2018 yılı Ağustos ayından beri çiğ süt aynı fiyata satılıyor. 10 aydır iğneden ipliğe her şeyin fiyatı artarken çiğ süt satış fiyatının yerinde sayması nedeniyle yüksek maliyetlerin altında ezilen çiftçi çareyi ineğini kasaba vermekte buluyor. 1 Ocak’ta beklediği yeni fiyatı bulamayan çiftçi 1 Nisan’da da süte zam alamadı. 10 Nisan’da toplanan Süt Konseyi, çiğ sütün tavsiye fiyatını 2 liraya çıkardı. Yeni fiyat 3,6 yağ ve 3,2 protein oranına sahip soğutulmuş çiğ inek sütü için 1 Mayıs’ta geçerli olacak. 10 ay boyunca aynı fiyattan süt satmaya zorlanan çiftçinin artık dayanacak gücü kalmadı. Süt üretiminde sürdürülebilirlik için herkesi fedakarlık yapmaya çağırıyoruz.
Ulusal Süt Konseyi, Aralık ayında yaptığı toplantıda 1 Nisan 2019’a kadar geçerli çiğ süt referans fiyatında hiçbir artış yapmayarak 1.70 lirada sabit tutmuştu. Üreticinin buradaki mağduriyeti süt prim desteklerine yapılan artışla karşılanmaya çalışılmıştı. Konsey Yönetim Kurulu çiğ süt fiyatını belirlemek için Aralık ayından sonraki ilk toplantısını 10 Nisan 2019’da Tarım Bakanlığında yaptı. Toplantıda Bakanlığın önerisi Konsey tarafından olduğu gibi kabul edildi.
Toplantının ardından bir açıklama yapan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli çiğ süt satış fiyatının Nisan ayı sonuna kadar 1,70 liradan devam edeceğini söyledi. 1 Mayıs-31 Aralık arasında fiyatın 2 lira olarak uygulanacağını kaydeden Pakdemirli, yeni fiyatın yüzde 3,6 yağ ve yüzde 3,2 protein oranına sahip soğutulmuş çiğ inek sütü için geçerli olacağını ifade etti. Pakdemirli açıklamasında, süt destek priminin Nisan ayında 25 kuruş olarak devam edeceğini de sözlerine ekledi.
İSTEDİĞİMİZ FİYAT OLUŞMADI
Yeni fiyata ilk tepki TÜSEDAD Yönetim Kurulundan geldi. TÜSEDAD, arzu ettikleri 2,28 TL’lik fiyatın oluşmadığını bildirere süt prim desteğinin ne olacağının belirsizliğini koruduğunu açıkladı. TÜSEDAD Yönetim Kurulundan yapılan açıklamada, fiyat her ne kadar 31 Aralık 2019 tarihine kadar geçerli denilse de piyasa koşullarında oluşacak değişkenlikler olduğunda Konsey’in tekrar toplanıp fiyat revize etmesi temenni edildi.
TÜSEDAD Yönetim Kurulu Başkanı Sencer Solakoğlu, süt fiyatı ile ilgili belirsizliğin sürdüğü 2 Nisan’da bir açıklama yaparak, “Bir yılı aşkındır maliyetlerin altında üretim yapan çiftçimizin artık dayanacak gücü kalmamıştır” demiş ve TÜSEDAD olarak sürdürülebilirliği sağlamak için Avrupa Birliği çiğ süt fiyat ortalamasına tekabül eden 2,28 TL/Litre fiyatın baz alınmasını istemişti.
BU FİYAT BİR İŞE YARAMAZ
Çiğ süt tavsiye fiyatının 2 TL olmasının üreticiyi rahatlatmayacağını söyleyen isimlerden biri de CHP Tarım Politikaları ve Tarım Örgütlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal oldu. “Yıllardır yaptığımız bir hesaplama var; 1 litre süt ile 1,5 kg yem alamıyor isek hayvancılığı sürdürebilme olanağımız yok” diyen Sarıbal, bu fiyatın bir oyalama fiyatı olduğunu şu sözlerle dile getirdi:
“Yem fiyatlarının sürekli yükseldiği bir dönemde 2 TL çiğ süt fiyatının toplumun tüm kesimlerine, küçük üreticilere, orta ölçekli üreticilere, şirketlere ve birliklere süt vermeyen üreticilere yansımayacağına, ulaşmayacağına göre, bu tavsiye fiyatının bir işe yaramayacağını, bunun bir oyalama fiyatı olduğunu, süt hayvanlarının yine kasaba gideceğini görüyoruz.
