Ziraat Mühendisleri Odası ülke tarımının içinde bulunduğu durum ve güncel gelişmeleri değerlendirdi.
Ziraat Mühendisleri Odası 43. Dönem 3. Danışma Kurulu Toplantısı 25-27 Ekim tarihleri arasında Tekirdağ`da gerçekleşti. Toplantı sonrası yayınlanan Sonuç Bildirgesi’nde tarımdaki yapısal sorunlar gündeme getirilerek birçok tarımsal ürünle ilgili uygulamalar eleştirildi.
Sonuç Bildirgesi’nde dile getirilen bazı eleştiriler şöyle:
Türkiye tarımında özellikle 2000 yılından itibaren IMF ve Dünya Bankası tarafından uygulatılan neo-liberal politikalarla tarımsal destekleme sisteminin bütünlüğü bozulmuştur.
Piyasa dinamikleri çerçevesinde tarım arazileri başka sektörlerin kullanımına tahsis edilirken, küçük üretici artan maliyetler nedeniyle üretimden vazgeçmekte ve tarım arazileri kaderine terk edilmektedir.
Son üç yıldır pamuk, aspir ve zeytinyağındaki cüzi artışlar hariç yağ bitkileri, hububat, yemeklik dane baklagiller ve yaş çay yaprağına verilen destekleme primlerinde artış yapılmamıştır.
Lüks yatlara ve gemilere rafineri çıkış fiyatı üzerinden verilen akaryakıt, çiftçiye yaklaşık 2,5 kat daha fazla fiyatla satılmaktadır. Çiftçilere verilen akaryakıt desteği akaryakıt giderinin yüzde 10’unu bile bulamamaktadır.
Kırmızı et sorununun en önemli nedenlerinden biri yüksek girdi maliyetleridir. Üretici hem bu nedenle, hem de ithalat politikaları nedeniyle maliyetin altında fiyatlarla hayvan satışı yapmak zorunda kalmıştır. Bu durum binlerce hayvan üreticisinin iflasına yol açmış ve “sıfır faizli” kredilerle kurulan birçok besi işletmesi de el değiştirmiş veya kapanmıştır.
Süt üreticisi sattığı 1 litre çiğ sütle 1 kilo yem alamaz hale getirilmiştir. Hayvancılıkta uygulanan politikalar hayvan üreticisine darbe vururken, tüketiciyi de cezalandırmaktadır.
Hayvancılıkta şirket tarımını öne çıkaran politikalar terk edilerek, mevcut üreticileri daha iyi duruma taşıyacak uygulamalara geçilmeli, var olan imkânlar bu ülkenin üreticileri için kullanılmalıdır.
Küçük üreticilik ve köylülük ülkemizde hızlı bir tasfiye sürecindedir. Buna karşılık AB`de küçük üreticiliği ve aile işletmeciliğini destekleme, özendirme yeni politika aracı olarak daha fazla dikkate alınmaktadır.