Gıda Tarım ve Hayvancılık sektörüne 2018 yılında verilecek desteklerin yaklaşık 15 milyar TL olacağı Meclis’teki bütçe görüşmelerinde açıklanmış bulunmaktadır. Tarımsal istihdamın yanı sıra yurt içi et ve süt ihtiyacının yerli üretimle karşılanması açısından büyük önem arz eden hayvancılık sektörüne Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve çeşitli kurumlar tarafından önemli oranda destek sağlanmaktadır.
Bu bağlamada hayvancılık destekleri kapsamında 2018 yılında üreticiye yaklaşık 4 milyar TL tutarında destek verilecek. Bize göre bu rakam yetersiz çünkü, Tarım Kanununa göre Yurtiçi Gayri Safi Milli Hasılanın (YİGSMH) yüzde 1’inin bu sektöre destek olarak verilmesi gerekiyor. Oysa bu yıl verilen destekler bunun yarısı olan binde 5’in biraz üzerindedir.
Ayrıca verilecek desteklerin sabit yatırım yerine mevcut işletmelerin modernizasyonu ile işletme girdilerine yapılması gerektiği kanısındayız. Çünkü son günlerde edindiğimiz bilgilere göre kaba yem fiyatlarında çok büyük artışlar eydana gelmektedir. Örneğin, 2017 yılı Temmuz ayında tonu 600 – 700 lira olan yoncanın ikinci biçim ürünü bu günlerde 1.000 liradan Konya ve Aksaray’daki yonca üreticilerinden alınmaktadır.
Ülke olarak hayvanın en önemli yemi olan kaba yemi (otu) çözmeden ne etin, ne de sütün sorunlarını çözemeyiz. Mevcut hayvan varlığımıza uygun ve yıllık ihtiyacımız olan Kaba Yem Bitkisi Üretim Planı yapmadan hayvancılığın ne popülasyonunu (sayısını) ne de verimliliğini arttıramayız.
Tüm desteklerimizi otlak yerlerinin geliştirilmesine ve mera ıslahına aktarmalıyız. Gıda arz güvenliğini sağlamanın yolu bitkisel üretimde yapılacak teşvik ve desteklerde köklü değişikliklere gitmekten geçiyor. Kaba yem bitkisi üretimine tohumluğundan ilacına, makine ekipmanından hasadına kadar her şeyine tam destek vermeliyiz. Meraların ıslahı ve geliştirilmesi için köy köy, yayla yayla ayrıntılı plan ve program yapmalıyız.
Çiftçilerimizin kaba yem bitkisi, yapay çayır ve mera üretimine yönelmeleri için teşvik ve destek sağlamalıyız. Bu konuda yapılacak başta sabit yatırımlar olmak üzere her türlü girişime yüzde 100 ve tam destek vermeliyiz.
Bu günlerde tüm üreticilerimiz (süt ve et üreticileri) saman ve kaba yem bitkisi fiyatlarından ve üretim yetersizliğinden şikâyet etmektedirler. Bu şikâyetlerden ve fiyat artışlarından kurtulmak için Kaba Yem Bitkisi üretiminde verilecek teşvik ve destekler yeni bir STRATEJİK PLAN kapsamında yeniden ele alınması kaçınılmaz bir zorunluluktur.
Sonuç olarak, et ve süt üretiminde yaşadığımız sorunların temelinde kaba yem bitkisi üretimindeki yetersizlik ve verimsizlik yer almaktadır.
Hayvancılık sektörünün önünü açmak için de kaba yem üretimi ile ilgili sorunların çözülmesi, bunun için de teşvik ve desteklerin bu alana öncelikli olarak yönlendirilmesi şarttır.
Sözün özü, “TÜRKİYE OTU ÇÖZMEDEN ETİ VE SÜTÜ ÇÖZEMEZ” diyoruz.
Bu vesile ile tüm okurlarımıza huzur, sağlık ve mutluluk içerisinde bereketli bir sene diliyorum.