1976 yılından beri ülkemiz süt ve et sektörünün ve ona bağlı olan sanayinin gelişmesini hedef alarak çalışmalarına devam eden Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği (SETBİR), sektörü en üst düzeyde temsil eden bir çatı kuruluştur.
SETBİR temel olarak süt, et ve gıda sanayinin gelişmesi, ürün işleyen fabrikaların teknolojik altyapılarının Avrupa Birliği standartlarına kavuşması için destek sağlamak adına çalışmalar gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır.
Ayrıca kamu ile sanayi arasında bilgi alışverişi ve iletişim sağlanması amacıyla köprü görevi üstlenmektedir.
SETBİR, ulusal ve uluslararası projelerde yer alarak, sanayide üretim teknolojileri ve işleme kolaylıklarını geliştirmek ve yeni teknolojileri tanıtmak için hizmet etmektedir. Bu amaçla SETBİR’in ortağı ve yürütücüsü olduğu AB projeleri mevcuttur. SETBİR; et, süt ve hayvancılık alanında çalışma grupları oluşturmuştur. Bu çalışma grupları, sektördeki sorunlar ve çözüm önerileri üzerinde çeşitli çalışmalar yapmış ve proje önerileri geliştirmiştir.
Ülkemizde et, süt ve hayvancılık sektörlerinde en temel ortak sorunlar aşağıdaki gibi belirlenmiştir
- Kayıt ve kontrol dışı üretim ve ticaret,
- Hayvan hastalıkları,
- Yem üretimi, temini ve teknolojisi,
- Arz, talep ve fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde sağlanması.
SETBİR’in öne çıkardığı bir numaralı sorun, kayıt ve kontrol dışı üretim ve ticarettir. Bu alanın içerisine, veri tabanındaki eksiklikler ile kayıtdışı et ve süt üretimi ve ticareti girmektedir.
Süt ve süt ürünleri beslenmede büyük öneme sahip olan temel besin maddesi olmasına rağmen birçok mikroorganizmanın üremesi için de mükemmel bir ortam oluşturmaktadır. Süt memede bulunduğu dönemde sterildir, ancak sağım sırasında ve sağımdan sonra çeşitli aşamalarda süte mikroorganizmalar bulaşabilir.
Ülkemizde paketli içme sütü tüketim alışkanlığının düşük olduğu, tüketilen sütün önemli bir kısmının aslen yasal olmayan biçimde hiçbir işlem geçirmeksizin sokakta açıkta satıldığı bilinmektedir.
Süt tüketimi artırılırken, bunun sağlıklı şartlarda olması bir zorunluluktur. Bu nedenle açıkta satılan sokak sütlerinin besin değeri ve mikrobiyolojik özelliklerinin bilinmesi ve toplumla paylaşılması toplum sağlığı açısından önem taşımaktadır.
Bu amaçla Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Ünitesi ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümleri Laboratuarlarında bir çalışma yapılmıştır. 2001 yılında ve 2010 yılında Ankara’nın çeşitli semtlerinde sokakta satılan çiğ süt, çeşitli marketlerde satılan UHT süt ve pastörize süt örnekleri alınarak, sütün içerisinde bulunan bakteriler ile sütlerin kalori, karbonhidrat, protein, yağ, vitamin, mineral değerleri ölçülmüştür.
Her iki araştırmada da tüm sokak sütlerinde ölçülen bakteri sayısı standartlarca kabul edilmeyen değerlerde, ml’de 100 binin üzeri olarak bulunmuştur.
UHT ve pastörize sütlerde ise zararlı ve sütün yapısını bozacak hiçbir bakteriye rastlanmamıştır. Ayrıca sokak sütlerinin kalori ve besin öğeleri bakımından yeterli olma durumu yüzde 69 iken, pastörize ve UHT sütler besin değeri açısından yüzde 100 yeterli bulunmuştur.
Sonuç olarak, 2001 yılı ve 2010 yılı çalışma sonuçlarına göre sokakta satılan sütlerin gerek mikrobiyolojik gerekse de besin değerleri açısından uygun olmadıkları belirlenmiştir. Üstüne üstlük 2001 yılı ile 2010 yılı karşılaştırıldığında yaklaşık olarak yüzde 55 oranında daha fazla uygun olmayan açıkta satılan süt olduğu görülmüştür.
Toplumun sağlıklı gıdaya ulaşmasında denetleyicilik görevi olan kamu ve kamu dışı kurumların üstüne düşen görevleri yerine getirirken, insan beslenmesi açısından büyük öneme sahip süt gibi besinlerin tüketiminin özendirilmesi açısından yapılacak olan toplum eğitimlerinin büyük önemi vardır. Ayrıca, sağlıklı güvenilir gıdanın toplumla buluşturulmasında ekonomik tedbirlerin alınması da şarttır. Fiyata yönelik iyileştirme çabaları için toplumun tüm katmanları bir araya gelmelidir. Ayrıca Türk insanının sağlıklı süt tüketimini teşvik edici programların büyük önemi olduğunun tekrar altı çizilmeli ve gerekli olan uygulamalar yapılmalıdır.
Süt kalitesi arttırılmalı ve sokaklarda süt satışının önlenmesi için de bazı programların hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Ayrıca sıcak süt satışının artık tamamen bitmesi, sütün soğutulmuş bir şekilde üreticiden sanayiciye ulaşması gerekmektedir.