O yüzden siyasal iktidara, hayatı sadece seyretmekle geçen Bakana buradan bir kez daha seslenmek istiyorum. Çiğ sütün 1 litresi ile 1,5 kilo yem alınacak şekilde fiyatın garanti edilmesi lazım. Aradaki farkın hükümet tarafından, devlet tarafından mutlaka üreticiye ödenmesi lazım. Prim fiyatlarının 25 kuruştan az olmamak kaydıyla arttırılarak devam etmesi lazım. Bu sağlanamaz ise hayvancılıkta kötüye gidişi süt hayvanlarının kasaba gidişini engelleme şansı yoktur.”
YEM VE SÜT SANAYİCİSİNİN MALİYETİ DE AÇIKLANSIN
Eskişehir Belediyesi ile birlikte Halk Süt projesini hayata geçirerek dikkatleri üzerine çeken süt sektörünün genç liderlerinden Eskişehir İli Mahmudiye Çifteler Han Süt Üreticileri Birliği Başkanı Güner Özer de sosyal medyadan bir açıklama yaptı. “Yeni fiyat açıklanmadan saatler önce yem firmaları aynı anda yemin çuvalına 5 lira zam yaptı” diyen Güner şöyle konuştu:
“Eskiden üç ayda bir şimdi ise yılda bir defa zorla toplanan Ulusal Süt Konseyinin açıkladığı fiyat için şimdilik iyi diyeceğim ama nakliye ve soğutma bedeli yine açıklanan rakamın içine sığdırıldı. Yapılacak masraflar fiyatın içinden düşülerek kalan rakam üreticiye ödeneceğinden bu fiyat yetmezmiş gibi yem sanayii nasıl bir yapı ve iletişim ağı içindeyse tüm Türkiye’de aynı anda zam yapabiliyorlar.
Süt fiyatının açıklanacağı tarihi ve fiyatı hepimizden iyi bilen sanayici yemin çuvalına ülke genelinde 5 lira zam yaptı. Sonra süt fiyatı açıklandı, tam tersi olsaydı süte zam geldiği için sizde yeme zam yaptınız derdik. Tabi biz bunu yemedik, süt fabrikan var, yem fabrikan var, hayvanın gübresi de bize kâr.
Bu oluşumun ismi Ulusal Süt ve Yem Konseyi olsun. 1,3 süt/yem paritesi sabit kılınsın ki önümüzü görelim, güvenelim ve bol bol üretelim. Malum Konsey’de süt üreticisinin maliyetini hesaplarken üreticinin üste para verip bahçeden attırdığı hayvanın gübresini tam aksine iyi fiyata sattığını varsayıp üreticinin oradan da para kazandığını hesaba katan çok bilmiş koca koca hocalar bu yeni isimli Konsey’de yem ve süt sanayicisinin de maliyetlerini ortaya döküp onların da hesabını çıkarsınlar. Biz de görelim zamlar gerçek mi fırsatçılık mı?
Öyle ya masada iki taraf var: Üretici ve sanayici… Üreticinin maliyetlerini hesaplayıp alın size bu para yeter deyip masadan kalkılıyor. Tamam şu an fiyat iyi ama nakliye soğutma masrafını niye içine gizliyorsunuz ve neden sanayicinin maliyetlerini de hesaplayıp ‘Sen sütü şu fiyata mal ettin şu fiyata işledin yaptığın ürünü şu fiyata naklettin ve neden markette şu fiyata satıyorsun?’ demiyorsunuz. Yine yem sanayicisine sen hammaddeyi aldın işledin maliyet bu fakat bu ekstra zam nereden çıktı diye bir sorsanız, bunları şeffafça konuşsanız her şey şeffaf olsa amenna.
Sütü üreten biziz adını (fiyatını) koyan onlar. Bu sistemde ülke hayvancılığı ülke tarımı okyanusun ortasında yelkeni kırık, motoru bozuk bir gemiye benziyor. Kürekler üreticide, sanayici kamarada köleler kürek çekerek size okyanusu aşıracağını sanıyorsanız gemi batınca paranın da kâr etmediğini anlarsınız.”
