SETBİR Başkanı Tarık Tezel, Dünya Süt Haftası nedeniyle İstanbul Çırağan Otel’de basın mensuplarıyla bir araya geldi. Toplantıda kırmızı et ve süt ürünlerinde KDV’nin sıfırlanması için Hükümete çağrıda bulunan Tezel, endüstriyel yoğurt başta olmak üzere süt ürünlerine yönelik bilgi kirliliğine karşı etkin mücadele için de Tarım ve Sağlık Bakanlıklarını göreve çağırdı.
Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Başkanı Tarık Tezel, Dünya Süt Haftası nedeniyle düzenlediği basın toplantısında süt ve et sektörlerine yönelik önemli mesajlar verdi.
Et üretimi ve fiyatlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan SETBİR Başkanı Tarık Tezel, Türkiye’de yılda 1 milyon 173 bin ton kırmızı et üretildiğini, bunun 1 milyon 60 bin tonunun sığır, 113 bin 500 tonunun koyun-keçi, kalanın ise manda eti olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin yıllık kırmızı et ihtiyacının 1 milyon 350 bin olduğunu kaydeden Tezel, et açığının 400-500 bin hayvan ile kapatılarak piyasa rahatlatılabileceğini ifade etti.
Et fiyatını asıl belirleyen ana unsurun tüm ürünlerde olduğu gibi arz talep olduğunu, talebin yüksek olmasının fiyatı doğal olarak yükselttiğini söyleyen Tezel dünya kırmızı et üretimiyle ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Dünyada yılda toplam kırmızı et üretimi (domuz eti hariç) 83 milyon ton. Bunun 9 milyon tonu AB ülkelerinde, 1 milyon 173 bin tonu da Türkiye’de üretiliyor. Yani dünyadaki toplam kırmızı et üretiminin yüzde 1,5’i Türkiye’de gerçekleşiyor. AB’deki üretim ile kıyaslandığında ise bizim üretimimizin, onların üretiminin yüzde 14’ü seviyesinde olduğunu görüyoruz.”
Kişi başına yıllık (domuz eti hariç) kırmızı et tüketimiin ABD’de 36 kilo, AB’de 18 kilo, Türkiye’de ise 15 kilo olduğunu kaydeden Tezel, yetişkin bir bireyin günde 70 gram kırmızı et tüketmesi, bu hesapla kişi başına yılda ortalama 25 kilo kırmızı et tüketiminin olması gerektiğini dile getirdi. Ülkemizde yılda 19 milyon ton çiğ süt üretildiğini, Tezel, süt üretimine ilişkin de şu verileri paylaştı:
“17 milyon ton inek sütünü 5,5 milyon sağmal hayvandan elde ediyoruz. Sağmal koyun varlığımız ise 15 milyon baş. 4,5 milyon baş da sağmal keçimiz var. Bu sütün yılda 9,2 milyon tonu, yani yüzde 48’i, Türkiye süt sanayi tarafından işleniyor. Buradan yılda 1,5 milyon ton içme sütü, 58 bin ton tereyağı, 650 bin ton peynir, 1,2 milyon ton yoğurt, 684 bin ton ayran ve 124 bin ton süt tozu üretiliyor.
Süt ürünleri ihracatımız ise 176 bin ton mertebesinde. Geçen yıl 323 milyon dolar değerinde süt tozu, peyniraltı suyu tozu ve peynir çeşitleri ihraç ettik.
Türkiye yıllık 19 milyon tonluk çiğ süt üretimi ile dünyanın 8’inci büyük üreticisi. Dünyada üretilen yıllık 800 milyon ton çiğ sütün yüzde 2,3’ü Türkiye’nin. AB 165 milyon ton, ABD 97 milyon ton, Rusya 31 milyon ton, Çin 40 milyon ton, Brezilya 27 milyon ton, Yeni Zelanda 21 milyon ton çiğ süt üretiyor. Türkiye’de üretilen süt miktarı, AB’de bir yılda üretilen 165 milyon ton sütün de yüzde 11’ine karşılık geliyor. Bu oranla Almanya ve Fransa’nın ardından, üyesi olmasak da AB’de üçüncü büyük süt üreticisiyiz. Fakat gelişmiş ülkelerde kişi başına yıllık süt ve eşdeğeri süt ürünü tüketimi 300 litre. Bu miktar Türkiye’de ise 140 litre.”
