Siyasi partilerin tarım programları nasıl olmalı?

Tarım iki temel üretim dalından oluşuyor. Bunlar bitkisel üretim ve hayvansal üretimdir. Bu iki üretim dalı arasındaki tek ayrım, kullandıkları materyalin birinde bitki (tohum), diğerinde ise hayvan materyali (damızlık)oluşudur. Bu nedenle tarım, hayvansal üretimi de kapsar ve tarımı hayvancılıktan ya da hayvancılığı tarımdan soyutlamak olası ve bilimsel değildir. İzin verirseniz bu yazımda bir tarım uzmanı ve bir hayvan çiftçisi olarak 7 Haziran 2015 tarihinde Türkiye’de yapılacak genel Seçimler için “Partilerin Tarım Programları Nasıl Olmalı?” konularında önermelerimi sıralamak istiyorum.
Toprak reformu yapılmalı
Türkiye’de, özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi başta olmak üzere çiftçilik yapmak isteyen topraksız ya da az topraklı çiftçilerin toprak reformu aracılığı ile yeterince topraklandırılması zorunludur. Örneğin, Diyarbakır’da toprakların yüzde 41’inden fazlası ailelerin yüzde 3’ünün denetimindedir. Şanlıurfa’da da 10 milyon dekara yakın arazinin yüzde 30’una yakını ailelerin yüzde 1,5’ine aittir. Bölgenin mayınlı toprakları da topraksız köylülere dağıtılmalı.
Tarımsal destekler küçük ve orta ölçekli işletmelere verilmeli
Türkiye’de, küçük ve orta ölçekli işletmeler, tarımsal işletmelerin hala büyük bir çoğunluğunu oluşturuyorlar. Desteklemelerde bu işletmeler temel alınmalı ve destekler GSMH’nın enaz yüzde 2’si olmalıdır. Tarımsal Destekleme Kurumu kurulmalı ve Tarımsal Destekleme Çerçeve Kanunu ivedilikle çıkarılmalıdır.
Desteklemeler kooperatifleşmeyle birlikte sağlanmalı 
Küçük ve orta ölçekli işletmeler tarımsal nüfusu istihdam ettikleri için toplumsal yanı olan işletmelerdir. Bu işletmeler tarımsal kooperatiflerde örgütlenmek zorundadır. Kooperatifleşmeyi desteklemek için; girdilerden KDV ve ÖTV alınmamalı. Kooperatifler aracılığıyla üreticiler sanayici yapılmalıdır. Katma değer ,ancak bu şekilde üretende kalabilir. Aksi durumda üreticilerin oligopol duruma gelmiş sanayicilerle başa çıkmaları olası olamaz. Kooperatiflerin işledikleri malların KDV’leri de düşürülmelidir. Tarım Kredi Kooperatifleri’nin de çiftçinin ihtiyaçlarını karşılar duruma gelmeleri amaçlanmalı. Kooperatifler Bankası kurulmalıdır.
 
Üretici ve tüketici yararına çalışan, aracıların dışlandığı pazarlama kanalları kurulmalı 
Tarımsal amacı kooperatiflerin mallarını en kısa şekilde tüketicilere ulaştırılması için gerekli düzenlemeler yapılmalı ve üreticiyi korumak amacıyla Sertifikalı Depoculuk ve Depo Makbuzu Sistemi geliştirilmelidir.
Özelleştirilen tarımsal KİT’ler yeniden kamulaştırılmalı
Çiftçi lehine piyasa düzenlenmesi için Tarımsal Kitlerin yeniden kurulması gerekmektedir. Şimdiki durumda pazar fiyatı çok az sayıda şirketin elindedir.
Tarım toprakları korunmalı 
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu’nun 13’üncü maddesi yürürlükten kalkmalı. Ülkesel Arazi Kullanım Planı yapılmalı ve meralar, ovalar, zeytinlikle, ormanlar kanun gereğince koruma altına alınmalı ve tarımsal SİT ilan edilmeli. Toprak Koruma Kurulları, amaç dışı tarım arazisi talanının aracı olarak kullanılmamalı, kurullar üzerindeki bürokratik ve siyasal baskılar kaldırılmalı. 1998 yılında kabul edilen 4342 sayılı Mer’a Yasası’nın uygulanmasına özen gösterilmelidir.
Gıda egemenliği korunmalı ve tarım ürünleri ithalatı engellenmeli 
Türkiye’nin gıda egemenliği, ulusal gıda pazarının adil olmayan dış ticarete karşı gümrük vergilerinin düzeyini yükseltme ve çiftçilerin genetik, toprak ve su gibi kaynaklar üzerinde haklarının tekelci şirketlere karşı korunması gibi önlemlerle alınmalıdır. Bunun sağlanması da, ekonominin diğer dallarında olduğu gibi kamunun denetimiyle olasıdır. Bu bağlamda uluslararası finans kuruluşlarının müdahalesi önlenmeli, iç pazara sermaye giriş ve çıkışları denetlenmelidir.
Hayvansal Ürünler Piyasa Denetleme Kurulu (HÜPDK) çiftçiye hizmet etmeli 
HÜPDK, çiftçilerin çıkarlarını ve tüketicilerin hayvansal ürünlere ucuza ulaşmasını sağlayacak bir yapılanma içinde olmalıdır.
Tarım yasaları yeniden düzenlenmeli 
Tarımla ilgili yasaların tekrar ele alınması zorunludur. Tam bir karmaşa vardır, örneğin köylülerin örgütlendirilmesiyle bağlantılı yasa ve yönetmeliklerde görev alanları çatıştırılmış ve sıksık değiştirilmektedir. Bu da çiftçilerin güçlenerek tarım politikalarını yönlendirmesini olumsuz etkilemektedir.

>> Mustafa Kaymakçı

Prof. Dr., Ege Üniversitesi Ziraat Fak. E. Öğretim Üyesi, Mahmut Türkmenoğlu Kooperatifçilik Vakfı Başkanı. Uzun süre İzmir İli Çiftçi Örgütleri Güçbirliği Platformu Sözcülüğü yaptı. Koyun ve keçi yetiştiriciliği ile üreme konularında çok sayıda araştırması ve makalesi var. Suni Tohumlama, Koyunlarda Döl Verimi, Zootekni Uygulamaları, Üreme Biyolojisi, Koyun / Keçi / Süt Keçisi Yetiştiriciliği konularında yayınlanmış kitapları bulunuyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.