Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş, et ithalatının üç yıla biteceğini müjdeledi. “Kırmızı et şu anda ithal ettiğimiz bir ürün. İthalatı bir an önce sonlandırıp, ihraç eden bir ülke haline gelmemiz lazım” diyen Daniş, önümüzdeki üç yıl içerisinde ithalatı bitirmek için yaptıkları çalışmalarda son noktaya geldiklerini açıkladı.
Daniş bu açıklamayı MÜSİAD’ın Gaziantep şubesi ev sahipliğinde 10-11 Kasım 2017 tariherinde yapılan “Hayvancılıkta Kalkınma” konulu toplantıda yaptı. Toplantının açılışında konuşan MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan da, Türkiye’nin hayvancılıkta eskisinden çok daha güçlü ve iddialı olması için ithalata son vermesini isteyerek şu çağrıyı yaptı:
“Hayvancılıkta ithalatı sonlandırmayı çok önemsiyoruz. 2016 yılında Türkiye’de 14,3 milyon büyükbaş, 44 milyon küçükbaş hayvan bulunuyordu. Bu sayıyı mümkün olduğunca yukarı taşımalıyız. 2023 yılında nufüsumuzun 85 milyon olacağını düşündüğümüzde tarım ve hayvancılıkta bugünden planlama yapılmalı.”
Bir zamanlar Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yetiştirilen küçükbaş ve büyükbaş hayvanlar Gaziantep’e getirilerek buradan İskenderun ve Mersin üzerinden gemilerle veya karayolundan tırlarla Körfez ülkelerine ihraç ediliyordu. Bir dönem canlı hayvan ihracat üssü olan Gaziantep’in “Hayvancılıkta Kalkınma” konulu toplantıya ev sahipliği yapması bu bakımdan oldukça anlamlı.
Hayvancılıkta ithal eden değil ihraç eden bir Türkiye hedefi olacaksa bunun için en doğru başlangıç noktası Gaziantep’tir. İthalatı bitirme müjdesinin bir dönem hayvan ihracatı üssü olan Gaziantep’ten verilmesi bu bakımdan ayrı bir anlam taşıyor.
Bakan Yardımcısı Daniş konuşmasında, et ithalatını bitirmek için yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı: “Damızlık üretimimizin artması lazım. Hayvan hastalıklarıyla mücadele etmemiz lazım. Meralarımızı daha düzgün kullanmamız lazım. Süt üretimimizi ihraca dayalı olarak arttırmamız gerektiğini düşünüyorum.”
Bu çalışmaların sonucunda kırmızı et ve büyükbaş konusunda kendi kendine yeten bir ülke olacağımızı dile getiren Bakan Yardımcısı, ithalatı bitirmek için hayvan hastalıkları ve buzağı ölümleri ile mücadelede seferberlik başlattıklarını kaydetti.
Daniş, meradan yeme, buzağıdan hayvan hastalıklarına temel problemlerin bazılarını çok güzel ifade etti. Ancak toplumun gelir seviyesindeki artışın tüketime yansımasının kırmızı ette arz açığına yol açtığını söyledi.
Refah seviyesindeki artışın et tüketimine yansıdığını savunan Daniş, “2002 yılında TÜİK rakamlarıyla kişi başı kırmızı et üretimi 6 kilo iken bu rakam 2016’da 14-15 kilolara geldi” diyerek bir anlamda hayvancılıkta yüksek başarılar elde ettiklerini dile getirdi. Yani anlayacağınız, ithalatın sebebini yanlış hayvancılık politikalarına değil, refah seviyesindeki artışa bağladı.
Uygulanan hayvancılık politikalarını savunan Daniş, 2002 yılından bu yana hayvancılığa 25 milyar lira destek verdiklerini, 2002 yılına kıyasla hayvancılık desteklerinin 36 kat arttığını söyledi. Hayvancılıkta mükemmel işler yapıldı ise sektörün içinde bulunduğu durum nedir o zaman?
15 yıldır tarımsal ürünler iç piyasasını ithalat sopası ile terbiye ediyoruz. Üreticiyi ve yetiştiriciyi sanayiciye “maraba” yaptık. Damlarda kaç hayvan olduğunu bile bilmiyoruz. Ülkenin hayvancılığını bilgiye değil varsayımlara dayanarak yönetiyoruz.
Sırbistan’dan, Singapur’a dünyanın her bir köşesinden hayvan ve çeşit çeşit et ithal ediyoruz. Biz nerede yanlış yaptık da dünyanın hayvanını ithal etmemize rağmen sorun gittikçe kronikleşiyor. 2002’den beri herşeyi doğru yapmış ve destekleri de 36 kat arttırmış isek hayvancılıkta destan yazmış olmamız gerekmez mi?
Bu gidişle önümüzdeki üç yıl içerisinde kırmızı et ithalatı mı, yoksa hayvancılık mı temelli biter?
Hep birlikte göreceğiz.