Hedef 300 litre süt tüketimi
SETBİR Başkanı Tarık Tezel, süt ve kırmızı et tüketim miktarlarının yeterli olmadığını, buna karşılık süt ve kırmızı et sektörlerinde üretim kapasitesinin mevcut tüketimin çok üzerinde olduğu bildirdi. SETBİR olarak hedeflerinin sütte 300 litre, ette 21 kilo kişi başı tüketime ulaşmak olduğunu açıklayan Tezel, bu hedeflere ulaşmak için yeterli hayvan kaynağına sahip olmamız gerektiğini dile getirdi. Türkiye’de süt ve kırmızı et üretimi için yeterli sayıda hayvanın olmadığını, her yıl ortalama 50 bin baş süt sığırı, 500 bin baş da besi sığırı ithal edildiğini kaydeden Tezel şu görüşleri dile getirdi:
“Eğer kendi hayvan kaynağımızı geliştiremezsek bu ithalat yarın da devam edecek. Dolayısıyla nüfusumuzun süt ve kırmızı et kaynaklı hayvansal protein ihtiyacını karşılayabilmek için hayvan sayımızı artırmak, bunun için de hayvancılığa yatırım yapmak şart. Türkiye hayvancılıkta net ihracatçı, piyasa yapıcısı, yılda 50 milyar dolar gelir elde eden, 1 milyar dolar ihracat yapan, istikrarlı, verimli, rekabetçi bir ülke olabilir ise bunu başarabilir. Bu potansiyel ülkemizde mevcut.”
Kayıt dışı ile mücadele şart
Kaliteli ve hesaplı hayvansal protein kaynağı ile beslenmenin sürdürülebilirliği için kayıtdışının ortadan kaldırılması gerektiğine işaret eden Tezel, kayıtdışılığın üç ayağı olduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Bu kadar vahim sonuçlara yol açan kayıtdışı ile mücadele edebilmek için öncelikle tüm hayvansal protein ürünlerinin KDV’sini sıfırlayarak sosyal bir beslenme anlayışına geçmemiz gerekiyor. KDV sıfırlandığında, ürünün fiyatı aynı oranda ucuzlayacak. Ucuz ürün, tüketimi artıracak. Artan tüketim, kayıt içi ticareti büyütecek. KDV sıfırlandığında, kayıtdışına çıkmak artık bir avantaj sağlamayacağından, kayıtdışı çalışan da kayıt içine girecek. Kayıt içine girenden kurumlar vergisi ile gelir vergisi alma imkanı doğacak. Böylelikle sıfırlanmış KDV, vergi gelirinin de artmasını sağlayacak. Aynı olumlu etki, süt ve et üreticisinin kayıt dışından uzaklaşmasında, hayvan varlığımızın izlenebilirliğinin artmasında da kendini gösterecek.
Süt üzerinden korku tacirliği yapılıyor
Açıklamasında üstesinden gelinmesi gereken en zorlu sorunun bilgi kirliliği olduğunu dile getiren SETBİR Başkanı Tarık Tezel, popülizm uğruna korku tacirliği yapılarak et ve sütün karalandığını ve tüketicinin aklına şüphe tohumları ekildiğini kaydetti.
Tezel şöyle konuştu: “Üzülerek görüyoruz ki, iki asır önce Louis Pasteur tarafından keşfedilen, zararlı bakterileri yok edip sütü daha sağlıklı, dayanıklı ve uzun ömürlü kılan pastörizasyon yöntemini reddeden bir anlayış, tüketicimizin kafasını karıştırıp, dünyada yer edinmeye çalışan sektörlerimizi karalıyor. Bu yapılan yasaları hiçe saymak, bilimi reddetmek, sağlığa sırt çevirmek, halkımızı kandırmak ve gelecek nesillerin köküne dinamit koymaktır. İnanıyorum ki artık sessiz kalmamak, sektörün tüm meslek örgütleri, sivil toplum, gerçek bilim insanları ve basın mensupları ile birlikte bu karalama kampanyasına bir son vermek gerekiyor. Bu vesileyle Tarım ve Sağlık Bakanlıklarımızı da beslenme kültürümüze, halkımızın sağlığına, gıda güvenliğine sahip çıkmaya davet ediyorum.”
SETBİR Başkanı Tarık Tezel açıklamasında, ambalajlı yoğurt ve sütün sağlık yönünden eleştirilmesini de bilimsel bulmadığını dile getirdi.