YEME GELEN ZAMLAR FİYAT ARTIŞINI GEÇERSİZ KILIYOR
Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük ise, yeni çiğ süt fiyatının bugünkü girdi maliyetlerine göre tatmin edici olduğunu ancak önümüzdeki günlerde girdi maliyetlerine tekrar zam gelmesi durumunda üreticinin zora gireceğini söyledi. Dönemsel olarak yemin sütten pahalı hale geldiğini kaydeden Eskiyörük, “Daha sonraki dönemlerde fiyatlar düzelse bile geçmişte kullanılan kredilerin faizleri ödenemez hale geliyor. İnekler en verimli dönemlerinde kesime gönderiliyor” dedi.
Yeni fiyatın süt sektörünü rahatlatacağını söyleyen bir diğer isim, Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Tevfik Keskin. Destek ve katkılarından dolayı, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ye minnetlerini sunan Keskin, Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi olarak da görev yapıyor.
Üretici kanadından Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi olan Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Kamil Özcan da yeni fiyatı, “Herkes tarafından kabul görecek şekilde bir pariteye bağlanmadığı takdirde her gün, her hafta, her ay fiyat konusunda toplanmak zorunda kalabiliriz” diye değerlendirdi.
Parite için çiğ süt/fabrika yemi oranı kullanılabileceğini söyleyen Özcan, süt mamüllerinin raf fiyatı ile çiğ süt fiyatı arasında belirlenecek bir oranın da esas alınabileceğini dile getirdi. Özcan, tavsiye fiyatının belirlenmesinin ardından yem fiyatlarına art arda zam yapılması nedeniyle fiyat artışından yetiştiricinin fayda göremediğini şu sözlerle dile getirdi:
“Ya çiğ süt fiyatları ile birlikte çiğ süt fiyat artışında en büyük paya sahip yem fiyatlarına da müdahale edilmeli ya da dönemsel olarak çiğ süt fiyatına paralel olarak yem fiyatlarının da sabitlenmesi gerektiği düşüncesindeyiz.”
Süt üreticisi, “Sütü 1,5 liraya veriyoruz. Bir çuval (50 kilo) yem 85 lira, 1 balya saman 10 lira, karma yemin kilosu 1,70 lira, yoncanın kilosu 1,35 lira, 1 litre sütün soğutma maliyeti bile 13 kuruş“ diyerek çiğ süt fiyatı belirlenirken sahada yaşanan tüm olumsuzların dikkate alınarak fiyatın belirlenmesini istiyor.
Çiğ süt tavsiye fiyatının aldatmaca ve oyalama enstrümanı olarak algılanmasının beş temel nedeni var:
- Fiyata temel teşkil eden “çiğ süt maliyeti” hesaplanırken gider ve gelirlerin teorik olması ve hayatın gerçeklerinden uzak olması. Örneğin, kimsenin para kazanmadığı hatta işletmeden uzaklaştırmak için para harcadığı gübrenin maliyet hesabında gelir olarak yazılması.
- Tavsiye fiyatına uymamanın herhangi bir yaptırımı bulunmuyor. Sütü alıp işleyen firma süt tozu vb desteklerden yararlanıyorsa sütü referans fiyattan alması gerekiyor. Ancak bunu aşmanın da çeşitli hülle yöntemleri bulunuyor.
- Süt fiyatı belirli dönem için sabitlenirken başta yem olmak üzere girdi fiyatları serbest bırakılıyor. Üretici sütünü sabit bir fiyata satarken, aldığı yem vb girdilerin fiyatı sürekli artıyor. Bu durumda belirlenen fiyat üzerinden çiftçinin para kazanmasını imkansız kılıyor.
- Süt ile yem takas ediliyor. Üretici giderinin yüzde 70’ini oluşturan yemde müşterisine bağımlı. Üretici sütü sattığı firmadan yem almak zorunda bırakıldığı için serbest rekabet ortamı oluşamıyor.
- Üreticiyi Konsey’de temsil edenlerin üreticiyi değil kişisel ikballerini ön planda tutmaları. Üreticinin örgütlü bir güç olmayışından ötürü pazarlık gücünün olmaması.
Süt üreticisi süt fiyatını belirlemede söz sahibi olmadıkça üreticinin sorunları çözülemez.