Süt destekleme primleri hayvancılık destekleriyle birlikte açıklanmıyor. Ülkemizde üretilen sütlerin yüzde 92’si sığırdan, yüzde 8’i ise manda, koyun ve keçilerden elde ediyor. Sığır dışındaki türlerden elde edilen sütlere verilecek primler hayvancılık destekleriyle birlikte açıklanırken, sığır sütü destekleme primleri hep geç açıklanıyor.
Geçen yılın Ocak-Şubat-Mart dönemi için süt destekleme primi soğuk süte 9 kuruş, sıcak süte ise 4 kuruş olarak Mayıs ayında belirlenmişti. Nisan-Mayıs-Haziran dönemi için soğuk süte verilen destek primi 6 kuruşa düşürüldü, Temmuz-Ağustos- Eylül dönemi için 8 kuruş, Ekim-Kasım-Aralık dönemi içinse 7 kuruş olarak uygulandı. Sıcak süte verilen prim ise yıl boyunca 4 kuruştan devam etti. Aynı şekilde koyun, keçi ve manda sütlerine verilen prim de 20 kuruştan devam etti.
Süt destekleme primleri hayvancılık desteklerinin yaklaşık 1/3’ünü oluşturuyor. Burada yapılan 1 kuruşluk bir değişiklik bile bütçedeki dengeyi bozuyor. Geçen yıl süt fiyatlarını dengelemek için planlamanın üstünde verilen birkaç kuruşluk destekleme nedeniyle hayvancılık destekleme bütçesine 800 milyon lira ilave edilmişti. Hükümet programında bu durum şöyle ifade ediliyor: “2013 yılı içerisinde hayvan başına destekleme ödemeleri ve süt teşvik primindeki artışlardan dolayı hayvancılığa yapılan desteklemelerde yılbaşı öngörülerinin oldukça üzerinde bir gerçekleşme beklenmektedir.”
Hükümet programına göre 2013’de 9 milyar lira olan tarımsal destekleme bütçesi 2014 yılında 9,8 milyar liraya çıkarıldı. Ancak aynı dönem için hayvancılık ayrılan pay azalırken, destek miktarlarında kayda değer bir artış yok. Bu durumda, süt primlerinin geçen yılın rakamlarının altında kalacağa benziyor.
Konuyla ilgili hükümet programında şöyle deniyor: “Hayvancılık desteklemeleri, 2008 yılından itibaren yıllık olarak uygulanmaktadır. Bu desteklerin toplam destekleme bütçesi içerisinde 2012 yılında yüzde 29,3 olan payının, 2013 yılında yüzde 32,5 olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Söz konusu desteklerin toplam destekleme bütçesi içindeki payı 2014 yılında yüzde 29 seviyesinde öngörülmüştür.”
Süt primleri geçmişe dönük açıklanıyor. Süt destekleme primlerinin işletmelerin üretim planlamalarına nerdeyse hiçbir etkisi yok. Bağış ulufe ve lütuf mantığı bu alanda da hüküm sürüyor. Geçmişe dönük açıklanacak primin ne olacağı bilinmediğinden, sütü üretirken ve pazarlarken primi dikkate alarak hesap yapmak zor. Süt destekleme primleri referans fiyatı da dengeleyemiyor. Çünkü referans fiyat önceden açıklanırken, destekleme primleri sütler yoğurt, ayran, peynir ve kutu süt olduktan sonra geriye dönük açıklanıyor.
Sütçülüğün gelişmiş olduğu ülkelerde desteklemeler yedi veya beş yıllık planlamalar ile dönem başında açıklanıyor, bizde ise yıllık. Bu nedenle işletmeler primi de dikkate alarak orta ve uzun vadeli plan yapamıyorlar.
Süt sığırcılığı yapanlar, bugün sattıkları süte ne kadar destekleme alacaklarını bilmiyorlar. Üretimde plansızlığa yol açan bu belirsizlik ülke hayvancılığına zarar veriyor.
Peki, bu belirsizlik kime yarar sağlıyor? İşin sırrı belki de burada…