır (Türkmen, 2010). Süt sığırı rasyonlarında kuru madde esasına göre yağlar %5’e kadar katılırken, by-pass yağlar rasyona maksimum %8’e kadar katılabilmektedir. Ancak işçilik hataları, rasyon hesaplamalarında yapılan hatalar ve yağ kalitesinde sapmalardan dolayı tedbiri olarak %7 katılması tavsiye edilmektedir.
Tropikal iklimlerde ise enerji kaynağı olarak kullanılan yağların enerji yoğunluğunu artırdığı ve daha az ısı artışına neden olduğundan dolayı kullanımlarının geniş alan bulduğu belirtilmektedir (Ramana ve ark,. 2003).
YAPILAN ÇALIŞMALAR
Aşırı tane yemle besleme durumunda enerji miktarı artabilir ancak rumen fonksiyonlarının sekteye uğramasıyla birlikte süt yağının düşmesine neden olabilir. Rasyona yağ katılması durumunda ise enerji yoğunluğu artar, ancak by-pass olmayan yağların aşırı miktarda verilmesi durumunda kaba yem tüketimi azalır (Nam ve ark; 2014), mikrobiyel popülasyon olumsuz yönde etkilenir ve rumen fermentasyonu zarar görebilir (Ganjkhanlou ve ark., 2009). Bundan dolayı yem katkı maddesi olarak rumende korunan yağlar (RKY) ile ilgili birçok çalışma yapılmıştır (Chillard ve Ferlay, 2004; Ganjkhanlou ve ark., 2009; Nam ve ark., 2014).
Ganjkhanlou ve ark. (2009), yaptıkları çalışmada erken laktasyondaki süt ineği rasyonlarına korunmuş yağ ilavesinin kuru madde tüketimini düşürdüğünü ancak süt verimine, süt yağına, süt proteinine ve laktoz bileşenlerine herhangi bir etkisinin olmadığını ifade etmişlerdir. Haddad ve ark. (2004), koyun rasyonlarına korunmuş yağ ilavesiyle birlikte kuru madde tüketiminin azaldığını rapor etmişlerdir.
Süt yağı, süt bileşenlerinin üretiminde önemli enerji maliyetini temsil etmektedir. Ayrıca süt bileşenlerinin içinde en değişken parametrelerden biridir (Pappritz ve ark., 2011). Süt yağı asit kompozisyonu intrinsik ( üreme, genotip, gebelik durumu ve laktasyon) ve ekstrinsik faktörlere (çevresel) bağlıdır (Chillard ve Ferlay, 2004). Denemelerde bu farklılıklardan sorumlu etkenler arasında yağ kaynakları, yağ asidi kompozisyonu ve yemlere katılan düzeyleri bulunmaktadır (Titi, 2011). Süt yağı asidinin iki kökeni vardır; ya plazma lipoproteinleri meme bezlerine alınır ya da asetat ve 3-hidroksibütirattan yeniden sentezlenir (Chillard ve Ferlay, 2004). Yağ ilavesi yapılan rasyonlarda protein artırılmalıdır. Rasyonda protein ve aminoasit yetersiz olursa, lipoprotein sentezi düşebilir. Meme bezlerinde yağ ve protein transportunun azalması süt proteinin düşmesine neden olur (Naik, 2013).
Veth ve ark. (2005), kalsiyum ve formaldehidle muamele edilmiş konjuge linolenik asidi abomasuma direkt enfüze etmişlerdir. Korunmuş yağların ikisinde de süt yağının düştüğü lakin süt veriminin süt proteinin ve kuru madde tüketiminin düşmediğini belirtmişlerdir. Konjuge linolenik asitin süt yağı sentezi için gerekli enzimi inhibe etmesinden dolayı süt yağ oranın düştüğü ifade edilmektedir (Baumgard ve ark., 2002). Lounglawan ve ark. (2006), süt ineği rasyonlarına korunmuş yağ ilavesinin süt verimine ve süt kompozisyonuna etkisi olmadığını rapor etmişlerdir. Rumen by-pass yağ ilavesiyle birlikte C4:0 azalırken C12:0 ve C14:0’ın yükseldiği rapor edilmiştir.
