Abdi Kösem yazdı…
Bugünlerde mevsim itibariyle yaz aylarını yaşıyoruz. Mevsimsel olarak yazın tam ortasındayız. Güneyden gelen Afrika sıcaklıklarının da etkisiyle mevsimsel ortalamalarında üzerinde sıcaklıklar ülkemizi tabir yerinde ise kavuruyor.
7 Haziran’da yapılan milletvekili seçimleri sonucunda ülkemizde 13 yıldır süren tek parti iktidarı sona ermiştir. Yeni kurulacak olan hükümetin koalisyon hükümeti olması nerdeyse kesindir. Yaklaşık bir aydır hükümet kurma ile ilgili çalışmalar başlamamıştır. Yönetimdeki bu boşluk nedeniyle ekonomi piyasaları dalgalı bir seyir göstermektedir.
Yine mevsim itibariyle tam da harmana rastgelen bugünlerde üreticinin elde ettiği ürünü paraya çevireceği bugünlerde belirsizlik ve piyasalardaki kararsızlık-durgunluk örgütsüz olan üreticiyi daha da derinden etkilemektedir. Üretici ile ilgili kararlarda üretici ve örgütleri yetersiz veya etkisiz kalmaktadır.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel başkanı Sayın Şemsi Bayraktar’a göre, geçtiğimiz bir yıl içerisinde beyaz peynirde %7,9, yoğurtta %2,4, fabrika yeminde %2, yoncada %3,6, tüketici enflasyonu %7,2, dolar kurundaki artış ise %24 olmuştur.
Ülkemizde bir yıl içerisinde fiyatı artmayan tek ürün ‘çiğ süt’tür, Temmuz 2014’ten beri 1 lira 15 kuruştur.
Üreticimiz önümüzdeki dönemde enflasyonun, döviz kurunun, yem, mazot, gübre fiyatlarının ne olacağını bilememektedir. Bildiği tek şey sabitlenmiş olan, sürdürülemez çiğ süt fiyatıdır.
Bilindiği gibi ülkemizde uygulanmakta olan Türk Gıda Kodeksi Çiğ Süt ve Isıl İşlem Görmüş İçme Sütleri Tebliği’ne göre İçme sütü üretiminde kullanılacak olan çiğ sütler üretim tesisinde sütün kabulünden sonra 4 saat içinde işlenmeyecek ise, 6 oC’yi geçmeyen bir sıcaklığa soğutulmalı ve ısıl işlem geçirinceye kadar bu sıcaklıkta tutulmalıdır. Kabulden sonra 36 saat içerisinde ısıl işlem görmeyen çiğ sütlerde direkt veya indirekt testlerle belirlenen toplam bakteri sayısı mililitrede 300 bin adeti aşmamalıdır. Bu husus çiğ süt içerisindeki canlı bakteri ve somatik hücrelerin sayılarının artmasını engelleyecek olan tek husustur.
Sütü soğutmak
Sütün soğutulması dış ortam sıcaklığının arttığı yerde daha fazla elektrik enerjisi kullanılarak yapılmaktadır. Bu durum çiğ sütte kilo başına düşen enerji maliyetinin daha da fazla olmasına neden olmaktadır. Maliyetlerin ürün fiyatını geçtiği bu durumlarda üreticilerimiz sıcak ama çok sıcak günlerde sütünü soğutmak için soğuk terler dökmektedir.
Üreticilerimiz bu durumda çözüm arıyorlarsa önce aynaya bakmalıdırlar. Bireysel olarak çözüme yatkın olmayan ve çözümden yana olmayan üreticilerimiz, üyesi oldukları örgütlerde karar mekanizmalarında etkin olamamaktadırlar.
Çiğ süt üreten üreticilerimizin işletmelerinin %85-90’ı 10 sağmal inekten daha küçüktür. Bu husus ölçek ekonomisine uygun değildir. Üreticilerimizin üretim maliyetleri yüksektir. Üreticilerimiz en kısa zamanda en az 10 sağmal, orta vadede 30 sağmal, uzun vadede ise 50 sağmal ineklik işletmelere kavuşmaları gereklidir. Süt hayvancılığında örnek gösterilen Hollanda’da işletmelerin çoğu 50 sağmallık olup, aileyi oluşturan anne, baba ve çocukların çalışmaları ile işler yürütülmektedir. Unutmayalım Hollanda toprakları bizim topraklarımızdan daha verimli daha zengin değildir.
Bizler daha verimli, daha zengin olan topraklarımızda hayvancılığı ana geçim kaynağımız olarak görmüyoruz, 3-5 inek bakalım diye bakıyoruz. Ahırda ve ağılda hayvanı olan çiftçimiz tarlasına yem bitkisi ekmelidir. Ne kadar hayvanının ihtiyacını kendi kendine karşılar ise maliyetlerini o kadar düşürecek ve para kazanacaktır. Üreticilerimiz güçlerini birleştirmelidir. Ortak satın alma- orta üretim-ortak satış ekseninde ortak akıl oluşturmalıdır.
Unutmayalım ki, üreticilerimiz itici gücümüzdür. Her yıl sıfırı bir yapmaktadırlar. Günümüzde 1 yetmemektedir, 1’in 2 hatta 3, 4 ve 5 olması gerekiyor. Bunun için; hayvanlarımızın konfor ve refahının arttırılması, iyi tarım uygulamaları, organik üretim, markalaşma, üreticiden nihai tüketiciye doğrudan satış kanalları, ihracat gibi yöntemler uygulanabilir.
Aile işletmelerini büyütecek olan üreticilerimiz; Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı, TKDK’nın IPARD Programı, Kalkınma Ajanslarının Destek Programları, Bölgesel Kalkınma İdarelerinin Yatırım Programları gibi programlardan %50-75 hibe desteği, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden indirilmiş faiz oranlı kredi sağlayabilirler.