Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, ülkemizde süt üretimi son yıllarda istikrarlı bir şekilde ve önemli miktarlarda artmaktadır. Ülkemizde toplam süt üretimi 2010 yılında 13,5 milyon ton iken 2011 yılında 15 milyon ton, 2012 yılında 17,4 milyon ton ve 2013 yılında 18,2 milyon ton olmuştur. Son açıklanan verilere göre ise 2014 Mart ayı için, bir önceki ayla karşılaştırdığımızda mevsim ve takvim etkisinden arındırılmamış toplanan inek sütü miktarı %2 artmış, takvim etkisinden arındırılmış toplanan inek sütü miktarı ise bir önceki aya göre %11 artış göstermiştir.
Ülkemizde sanayiye giden inek sütü miktarları ise 2011 yılında 7.073.739 ton, 2012 yılında 7.932.485 ton, 2013 yılında 7.938.510 ton olmuştur.
Sanayiye giden yani kayıtlı inek sütü miktarı toplam inek sütü üretimimizin %47,7’sini oluşturmaktadır.
Sanayiye giden inek sütü haricinde üretilen inek sütü, çiftlikte tüketim, kayıt altında olmayan mandıralarca işleme veya sokak sütü olarak kullanılmaktadır.
Ulusal Süt Konseyi verilerine göre 2013 yılı itibariyle ülkemizde kişi başı içme sütü tüketiminin 37,3 kg, peynir tüketiminin 16,5 kg, yoğurt tüketiminin 30,6 kg, tereyağı tüketiminin ise 1,42 kg olduğu tahmin edilmektedir.
Tüketim açısından baktığımızda, ülke olarak sütü içmeyi değil, yoğurt ve peynir gibi ürünler olarak tüketmeyi tercih etmekteyiz. Gelişmiş ülkelere oranla kişi başı içme sütü tüketimimiz ne yazık ki çok gerilerde kalmaktadır.
Ülkemizde üretimi giderek artan sütün iç tüketiminin artırılması yanında ihracatımızın da artırılması çok önemlidir. İnek sütü üretiminde dünyada 8. sırada olmamıza rağmen ne yazık ki ihracatta aynı başarıyı yakalayamıyoruz. Bunun sebepleri arasında sağlık ve hijyen gibi teknik konular ile maliyet ve kalite konusunda geliştirilmeye açık alanlarımızın varlığı yanında hedef ihracat pazarlarına uygun ürün geliştirilmesi ve pazarlanması ihtiyacı sayılabilir. Yıllardır süttozu ithalatçısı olan ülkemizin 2013 yılı son aylarında maliyet/kur/dünya fiyatı gibi ihracatı doğrudan etkileyen faktörlerin lehimize gelişmesi ile süttozu ihraç etmiş olmasını önemsiyoruz ve gelecek için umutlanıyoruz.
Son yıllarda sektörümüzde yaşanan olumlu gelişmelerle 2010 yılında 169 milyon dolar olan süt ve süt ürünleri ihracatımız, 2011 yılında 227 milyon dolar, 2012 yılında ise 226,5 milyon dolar iken 2013 yılında 282 milyon dolar olmuştur. Her yıl giderek artan oranlarda ihracatımızın olduğu görülmekle birlikte hedefimiz daha büyük rakamlara ulaşmak ve sürdürülebilir kılmak olmalıdır. Bir önemli gelişme de 2013 yılı Nisan ayı itibariyle Avrupa Birliği’ne süt ve süt ürünleri ihracat kapılarının açılmasıdır. Sektör olarak bununla iftihar ediyoruz.
Avrupa Birliği’ne ihracat izni almış süt işletmesi sayısı şu an 8 olmuştur. Ayrıca 29 adet süt çiftliğimiz de AB onaylı hale gelmiştir ve bu sayılar artmaya devam edecektir.
Sütümüzün, süt ürünlerimizin kalitesinin tescili açısından bunlar çok önemli gelişmelerdir ve Avrupa Birliğini referans alan ülkelere ihracatın da kapılarını açacaktır.
Dünya süt ve süt ürünleri pazarında süt ve süt ürünleri için orta vadeli beklentilerin, özellikle gelişmekte olan pazarlarda yaşanan talep artışı ile olumlu olduğu görülmektedir. Dünya pazarı özellikle gelişmekte olan ekonomilerde hem tüketimin hem de üretimin artması ile dinamik kalmaya devam edecektir. Nisan 2015 sonrasında kota sistemi sona erecek olmasına rağmen, (bazı AB üyesi ülkelerde çevresel kısıtlamaların artan bir rol oynamasından dolayı) AB süt üretiminin stabil kalacağı ya da sınırlı artışın yaşanacağı tahmin edilmektedir. Uzun dönem olasılıklarında ise; gelecek 10 yılda dünya süt ürünleri talebinin artmaya devam edeceği, gelişmiş pazarların süt ürünleri talebi için yavaş bir büyüme ile yavaş ekonomik iyileşme göstermeye devam edeceği, gelişmekte olan pazarların ise büyümenin motoru olmaya devam edeceği öngörülmektedir.
Çin, Hindistan, Rusya, Körfez Ülkeleri gibi önemli süt ürünleri ithalatçısı ülkelerin dünya pazarında ithalatları artış göstermeye devam etmektedir. “Bu ülkelere ülkemizden süt ürünleri ihracatının kapıları açılmıştır” diyebiliriz. Bundan sonrası için “rekabetçi maliyetle, pazarın beklentilerine uygun, katma değerli ürünler üreterek istikrarlı bir şekilde ticareti geliştirmek ve sürdürebilmek” hedefimiz olmalıdır.
Süt Dünyası Dergisinin 50. sayısını kutlar, bu vesileyle derginin süt sektörüne katkılarının ve başarılarının devamını dilerim.