Elliot ve ark (1996), ise by-pass yağ ilavesiyle birlikte kısa ve orta zincirli yağ asit düzeylerinin azaldığını ancak uzun zincirli yağ asit düzeyinin yükseldiğini belirtmişlerdir. Süt yağı kompozisyonundaki farklılığın rasyondaki farklı yağ asidi kompozisyondan kaynaklandığı da aynı çalışmada belirtilmiştir. Yılmaz ve ark. (2009), keçi rasyonlarına korunmuş yağ ilavesiyle birlikte süt yağının arttığını belirtmişlerdir. Nam ve ark. (2014), süt sığırı rasyonlarına korunmuş yağ (KY) ve korunmuş aminoasidi (KA) birlikte ilave etmişlerdir.
Çalışmanın sonunda KY ve KA’in süt verimini, süt yağını, süt proteinini ve %4 düzeltilmiş süt yağı düzeyini olumlu yönde etkilediğini belirtmişlerdir. Araştırmacılar daha önce orta laktasyondaki süt sığırı rasyonlarına KY ve KA’in birlikte katılmadığını da belirtmişlerdir (Nam ve ark., 2014). Titi ve ark. (2011) Shami keçi rasyonlarına %3 düzeyinde yağ asitlerinin Ca-tuzları (by-pass yağ) ilavesinin süt verimini etkilemediğini, ancak süt yağı ve süt protein yüzdelerini artırdığını belirtmişlerdir. Yapılan bazı çalışmaların sonuçlarına Tablo 1’de yer verilmiştir.
Rasyona ilave edilebilecek yağlar serbest yağ asitleri, esterleşmiş yağ asitleri ve yağ asitlerinin mineral tuzlarıdır. Yapılan birçok araştırmada da Ca ile sabunlaştırılmış yağların erime sıcaklıkları ve üretim proseslerinin ucuz olması dolayısıyla hem etkili hem de ekonomik yağ kaynakları olduğu görülmektedir. Rasyona katıldıklarında sindirebilir enerji sağlamaları nedeniyle rasyon fiyatlarında da esneklik kazandırmaları açısından iyidir. Tek dezavantajı sabunsu kokuları olup alıştırma döneminde hayvanların kokudan dolayı yeme ulaşma isteklerinin olmamasıdır.
Çalışmalarda ortaya çıkan farklı sonuçlar birçok faktöre bağlıdır.
Bunlardan bazıları;
• Hayvan ile ilgili faktörler (hayvanın cinsi, ırkı ve sağlık durumu)
• Rasyon ile ilgili faktörler (kaba yem/konsantre yem oranı, kaba yem ve tane yem çeşidi)
• Yağ ile ilgili faktörler (hangi tip korunmuş yağ olduğu, korunmuş yağdaki yağ asitlerinin doymuş/doymamış yağ asidi miktarı ve profili, rasyona katılma düzeyi)
• Çevresel faktörler (hava şartları) çiftlik koşulları ve yönetimi ile ilgili faktörlerdir (barınak koşulları, işçilik hataları).
Korunmuş (By-pass) yağın süt sığırlarında kullanımı ile ilgili yapılan çalışmalara bakıldığında hala bu konuda net bir görüşün ortaya koyulamadığı, bu alanda daha fazla araştırma yapılmasına ihtiyaç olduğu görülmektedir.
Tablo 1. Yapılan Bazı Çalışmaların Sonuçları
KAYNAKLAR
Anonim, 2014. Erişim: [http://www.tarimkutuphanesi.com/sutverımını_etkıleyenfaktorler_00140.html ]. Erişim tarihi: 11.12.2014.
