Rusya Federasyonu ile anlaşmaya varılarak süt ürünleri ihracatının yolu açıldı. Rusya’ya ihracat izni alan firma sayısında bir değişiklik olmazken tarım bakanlığı, 53 süt ürünleri firmasının Rusya’ya ihracat yapabilecek standarda sahip olduğunu açıkladı.
Süt ürünlerimize Rusya kapılarının açılmasını değerlendiren sektör temsilcileri, çiğ sütte kalite standartları sağlanmadan beklenen başarının elde edilemeyeceğini dile getiriyorlar.
Gıda Tarım Ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü ile Rusya Federasyonu Federal Veterinerlik ve Bitki Karantina servisi arasında yapılan müzakereler sonuç verdi. Türkiye, Avrupa Birliği ülkelerinden sonra Rusya Federasyonu ile de Veteriner Sağlık Sertifikalarında anlaşmaya varılarak süt ürünleri ihracatının yolu açılmış oldu.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Rusya’ya 162 firmamızın ihracat yapabilecek standarda sahip olduğunu söyledi. Eker, Rusya’ya 25 balıkçılık, 53 süt ürünleri, 39 yumurta, 19 kırmızı et ve işlenmiş et ürünleri, 26 kanatlı eti ürünleri olmak üzere toplam 162 firmanın ihracat yapabilecek kalite ve hijyen standardına sahip olduğunu bildirdiklerini belirtti. Türkiye’nin sahip olduğu yüksek potansiyel nedeniyle bu sayının artabileceğini kaydeden Bakan Eker, Rusya Federasyonu’ndan gelen heyetle özellikle hayvansal ürünlerle ilgili konuların ve prosedürlerin ele alındığını ifade etti.
TÜRKİYE’NİN PAYI YÜZDE 2,7
Rusya’nın boykot kararı aldığı ülkelerden tarımsal ürün ithalatı, toplam ithalatının yüzde 50’ye yakınını oluşturuyor. Rusya’nın tarım ürünleri ithalatında Türkiye’nin payı ise yüzde 2,7. Türkiye’den, 14 kanatlı eti, 3 ileri işlem görmüş kanatlı eti, 19 su ürünleri ile 3 süt ürünleri tesisi, Rusya’nın ihracat yapabilecek işletmeler listesinde yer alıyor. Türkiye’den Rusya’ya taze meyve sebze ihracatı yapma iznine sahip toplam 341 firma bulunuyor.
Rusya’nın AB ülkelerinden gıda ithalatına yönelik boykot kararı alarak başka pazarlara yönelmesinin Türkiye açısından önemli bir gelişme olduğunu vurgulayan Tarım Bakanı Mehdi Eker, Rusya’ya geçen sene 1,2 milyar dolarlık gıda ihracatı yapıldığını kaydetti. Eker, Türkiye’nin hem mevcut pazarlarını kaybetmek istemediğini hem de Rusya’yı kalıcı pazar haline getirmek istediğini dile getirdi.
İHRACAT İÇİN AMBARGO BİR ŞANS
Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD) tarafından 25 Eylül’de Denizli’de düzenlenen basın toplantısında da Rusya’ya ihracat konusu öne çıktı. Basın toplantısında konuyla ilgili açıklama yapan Aynes Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Serin, Rusya’ya ikisi süt (Aynes, Pınar) biri dondurma (Algida) firması olmak üzere 3 firmanın ihracat izni aldığını hatırlatarak, Tarım Bakanlığının daha fazla sayıda firmaya geçici izin verilmesi için Rusya’daki muhatap bakanlıkla görüşmeler yaptığını kaydetti.
Serin konuyla ilgili açıklamasını şöyle sürdürdü: “İhracat izinleri öyle kolay alınmıyor. İki yıldan önce izin alma şansı yok, AB’ye ihracat izini almak iki yıldan uzun sürdü, Rusya’ya ihracat için de aynı şekilde iki yıla yakın sürdü. Yani bugün müracaat ettiğinizde iki yıldan az sürede izin alma şansınız yok. Mesela bizim Çin’e de müracaatımız var, denetimlerden geçtik ancak henüz cevabını yazmadılar. Rusya’da ciddi bir ithalat sıkıntısı var, Eylül ayında Rusya’da fuara (Worldfood Moscow) katıldık, fuarda Türk süt ürünlerine müthiş talep oldu. Ancak her ne kadar izin almış olsak da, henüz ürünleri ihraç etme şansına sahip değiliz.”
