Hayvancılık sektörü, gelişmişlik düzeyleri farklı da olsa tüm ülkeler için büyük önem arz etmektedir. Ülkemizde hayvancılık sektörü tarım sektörü içerisinde insan sağlığı, ekolojik denge ve ulusal ekonomiye katkısı açısından önemli ve önem verilmesi gereken bir alt sektördür.Hayvancılık, tarımın temel uğraş alanlarından biridir. Bu nedenle de tarım sektörünün taşıdığı bütün risk ve belirsizlikler hayvancılık sektörü için de geçerlidir.
Ülkemizde, sektörde son 10 yıl içerisinde üretimde önemli artışlar kaydedilmiş, sektörün işlenmiş ürün üretiminde önemli mesafeler alınmış, ihracatta belirli pazarlarda temsil imkânı sağlanmıştır. Ancak hayvancılık sektöründe de gelişmenin önünde bazı engeller bulunmakta, bunlar sektörün potansiyeli doğrultusunda gelişmesini önlemektedir.
Sektördeki en önemli iki sorun her zaman dile getirdiğimiz gibi kaliteli sürekli güvenilir hammadde temini ve kayıt dışılıktır.
Et ve sütte üretici ve tüketicilerin lehine piyasayı dengelemek amacıyla çeşitli müdahale araçlarını gerektiği zaman devreye koyacak bir Et ve Süt Kurumu faaliyete geçirilmektedir. Et ve Süt Kurumu kurulması kararı Bakanlar Kurulu’nda kabul edilmiştir.
Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, et ve süt fiyatlarındaki aşırı artış ve azalışları kontrol altına alacak bir sistem üzerinde çalışıldığı, fiyatlar üreticiler aleyhine aşırı düştüğünde piyasadan ürünü çekecek, tüketici aleyhine olduğunda da ette olduğu gibi ürünün piyasaya sunulacağı bir sistem geliştirilmektedir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın M. Mehdi Eker, Toprak Mahsulleri Ofi si’nde bunu birçok üründe yaptıklarını belirterek, eti etçi ırktan, sütü ise sütçü ırktan almanın vaktinin geldiğini, bundan dolayı bu ayrımın bir an önce uygulanması gerektiğini belirtmiştir.
Dünya’da özellikle Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’nde özellikle süt, müdahale kapsamı altındadır. ABD’de ilk olarak 1937 yılında federal süt pazarlama kuralları yasa ile belirlenmiştir. ABD süt politikaları 4 ana başlıkta yürütülmekte olup, bunlar; üreticiler için müdahale alımları, eyalet bazında çiğ süt fiyatlarının ve tüketici süt fiyatlarının düzenlenmesini sağlayan uygulamalar, dış ticaret düzenlemeleri ve tüketimin artırılması uygulamalarıdır.
Avrupa Birliği, kurulduğu yıldan bu yana süt sektörünü, ortak olarak düzenlemektedir. AB’de yapılan uygulamalar, fiyat destekleri (çiğ sütte müdahale fiyatı uygulaması), özel depolama yardımı, ihracat destekleri, arz kontrolleri, süt primleri, ithalat önlemleri olarak gruplandırılabilir.
Ülkemizde son yıllarda yapılan uygulamalara bakıldığında da süt primleri, soğutulmuş süte ilave prim, dahilde işleme rejimi kapsamında süttozu desteği, ihracat teşvikleri, çiğ süt fiyatının bölgesel değil tüm ülke için tek bir fiyat olarak belirlenmesi, tüketimin artırılması ve çocukların süt içme alışkanlığı kazanması için Okul Sütü programının yürürlüğe konulması gibi birçok önlemin uygulandığı görülmektedir.
Tüm bu uygulamaları da kapsayacak ve uzun dönemli et, süt ve hayvancılık politikaları oluşturacak bir müdahale kurumu oluşturulması gerekliliğini SETBİR olarak her platformda dile getirdik, getirmeye devam ediyoruz.
Bu kapsamda Et ve Balık Kurumu’nun Et ve Süt Kurumu’na dönüşerek bir müdahale kurumu niteliğine bürünmesi son derece olumlu bir gelişmedir.
Et ve sütte piyasa düzeninin işleyişinin nasıl olacağı konusunda alınan bilgilere göre Toprak Mahsulleri Ofisi’nin yapısı ve uygulamalarının örnek alınacağı bildiriliyor. Hububat ürünlerinde olduğu gibi et ve sütte piyasanın düzenlenmesi sağlanacağı, Et ve Süt Kurumu’nun piyasada et arzının düzenli ve dengeli olmasını sağlayacak önlemler alacağı, aynı şekilde süt sektöründe mevsimsel etkileri azaltacak ve arzı düzenleyecek çalışmalar yapacağı öğrenilmiştir.
Önümüzdeki günlerde yeni düzenlemelerle ilgili Bakanlar Kurulu Kararları hazırlanarak Resmi Gazete’de yayınlanacak olup, Et ve Balık Kurumu, Et ve Süt Kurumu olarak yeniden yapılandırılacaktır.