Ayaşan T, Karakozak, E. 2011. Korunmuş yağların hayvan beslemede kullanımı. Atatürk Üniv. Vet. Bil. Derg. 6, 85-94.
Baumgard LH, Matitashvili E, Corl BA, Dwyer DA, Bauman DE. 2002. Trans-10, cis-12 conjugated linoleic acid decreases lipogenic rates and expression of genes involved in milk lipid synthesis in dairy cows. J Dairy Sci., 85 :2155–2163.
Chilliard Y, Ferlay A. 2004. Dietary lipids and forages interactions on cow and goat milk fatty acid composition and sensory properties. Reprod. Nutr. Dev., 44, 467-492.
Elliott JP., Drackley JK., Weigel DJ. 1996. Digestibility and effects of hydrogenated palm fatty acid distillate in lactating dairy cows. J. Dairy Sci., 79, 1031–1039.
Ergün A., Küçükersan K., Saçaklı P. 2011. Yem katkı maddeleri. Ergün A., Tuncer ŞD., Çolpan İ., Yalçın S., Yıldız G., Küçükersan MK., Küçükersan S., Şehu A. Yemler, Yem Hijyeni ve Teknolojisi. p.:211
Ganjkhanlou M., Rezayazdi K., Ghorbani GR., Denghan Banadaky M., Morraveg H., Yang WZ. 2009. Effects of protected fat supplements on production of early lactation Holstein cows. Anim. Feed Sci. Tech., 154, 276-283.
Görgülü M., Kutlu HR. 2001. Süt sığırcılığında çevre sıcaklığı ve besleme ilişkisi. Çiftçi Tarım ve Hay Derg., 123, 21-28.
Haddad, SG ve Younis, HM. 2004. The effect of adding ruminally protected fat in fattening diets on nutrient intake, digestibility and growth performance of Awassi lambs. Anim. Feed. Sci. Technol., 113, 61-69.
Lounglawan P., Chullanandana K., Suksombat W. 2006. The effect of hydrogenated fat or Ca-salt of fatty acids on milk yield, composition and milk fatty acid of dairy cows during mid lactation. Thai J. Agric. Sci., 41, 29-36.
Naik PK. 2013.Bypass fat in dairy ration. Anim. Nutr. Feed Techno., 13:147-163.
Nam IS, Choi JH, Seo KM, Ahn JH. 2014. In vitro and lactation responses in mid-lactating dairy cowsfed protected amino acids and fat. 27: 1705-1711.
Pappritz J, Meyer U. Kramer, R. Weber E, Jahreis G, Rehage J, Flachowsky G, Danicke S. 2011. Effects of long-term supplementation of dairy cow diets with rumen-protected conjugated linoleic on performance, metabolic parameters and fatty acid profile in milk fat. Archives of Animal Nutrition., 65, 89-107.
Ramana Y, Krishna N, Rao ER, Reddy TJ. 2003. Influence of dietary protected lipids on intake and digestibility of straw based diets in Deccani sheep. Anim. Feed Sci. Techno., 106, 29-38
Titi H. 2011. Effects of varying levels of protected fat on performance of shami goats during early and mid lactation. Turk. J. Vet. Anim. Sci., 35: 67-74.
Türkmen, İİ. 2010. Süt sığırı rasyonlarına yağ katılmalı mı? Tüsedad Derg., Mart-Nisan sayısı, 19.
Veth MJ, Gulati SK, Luchini ND, Bauman DE. 2005. Comparison of calcium salts and formaldehyde-protected conjugated linoleic acid in inducing milk fat depression. J. Dairy Sci., 88, 1685-1693.
Yıldız, A. 2011. Çiğ sütte kriz kapıda. Tüsedad derg., 7:1-2
Yilmaz A., Corduk M., Toprak NN., Pulatsu S. 2009. Effects of the supplemental protected fat to concentrate feed on performance and some milk parameters in dairy goats. J. Anim. Vet. Adv., 8, 2143-2146.