RUSYA AB İLE KUCAKLAŞMADAN PAZARDAN PAY ALMALIYIZ
Rusya’ya süt ürünleri ihracatı izni alan firmalardan Aynes’in Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Serin, Rusya ile Türkiye arasında Gıda Sertifikası formu konusunda anlaşma sağlanamadığını kaydederek şunları söyledi: “Yani ürünleri buradan araca yüklediğimiz zaman bize Denizli Tarım İl Müdürlüğü Gıda Sertifikası verecek, bu bir form şablonunda. Rusya gümrüğünden bu belgeyle geçeceğiz. Şu anda biz sertifika (Veteriner Sağlık Sertifikası) probleminden dolayı henüz ihracata başlayabilmiş değiliz.” (Açıklamanın yapıldığı tarihten sonra Veteriner Sağlık Sertifikası konusunda iki ülke arasında anlaşma sağlandı.)
Rusya’ya ihracatın başlamasıyla Türkiye’de süt sıkıntısı yaşanabileceğine de dikkat çeken Serin, bunun panik sebebi olmaması gerektiğini söyledi. Aynes Yönetim Kurulu Başkanı açıklamasını şöyle sürdürdü: “Benim bu konuda şöyle bir kanaatim var, Rusya ile AB çok sırt sırta duramazlar. Bu nedenle bizim bir an önce gidip Rusya’da az da olsa bir pazar elde edip oradan çıkmamamız lazım. AB’nin Rusya ile kucaklaşmasından önce bu izinler alınarak Rusya pazarına girilirse iyi olur diye düşünüyorum.”
PAZARIN YÜZDE 5’İNE RAZIYIZ
Denizli’de düzenlenen basın toplantısında gazetecilere açıklama yapan Ambalajlı Süt Üreticileri Derneği Başkanı Harun Çallı, Rusya’nın ithal ettiği süt ürünlerinin Türkiye’de birebir karşılığının olmadığını kaydederek şunları söyledi: “Bizim burada amacımız Rusya’nın ihtiyacını yüzde 100 karşılamak değil, zaten böyle bir imkanımız da yok. Biz bu pazarda etnik veya markalı ürünlerimizden birkaç tanesinin yer almasını hedefliyoruz. Rusya’nın ihtiyacını tamamen karşılamaya hiçbir ülkenin gücü yetmez, bizim de böyle bir gücümüz yok. Ayrıca ürünlerimiz de aynı değil. Dolayısıyla biz orada sürülebilir ürünler ve mozarella gibi peynirlerimizi satmayı hedefliyoruz.”
Rusya’nın Avrupa’dan daha çok sert peynirler aldığına dikkat çeken Çallı, Türkiye’de bu ürünlerin karşılığının olmadığını söyledi. Çallı açıklamasında, “Ayrıca tereyağı ithalatı yapıyorlar, bizden tereyağı ithal etmeleri zaten mümkün değil. Çünkü dünya piyasasından çok daha ucuza alabilirler” diyerek, Rusya pazarının yüzde 5’ine bile razı olduklarını dile getirdi. ASÜD olarak Rusya pazarında bir araştırma yapacaklarını söyleyen Çallı, “Hangi ürünleri oraya yollayabiliriz, hangi ürünlerimiz orada tüketilen ürünlerle benzeşiyor? Bu araştırmayı iki aya kadar tamamlamayı planlıyoruz, sonuçlarını kamuoyuyla paylaşacağız” dedi.
