Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında yeni bir görev değişikliği yaşandı. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı olarak Şanlıurfa Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba getirilmiştir.
Hem bakanlık camiasına ve hem de sektöre hayırlı olmasını diliyorum. Sayın Bakanın beyanatlarından edindiğimiz izlenime göre sektörde “Üretici ve tüketicinin rahatlayacağı yeni bir tarımsal destekleme modeli üzerinde çalıştıklarını” beyan etmiştir. Dileriz ve ümit ederiz ki, tüm tarafların beklentilerine uygun bir destekleme modeli olur.
Mevcut durumu ve 2003-2016 döneminde yapılan teşvik ve destekleri kısaca aktarmak istiyorum.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve çeşitli kurumlar tarafından çeşitli destekler sağlanmaktadır. Hayvancılık destekleri kapsamında 2016 yılında üreticiye yaklaşık toplam 3,5- 4 milyar TL tutarında ödeme yapılmıştır. 2003-2016 yılları arasında sektöre ödenen toplam destek miktarı 20 milyar TL’nin üzerindedir. 2017 yılı için öngörülen destek miktarı ise yaklaşık 6 milyar TL’dir. Ancak hayvancılığın toplam tarımsal desteklerden aldığı pay geçtiğimiz yılların aksine gittikçe azalmaktadır. Hayvan başına verilen birçok destek için 20152016 yıllarında tutar bazında artış yapılmamış, bazı destekler ise kaldırılmıştır. Sadece manda varlığının artırılması için verilen destekler artırılmıştır.
Hayvan başına ödenen doğrudan teşviklerin yanında, yatırımları destekleyen “Kırsal Kalkınmayı Destekleme Programı” kapsamında yatırımların %50’sine kadar hibe verilmektedir. Ayrıca IPARD çerçevesinde tarım ve hayvancılık işletmelerine yönelik hibe programı bulunmaktadır.
Ancak, kırsal kesimdeki aile işletmelerinin mali bünyelerinin ve kurumsal yapılarının yetersiz olması, bu tip işletmelerin söz konusu hibelerden yeterli ölçüde yararlanamamasına neden olmaktadır. Nitekim devlet destekli faizsiz krediler için dahi kredinin 1,5 katı kadar teminat gösterilmesi gerekmektedir.
Destek mekanizmalarının da etkisiyle hayvancılık sektöründe son 10-15 yıllık dönemde ciddi bir dönüşüm yaşanmıştır. Kırsal kesimdeki küçük ve orta ölçekli işletmelerin sayısı azalırken, büyük ölçekli işletmeler yaygınlaşmış; buna bağlı olarak gözle görülür bir verimlilik artışı sağlanmıştır.
Hayvancılık sektöründe kırsal kesim işletmelerinin giderek azalması ve büyük ölçekli firmaların sektöre girmesi sektörde teknoloji kullanımının ve ölçek ekonomisinden faydalanabilen işletmelerin artmasına neden olmuştur. Bu tip işletmelerin artışı sıkıntılar karşısında sektörün kırılganlığını azaltmıştır.
AB ülkelerinde son yıllarda süt ve süt ürünleri tüketimi yatay seyretse de söz konusu ürünlere olan talep küresel bazda artış eğiliminde olduğu öngörülmektedir. Şu anda bile peynir başta olmak üzere birçok süt ürününde lider konumda olan AB’nin, kotaların kalkması ile birlikte dünya ticaretinden daha faz pay aldığı ve/veya alacağı varsayılmaktadır. Son üç yıllık dönemde bölgede süt üretiminin %50 civarında artacağı tahmin edilirken, AB’nin küresel piyasada daha agresif ve rekabetçi politika izleyeceği düşünülmektedir. Bu itibarla da, son aylarda üretim kapasitesinin artırılması amacıyla 1,5 milyar avroyu aşan yatırım gerçekleştirilmiştir.
AB’de süt üretiminde artış yaşanması, ithal girdiye bağımlı olan Türkiye gibi rekabet düzeyi düşük birçok ülkeyi olumsuz etkileyebilecektir. Bu çerçevede, süt ve süt tozu fiyatlarının gerilemesi beklenirken, bu durumun yurt içinde çiğ süt üreticisini olumsuz etkilemesi, sütü girdi olarak kullanan süt sanayicisini ise olumlu etkilemesi öngörülmektedir.
Aynı şey kırmızı et üretimi için de geçerlidir. Hayvancılık sektöründe ithalata yönelik atılan adımlar besiciler için orta ve uzun vadede olumsuz olarak değerlendirilmektedir. Bu durumun kırmızı et işleyicileri için ise olumlu olacağı düşünülmektedir. Hayvan ithalatı için entegre tesislerle sözleşme yapılmasının gerekliliği et fiyatlarını yönlendirmede et üreticisinin elini güçlendirmiştir. Kırmızı ette kapasite kullanım oranında gerileme kaydedilirken, küçülen ölçek nedeniyle birçok firma zarar etmeye başlamıştır.
Et ithalatının fiyatları aşağı çekememesi halinde önümüzdeki dönemde birçok işletme iflas riskiyle karşı karşıya kalabilecektir. Önümüzdeki dönemde canlı hayvan ile kırmızı et ithalatına ilişkin gelişmeler ile et fiyatlarının seyri et sektöründe faaliyet gösteren firmalar açısından belirleyici olacaktır.
İşte tüm bu nedenlerden dolayı her türlü hayvancılık teşvik, destek ve hibelerinin tek elde toplanması ve yeniden planlanması gerekmektedir. Bakanlığın yeni destekleme modelinin uygulama sonuçlarını ve sektöre etkilerini hep birlikte yaşayacak ve tartışacağız.