Tarım sektörüne sağlanan devlet desteğinin son yıllarda giderek arttığı ve destek alanlarının çeşitlendirildiği görülmektedir. Bu bağlamda 2002 yılında 1,8 milyar lira olan tarımsal destekler 2017 yılında 12,8 milyar liraya ulaşmış ve 2018 yılında ise 14,5 milyar lira olarak planlanmıştır.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından 2017 yılından itibaren bitkisel ve hayvansal üretimde ülkenin sahip olduğu potansiyellerin etkin şekilde kullanımı, üretimin ülke ihtiyaçlarına yönelik planlı ve programlı bir şekilde yapılması ve buna bağlı olarak tarımsal yeterliliğin artırılmasına yönelik önemli projelerin planlandığı ve bu amaçlara ulaşılabilmesi için de yeni ve daha etkin destekleme modellerine geçişin hedeflendiği bildirilmiştir.
Bu kapsamda Havza Bazlı Tarımsal Üretimi Destekleme Modeli uygulamasına geçildiği, 941 havzada 21 ürünün en uygun olduğu havzalarda desteklendiği vurgulanarak, hayvancılıkta ise Yerli Üretimi Destekleme Modeli kapsamında; Mera Hayvancılığı Yetiştirici Bölgeleri, Damızlık Düve Üretim Merkezleri, Damızlık Koç-Teke Üretim Merkezleri ve Damızlık Manda Üretim Merkezleri kurulması, Hastalıktan Ari Bölgelerin Genişletilmesi projelerinin hazırlandığı ve uygulamaya geçildiği bildirilmiştir.
Ancak, desteklemelerin planlama ve projelendirme aşamasında etkin bir sistem kurgulanmasına rağmen daha önceki yazımızda da dile getirdiğimiz üzere uygulama ve takip aşamalarında aynı etkinliğin sağlanamadığı görülmektedir.
Buna ek olarak bitkisel ve hayvansal üretimi bilmeden, ek yatırım olarak ya da hibelerden yararlanmak amaçlı yapılan ve projelendirme aşamasındaki eksikliklerden dolayı sürdürülemeyen yatırımlardan dolayı hibe ve desteklerin çoğu heba edilmektedir.
Buradan hareketle yeni işletme yatırımlarından ziyade mevcut işletmelerin geliştirilmesi ve modernizasyonuna yönelik destek verilmesi hem sürdürülebilirlik hem de etkinlik açısından oldukça yararlı olacaktır. Özellikle hayvansal üretimin büyük bölümünü oluşturan küçük aile işletmelerinin desteklenmesi öncelikli olmalıdır.
Desteklemelerin etkin ve verimli bir şekilde sağlanabilmesi ve mevcut sorunların çözümünde, üreticisinden sanayicisine ve hatta tüketicisine kadar sektörün tüm paydaşlarının görüş ve önerilerine başvurulması ile yaşanan sorunların tam anlamıyla ortaya konması, destekleme modellerinin buna göre belirlenmesi gerekmektedir.
Ülke olarak yeni bir döneme doğru yol almaktayız. Bu yeni dönemde önceliğimiz ülkenin en önemli sektörü olan tarım sektöründe de yeni bir dönemin başlatılması, planlı üretimin, mevcut kaynakların ve potansiyellerin verimli kullanımını teşvik edecek sistemlerin oluşturulması ve tüm bunların tek elden uygulanabilir olmasını sağlayacak bir yapı kurulması gerektiği kanaatindeyiz.
Tüm okurlarımıza ve tüm vatandaşlarımıza en derin sevgi ve saygılarımızı sunuyor, bu vesile ile yapılan erken seçimin ülkemize ve tüm vatandaşlarımıza huzur, sağlık , mutluluk ve bereket getirmesini diliyorum.