İhracat nedeniyle Türk halkının pahalı ürün tüketmesinin söz konusu olmayacağını ifade eden Çallı, “Çiğ süt üretimi her sene yüzde 10 artıyor, Ulusal Süt Konseyi olarak da fiyatları takip ediyoruz” diyerek tüketicilerin endişe etmemesi gerektiğini dile getirdi. Çallı açıklamasında ihracat karşılığında süt ithalatı yapabileceklerini şu sözlerle dile getirdi: “Bir de ihracatın karşılığında Dahilde İşleme Rejimi denen bir uygulama var. İhracat karşılığında ihraç edilen ürüne eşdeğer yurt dışından ucuz hammadde getirebiliriz. Dolayısıyla Rusya’ya ihracat iç piyasadaki fiyatları etkilemez”.
DEVLETLER ANLAŞTI, SIRA FİRMALARDA
Rusya’ya ihracatın önünde engel kalmadığını söyleyen Ambalajlı Süt Sanayicileri Derneği Başkanı Çallı, 15 Ekim itibarıyla ihracata başlayabileceklerini açıkladı. Tarım Bakanlığının, Rusya ile teknik konularda anlaşma sağlandığının bildirilmesinin ardından bir açıklama yapan ASÜD Başkanı Çallı, Tarım Bakanlığı ile Rusya Veterinerlik ve Bitki Karantina Servisi yetkilileri arasında uzun zamandır sürdürülen görüşmelerin sonuçlanarak, gerekli izinlerin alındığını kaydetti. Rusya’ya süt ve süt ürünleri ihracatı önünde hiç bir engelin kalmadığını dile getiren Harun Çallı, “15 Ekim itibariyle ihracat başlayabilir. Rusya pazarının yüzde 5’ine bile hakim olsak sektör için çok büyük kazanç olur” dedi.
Türkiye’de süt ürünleri firmalarının yüzde 80’inin AB ve Rusya’ya ihracat yapacak standartlarda üretim yaptığını dile getiren Çallı, “Süt üretimindeki büyümeyi karşılayacak pazara ihtiyacımız vardı. Rusya pazarı bu anlamda büyük bir fırsat oldu” dedi. Çallı açıklamasında, “Sanayici gitti incelemelerini yaptı. Ciddi bir rakamda ihracat bekliyoruz. Şu anda Rusya ile bir problem kalmadı. Bütün sertifikalandırma işi bitti. Devletlerarası her konuda anlaşıldı” diye konuştu.
İHRACATA UYGUN ÜRÜN YOK
Rusya pazarının büyük bir fırsat olduğunu kaydeden Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, geçmişte Rusya’ya yapılan sebze ve meyve ihracatında bazı ürünlerin istenilen standartlarda olmadığı için gümrükten geri döndüğüne dikkati çekti. Eskiyörük şunları söyledi:
“Sektörün geleceği ihracatta ama ihracat yapabilecek standartlarda yeterince ürünümüz yok. Türkiye’de üretilen sütün büyük bölümü hala istenilen standartlarda değil. Çiftlikler dışında üretilen sütler büyük risk taşıyor. Sütün yerinde kontrol edilmesi gerekiyor. İhracat kapısı açılıyorsa ürünün de kaliteli olması lazım. Hammaddeyi sağlıklı hale getirmeden ürününü ihraç edemezsiniz.”
ÜRETİMDE STANDARTLAR YÜKSELTİLMELİ
Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Başkanı Adnan Yıldız ise Rusya’nın AB standartlarında ürün talep ettiğini, Türkiye’nin pazarda kalıcı olmak için çiğ sütten başlayarak ürün standardını yükseltmesi gerektiğini söyledi. Büyük çiftlikler dışındaki çiğ süt üretiminin AB standartlarında olmadığını savunan Yıldız, “İhracat yapabilmenin koşulu üretim yapan tesisin AB standartlarında olması gerekiyor. Sanayi ayağı bu konuda hazır, hammadde ayağı olan çiğ sütü bu standartlarda üreten 14 çiftlik var. Rusya’nın talebi fazla olursa bu 14 firmanın üretimi yetmeyebilir. Kalıcı olmak için Rusya’nın istediği standartlarda ürün temin etmek gerekiyor. Bunun yolu da çiğ sütten başlayarak üretim standardını yükseltmemiz gerekiyor.”